Kurtuluş Savaşı’nın köşe taşı şehri Kastamonu, Şapka ve Kıyafet Devrimi’ne ev sahipliği yaparak “Zihniyet Devrimi”nin adresi Kastamonu,Atatürk’ün her nutkunda kıymetini bin bir güzel sözle dile getirdiği medeniyet diyarı Kastamonu…
Ulusal ve yerel bayram kutlamalarımız ne ecdada yakışıyor ne de zihniyetimizin olumlu istikamette seyredeceğine dair bir umut veriyor.
“Bayram”coşkudur, eğlencedir, neşedir; bizim bayramlar ise bolca vaaz, kuru gürültü, ilk mektep müsameresi adeta; coşkusuz, hissiz, gülümsemesiz…
Vatandaşın ne başına güneş geçmesine değiyor ne de yağmurda ıslanmasına yahut soğukta buz tutmasına,
Bayramımız “milli”…
Çoban köpeğimiz “Alman”, kurdumuz “Belçikalı”.
Her bayram töreninde yeni bir icada imza atmak ise cabası, resmigeçit töreninde aynı okulun kız öğrencileri ayrı, erkek öğrencileri ayrı saflarda yürüdüler, “imam-hatip” olsa hadi, fen liseleri ne hale gelmiş meğer?..
Ellerinde Türk bayrakları ile öğrenciler resmigeçit yapıyor, “Vali, Belediye Başkanı, Garnizon Komutanı” ayakta selam duruyor, yekûn protokol koltukta keyif yapıyor.
Ulusal bayramın ardından “yerel” bayramımız olan “Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet Devrimi” 94’üncü kutlama programının son törenine geçildi müze bahçesinde…
Yolda kamu görevlilerinin sohbetine denk geldim, “Görevli değiliz programda, katılmayacağız” diyorlardı, “resmi görev” addediyor memur, gönül bağı yok ne ulusal ne yerli bayramla.
Bir avuç kamu görevlisi ve sivil vatandaş müze bahçesindeki törene katıldı, sandalyeler boş kaldı, sandalyelerdeki isim etiketlerine baktım, resmi görevlilerden bile fire vardı…
2 milletvekili, rektör, meslek odası başkanları, siyasi partilerin il başkanları arazi misal.
(Törenin yapıldığı Kastamonu Arkeoloji Müzesi 30 Ağustos 1925 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkası il binasıydı, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk o tarihte aynı zamanda Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Başkanıydı…
Dünkü törende Cumhuriyet Halk Partisi’nin ne il temsilcileri ne de milletvekili vardı.
CHP yoktu amaAKP milletvekili vardı…
Garip ama gerçek.)
30 Ağustos 1925 günü 2 öğretmen konuşma yapmıştı, dünkü törende tarihi canlandırmak namına o günkü konuşmaları yapan 2 öğretmen haricinde alanda öğretmen yoktu nerdeyse…
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı, Atatürk’ü, Şapka ve Kıyafet Devrimi’ni henüz öğretmenlere anlatamamışız ki çocuklardan ve gençlerden gelecek namına medet umuyoruz, gönül bağından geçtim, 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerine katılmak öğretmen için “resmi emir” oysa.
Emir dinlemez…
Gönülden sevmez.
Bir “Zafer Haftası” ve yanı sıra “Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet Devrimi Haftası” daha geride kaldı…
Hakkıyla kutlayamadık, gönülden anamadık.
Kamu görevini yaptı…
Örgütleriyle birlikte sivil toplum sınıfta kaldı.
Siyasiler, meslek odası başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri için bayram kutlaması yerel basına yayımlaması için gönderilen “kes-kopyala-yapıştır” kutlama mesajlarından ibaret…
Tenezzül etmiyorlar sahaya inmeye.
Keza rektör…
Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenden sonra iki adım ötedeki müze bahçesindeki programa katılmaya gerek görmedi.
Seneye ne değişir?..
Takvimde yapraklar değişir.