Covid-19 Pandemisi uzunca bir süredir hayatımızda ve yaşantımızı olumsuz yönde fazlaca etkiledi. Son açıklamalarda artık pandeminin endemiye dönüşeceği ve hayatımızdan çıkacağı belirtiliyor.
Evlere kapandık, akrabalarımızla, dostlarımızla ve arkadaşlarımızla biraraya gelemedik, işyerleri kapandı büyük maddi manevi kayıplar yaşandı ve insanlar en azından birbirleri ile görüşmeyi karşılıklı sohbeti özlediler.
Birçok kişi son yaşanan hayat pahalılığına rağmen yine de ara verdikleri tatil için planlar yapmaya başladılar.
Ramazan Bayramı yaklaşıyor, üç günlük bayramın birinci günü 2 Mayıs Pazartesi gününe denk geldiğinden Perşembe ve Cuma günü de tatil olabilir ve tatil hafta sonları ile beraber dokuz güne çıkabilir beklentisi oluşmaya başladı.
Tatilciler gittikleri yerlerin tarihini, kültürünü, yöresel yemeklerini merak ettiklerinden görmek, tanımak, tatmak açısından gezerler. Hep vurguladığımız olay en iyi reklamı gelen ve memnun olan turistler yapar.
Memnuniyeti artıracak ve yörenin reklamı yaptıracak kişilerin başında da restoran gibi hizmet veren yerlerde çalışan garsonlara büyük iş düşmektedir, gelen ziyaretçiler ile muhatap olan onlara hizmet eden servis elemanları yani garsonlar işletmenin dolayısı ile yörenin bir nevi aynasıdır.
Herkes garsonluk yapabilir ama herkes iyi bir garson olamaz.
Garsonluğu kimileri geçici görür, kimileri ise hayatını bu işe adar, hayatını bu işe adayanlar ise sektörde haklı bir üne sahip olarak aranan biri olur.
Özellikle işletmelerin iş düzeninin düzgün olarak işleyebilmesi için iyi servis elemanına ihtiyacı vardır.
Pek çok iş kolay değil ama garsonluk ya da servis elemanı olmak da göründüğü kadar kolay değildir. Yüksek enerji gerektirir. Sürekli getir-götür yapmak, beklerken bile ayakta durmak, her zaman dikkatli olmak şarttır.
Servis elemanı kıyafetlerine, temizliğine dikkat etmelidir. Gelen müşteri ile bire bir muhatap olan kişi odur, bu nedenle düzenli ve temiz görünüm büyük önem taşır.
Düzgün Türkçe ile konuşulmalı, konuşurken mesafeli durmalı “sen” değil “siz” olarak hitap edilmelidir.
Bahşiş önemlidir, ancak bahşişe göre servis ve müşteriler arasında ayrım yapılmaz.
İşletmenin menüsünde bulunan ürünlerin hepsine hakim olmalıdır ki sorulan sorulara doğru cevap verebilsin, özellikle yöresel ürünlerin detaylarını, tanıtımını ve anlatımını abartmadan doğru olarak yapması gerekir.
Sipariş veya servis için her ne sebeple olursa olsun bir masaya gittiğinde masaya sandalyeye yaslanılmaz, çok yaklaşılmaz, bağırarak konuşulmaz, müşteriye samimi de olsa dokunulmaz.
Müşterilerin masasına oturulmaz, telefonla konuşulmaz ve oynanmaz, servis elemanları servis sırasında birbirleriyle veya diğer personellerle sohbet etmezler.
İşletme sahibi veya yöneticilerinin de kendi davetlisi değilse, bilgi vermek için bile olsa müşteri masasında uzun süre oturması misafirler açısından hoş bir durum değildir.
Servisi yapılacak ürünlerde yanlış bir şey varsa servis edilmemeli yanlışlığın müşteriye gitmeden önce düzeltilmesi sağlanmalıdır.
Mutfaktan çıkan ürün dünyanın en lezzetli ürünü de olsa servis düzgün şekilde sunulmuyor servis edilmiyorsa müşteri memnuniyeti olmaz.
Çalışan, çalışmış olduğu işyerine sahip çıkabilmeli, kendisine değer verildiğini hissetmeli, hakettiği ücreti ve sosyal haklarını alabilmelidir.
Atalarımızın dediği gibi “At sahibine göre kişner” anlayana.
Sadece yediği yemeğin parasını veren ancak verdiği para ile işyerini satın aldığını zanneden egosu yüksek, kendine hizmet ettiği kişiyi küçük düşüren sözler ve küçük düşürecek hareketlerde bulunan müşteriler az da olsa mutlaka olacaktır, böyle bir durumda çalışanların sakinliğini koruyarak çözüm odaklı düşünerek hareket etmeleri gerekir.
Bülend Çadırcıoğlu