“Sürekli felaket bölgesi” halini alan Kastamonu geçtiğimiz hafta sonu yeni bir felaketle daha sarsıldı, yağmur ve doluya teslim oldu, hasar tespit çalışması ve “afet bölgesi” ilan edilme gayreti sürüyor…
Bütüncül ve yıllara sari tedbir konusunda ne durumdayız peki?
Misal, bugün benzeri bir felaket ile burun buruna kalsak, önceden uyarılsak dahi, elimizden ne gelebilir?…
Bu sorunun derli toplu ve ikna edici cevabı henüz yok.
Devletin benzer felaketleri yaşayan illerde ne yaptığını merak ettim…
“Doğu Karadeniz Bölgesi” misal.
Doğu Karadeniz’de yaşanan sel ve heyelan felaketlerinin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum 12 Temmuz 2019 günü Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıkladı…
Söz konusu eylem planlarının ülkemizdeki 7 bölge için ayrı ayrı yapılacağını ve duyurulacağını kaydetti.
Uzun konuşmanın tedbirler kısmını paylaşıyorum…
“Başta Rize, Trabzon, Ordu, Samsun, Giresun ve Artvin illerimizi kapsayan 15 maddelik Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planımızı ve bölgemizde alacağımız tedbirleri şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum…
- Mekânsal strateji planı ve bütün ölçeklerdeki mekânsal planlar iklim değişikliği parametreleri dikkate alınarak hazırlanacaktır.
- Trabzon, Rize, Ordu, Giresun, Artvin ve Samsun illeri öncelikli olmak üzere dere yataklarında yer alan binalar tespit edilecek ve uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma süreci planlanacaktır.
- Yüksek heyelan riski bulunan bölgelerde yer alan binalar tespit edilerek uygun alanlara taşınacak ve bu bölgelerde inşa faaliyetlerine izin verilmeyecek.
- Yerel yönetimler uhdesindeki ekonomik ömrünü tamamlamış veya yetersiz kesit genişliğine sahip köprülerin önceliklendirme yapılarak kaldırılması için tespit çalışmaları yapılacaktır.
- Karadeniz Sahil Yolu’nun yağış sularının denize ulaşmasına engel olan bölümlerinde menfezlerin kapasitesi artırılacaktır.
- Karadeniz Sahil Yolu’nda ve risk altında olan karayollarının altyapısının belli noktalarında ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tüneller oluşturulacaktır.
- Dere yataklarının doğal yapısının bozulmaması için bölgede faaliyet gösteren tesislerde denetimler sıklaştırılacak.
- Kamu hizmeti veren binaların aşırı iklim olaylarından daha az etkilenecekleri şekilde kent planlarında yer seçimleri yapılacaktır.
- İklim Değişikliği ve etkileri konusunda yerel yönetimlere düzenli eğitimler verilecektir.
- Yağış suları ve kanalizasyon suları ayrık sistem haline dönüştürülecektir.
- İçme suyu, atıksu arıtma ve atık depolama gibi kritik altyapı tesislerinin afet risk analizleri yapılacaktır.
- Doğal afet riski taşıyan alanlarda can ve mal güvenliği açısından erken uyarı sistemleri konusunda ilgili kurumlarla koordinasyon sağlanacaktır.
- Bölgedeki yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı ve ekolojik özellikli yerel yapı malzemelerinin kullanımı özendirilecek ve yaygınlaştırılması desteklenecektir.
- Bölge genelinde yol yapımında geçirgen materyaller kullanılması teşvik edilecektir.
- Atıkların dere yataklarında ilave yük oluşturmaması için bölgede atık yönetimi ve sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacak.”
Maddelerin altları açıklamaları ile doldurulmuş, bu sayfaya sığmayacağı için kestim, merak edenler bakanlığın web sayfasında metnin tamamına ulaşabilirler…
Okumanızı öneririm.
Görüleceği üzere…
Afetlerden korunmanın yolu bu tür “bütüncül” ve “sürdürülebilir” eylem planlarından geçiyor.
Pansuman tedbir ve tedaviler günü kurtarmaz…
Ameliyat şart.
Kastamonu’nun bir an önce bakanlığın kapısını aşındırması ve söz konusu eylem planının Batı Karadeniz Bölgesi için de yapılmasını talep etmesi elzem…
Planın içindeki Kastamonu özeline uygun tedbirleri yerelleştirmek zor olmasa gerek.
Yeni bir felaketin kapımızı çalması “an” meselesi, tedbir almak için zamanımız çok yok, hatta hiç yok…
Acil.
MUSTAFA AFACAN