Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu’nun geçtiğimiz hafta sonu ilimizde gerçekleşen MÜSİAD toplantısında yaptığı konuşmayı izledim, misafirlere şehri tanıtmaktan daha çok şehrin mevcut haline ilişkin tespitler ve paydaşlara yönelik davet içeren bir konuşmaydı…
Vidinlioğlu’nun altyapı ve zihne ilişkin sosyolojik ve felsefi tespitleri kayda değer.
Çeyrek saatlik konuşmaydı…
Kendimce altı çizilmesi gerekli kısımları 6 başlıkta topladım, paragraf altlarına da kendi yorumlarımı iliştirdim.
“Turizm çeşitlerini konumlandırmalıyız”
Hem kayak merkezi hem de sahili olan ilin az olduğunu ifade eden Belediye Başkanı Vidinlioğlu, “812 çeşit yemeğimizle gastronomide iddialıyız. Şeyh Şaban’ı Veli başta olmak evliyalarımızın etrafında oluşan inanç turizmine ev sahipliği yapıyoruz. Yüzde 67’si orman ile kaplı olan ilimizde doğa turizmi en geniş anlamda yapılabilir. Bir kısmı restore edilmiş ve bir kısmı restore edilmeyi bekleyen tescilli konaklarımız ile kültür turizminde söz sahibi olabiliriz. Tüm bu turizm çeşitlerinin hepsinde de iddialı olabiliriz ancak bunları bir arada götürmek mümkün de olmayabilir. Tüm bu turizm seçeneklerini konumlandırmakta netleşmemiz lazım. Netleştiremezsek yol alamayız” dedi…
Turizmin her çeşidini yapıyoruz sözde, avucumuza baktığımızda ise boş. Tasnif ve yol haritası lazım.
“Keşke bugün akşam yemeğinde bir tirit olsaydı”
Sözlerine eleştiri kültürünün önemine dikkat çekerek devam eden Belediye Başkanı Vidinlioğlu, organizasyona ilişkin kendisi de bir eleştiride bulundu ve salondan alkış aldı. Vidinlioğlu şöyle konuştu:
“Birbirimizi eleştirelim ki doğruyu bulabilelim. Yerel değerlerimizin tanıtımında eksikler yaşıyoruz. Eleştiri gerçekten çok önemli, eleştiriyi deniz fenerlerine benzetiyorum ben. Tehlikenin sinyalini verir, ‘oraya fazla yaklaşma’ der, ‘karaya vurursun’ der, size yol gösterir, uyarır, o yüzden çok önemlidir. Eleştiri sayesinde sakin ummanlarda yol alırız, sakin suları buluruz. Yapıcı bir eleştiride bulunmak istiyorum. Bugünkü toplantının gündemi gastronomiydi, keşke bugün akşam yemeğinde bir tirit olsaydı, bir banduma ya da bir başka yerel lezzetimiz olsaydı…”
Otel menüsü ile “gastronomi” olur mu elbette olmaz.
(Süt sektörünün sorunlarının konuşulduğu kahvaltılı toplantıda katılımcılara çay ikram edildiğini söyledi Vidinlioğlu…
“Algı ve olgu” mevzusu.)
“Doğru sorular doğru cevaplara götürür”
Belediye Başkanı Vidinlioğlu, turizmde doğru cevapları bulabilmek için doğru sorular sormak gerektiğini belirtti ve şunları kaydetti: “Turizmde ilçeler birbirleriyle yarışır hale geldiler, Safranbolu ve Beypazarı gibi. Bölgelerin ekonomiden pay alma savaşı değil, illerin ekonomiden pay alma savaşı var günümüzde. Bu yarışta mesafe almak istiyorsak gardımızı alacağız ve çalışacağız. Altyapı eksiklerimiz var turizme dair. Turizm bir zihniyet işidir, eğer zihnen hazır değilseniz mesafe almanız zor. Alt sektörleri var turizmin. Turizmde başarılı olmak için doğru sorular sormak lazım. Doğru sorular, doğru cevaplara götürür. Aynanın karşısına geçip kendimizle yüzleşmeliyiz. Aksi halde yerimizde saymayı sürdürürüz”…
Doğru soru sormakla başlayacak her şey.
“Zihniyet yenilenmesine ihtiyacımız var”
Zihniyet yenilenmesine ihtiyaç olduğunu kaydeden Belediye Başkanı Vidinlioğlu konuşmasına şu cümlelerle devam etti:
“Bir milyon insan neden Kastamonu’dan göç etti. Ekmek derdiyle göç ettiler. İyi bir vizyon ve ekip ile Kastamonu’yu eski ihtişamlı günlerine döndürebiliriz. Zihniyet yenilenmesine ihtiyacımız var. Aksi halde yolda kalmaya, yaya kalmaya devam edeceğiz. Zihniyetimizi yenilerken geleneği geleceğe taşıyabilmeliyiz. Yapamadığımız zaman sıkıntı çok fazla”…
“Yaratıcı yıkım” deniliyor felsefede bu hale.
“Yaşayan şehir”
Belediye Başkanı Vidinlioğlu şehircilikte yeni kavramların gündemde olduğunu kaydederek, “Benim en çok değer verdiğim kavramlardan birisi ‘Yaşayan şehirler’. Biz kadim bir şehiriz. Kökümüz çok derinlerde. Her ilçemizde ata yadigarı bir çok eser var. Köyden ilçeye, ilçeden il merkezine göç var. Sanki büyüyen bir il görüntümüz var ancak yıllardır 360 bin nüfus bandındayız. Şehri öldürmemek adına, bu kadim şehri yaşatmak adına ne lazımsa onu birlikte yapacağız. ‘Ben’ dediğimiz yerde hiçbir şey olmaz, ‘biz’ diyebilmeliyiz, ‘biz’ dediğimizde çok şeyin üstesinden geliriz” değerlendirmesini dile getirdi”…
“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var” demiş Peygamberimiz.
“Art niyetsiz, hilafsız, hurdasız ben elimi uzatıyorum”
Belediye Başkanı Vidinlioğlu değerlendirmesini şehre hizmet etmek isteyen her kesime elini uzattığı ve gönlünü açtığını söyleyerek noktaladı:
“Yeni bir belediye başkanıyım. Henüz 3 ayımı doldurmadım. Art niyetsiz, hilafsız, hurdasız ben elimi uzatıyorum. Bütün kamu kurum ve kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini hiçbir önyargım olmadan, hiçbir art niyet beslemeden hem gönlüm hem elim açık. 24 saat telefonum açık. Eleştirilerinizi samimiyetle kabul ederim. Yaptığım yanlışsa yanlıştan dönerim, doğruysa sizi ikna etmeye çalışırım”…
Davete icabet sünnettir.