Geçmiş dönem Valilerimizden Erdoğan Bektaş’ın yoğun mesaisi sonucunda başladık biz Ahşap Fuarı’na… Yaklaşık yüzde 70’i ormanla kaplı olan ilimiz için ahşap konusu büyük önem arz ediyordu. Cennet harikası sayılacak doğal güzellikleri, leziz mutfağı, turistik yerleriyle öne çıkabilmiş bir şehir olamadı Kastamonu. Ancak Sayın Bektaş’ın büyük çabasıyla ‘Ahşap’ konusunda öne çıkmaya çalışan bir memleket oldu.
Ahşap Fuarı için bu denli sessiz kalınması, başta Sayın Bektaş’a büyük haksızlık olacaktı. Erdoğan Bektaş, Kastamonulu değildi, ama elini taşın altına koymuş ve tam bir ‘Devlet Adamı’ olmuştu o dönem ilimizde.
İlimiz ne Kastamonulular gördü geçmişten günümüze, yüzünü sıkıntıdan diğer tarafa doğru döndüren… Öyle ki Sayın Bektaş’ın girişimleri, kendi dönemi bittikten sonra bile ilimize ekmek yedirecekti.
- ••
Konu her ne olursa olsun, Kastamonu’ya yakışmadı bu kadar sessizlik. İlimize yakışmadı verilen o kadar emeğin zayi olması. Memleket sevdalılarına yakışmadı ‘Son dakika’ toplantıları…
Bu memlekette hep olmayanları konuşacak değiliz ya, olanı da konuşalım. İlk ‘Ahşap Fuarı’ tek kelimeyle efsaneydi misal. Her kafadan bir proje çıktı. Her ses, başka bir sese fikir oldu. ‘Ünlü’ diye tabir ettiğimiz vatandaşlar katıldı mesela fuara. Her projenin ilkinin harika oluşu gibi, Ahşap Fuarı’nın da ilki şahaneydi. Göz doldurdu, geleceğe umut oldu.
Sonradan sonraya, adına ne derseniz deyin, yine kendi içimize döndük bu fuarda da… ‘Sen, ben, bizim oğlan’ diyoruz ya, işte tam da ona döndü güzelim fuar.
Verilen emek görmezden gelindi, ahşapın ilimize sağlayacağı ekonomik getiri göz ardı edildi. Her güzel şey gibi, Ahşap Fuarı’nın da sonu gelecekti ki, Sayın Vali “Durun!” dedi. “Kastamonu olarak tek yumruk olup birleşin, bu fırsata sahip çıkın” demeye getirdi.
- ••
Demem o ki, hadi geçtim yeni projelerden, geçtim olsun milyon sayılı turisti ilimize çekmekten, vazgeçtim sağlık konusunda başkent olmaktan, bari elimizdeki fırsatı ayağımıza düşürmeyelim!
Gözde MINIK