Sağlık Bakanı, Bilim Kurulu, yekun akademisyenler, cümle “kahraman sağlık çalışanları”, medya haftalardır anlatmaya çalışıyor “1 Haziran” itibarıyla virüsle sahada “başbaşa” olduğumuzu…
“Umurumuzda” değil.
Hastanelerden hergün “cenaze” çıkıyor…
“Hissetmiyoruz”.
Ülke geneline ilişkin pandemi verileri hergün gözümüze “sokuluyor”…
“Görmüyoruz”.
Bir “hengame”…
“Vurdum duymuyoruz”.
Sahillerde virüs “dalga dalga”…
“Dip dibeyiz”.
Bayram seyran virüs “katar katar”…
“Diz dizeyiz”.
Halay “kaçırmıyoruz”…
Halay başı “virüs”.
Toplumda aklıselim mukabilinden “Evde Kal” diyenler dahi ilk fırsatta soluğu sayfiyede aldılar iyi mi?…
Tatil bitiminde aynı nakarat “Evde kal”.
Maske “çene altında”…
Mesafe “omuz omuza”.
“Ağustos böceği” misaliyiz..
Virüs “karınca”.
Önümüz “kış”…
Ektiğimizi biçeceğiz.
Yaz aylarının sefasını “sürdük”…
Kış aylarının cefasını çekeceğiz.
Salgının değişmeyen “kuralı”…
Ektiğimizi “biçeceğiz”.
Kabahat “hepimizin”…
“Ağlamayalım”.
Not: Lise çağında var yok…
Elinde sigara.
Saat sabahın sekizi…
İki nefes sürdü izmarite varması.
Dolmuş durağı…
Ortalık duman.
Maske çenede…
Fikri derin sularda.
Neye yanmalı?…
Dolmuş bekleyen yanıbaşındaki yaşlı kadının sigara dumanının olanca zehrine maruz kalmasına mı, gencecik fidanın iki nefeste sigarayı bitirecek kederine mi?
MUSTAFA AFACAN