CHP Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonu’da iklim değişikliğinden kaynaklanan ve arka arya yaşanan afetlerden gerekli derslerin çıkarılmadığını söyledi ve “Öngörüsüz, beceriksiz, sorumluluk duymayan, ‘ben bilirim’ anlayışına sahip yönetim tarzının faturasını, Kastamonulular ödemek zorunda kaldı, ödemeye de devam ediyor” dedi.
“ Tüm bunlar; iklim krizinin bölgemizde yarattığı ve yaratacağı tehlikelerin ciddiye alınmadığının, vatandaşın sahipsiz bırakıldığının işaretidir” diyen Baltacı, “Kastamonu bir an önce tüm kamu kurumları ile şehrin yerel dinamiklerinin işbirliği ve koordinasyonunda; deprem, sel ve yangınlar başta olmak üzere bütüncül bir eylem planı ile olası doğal afetlere hazırlanmalıdır” çağrısında bulundu.
CHP Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonu’da iklim değişikliğinden kaynaklanan ve arka arya yaşanan afetlerden gerekli derslerin çıkarılmadığını söyledi; şehrin yerel dinamiklerinin işbirliği ve koordinasyonunda; deprem, sel ve yangınlar başta olmak üzere bütüncül bir eylem planı ile olası doğal afetlere hazırlanması çağrısında bulundu.
Baltacı’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Değerli hemşerilerim;
Giderek artan sıcaklıklar, dondurucu soğuklar, haftalarca süren orman yangınları, can kayıplarına yol açan sel felaketleri derken Dünya bir iklim kriziyle boğuşuyor ve Türkiye’de bu iklim krizden en çok etkilenen ülkelerin arasında yer alıyor. Son birkaç yıla baktığımızda ise maalesef Kastamonu’muz bu iklim krizinin bedelini ağır ve acı şekilde ödüyor. Hatırlayacak olursak; 2018 yılı Eylül ayında Kastamonu şehir merkezinde meydana gelen dolu felaketi sonucunda 33 vatandaşımız yaralanmış, 3 bin 109 ev ve işyeri ile 9 bin 783 araçta hasar oluşmuştu. Yine; 2020 yılı Eylül ayında Taşköprü’de meydana gelen ve günlerce süren yangın sonucunda 1396 hektar ormanımız kül olmuştu. 2021 yılı Ağustos ayında Bozkurt merkezli meydana gelen sel felaketi sonucunda ise 71 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce ev ve işyeri yıkılmıştı. Bu yıl Haziran ayında İnebolu ve Bozkurt merkezli meydana gelen sel felaketi sonucunda Küre’de 1 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, evler, işyerleri ve tarım arazileri zarar görmüştü. Tüm bu felaketlerin ardından yaptığımız tespitler sonucunda Kastamonulular adına talep ve uyarılarımızı dile getirdik. Şiddetli yağışlar öncesi erken uyarı sisteminin devreye alınması gerektiğini dile getirdik. Kastamonu’ya yangın söndürme helikopteri tahsis edilmesi gerektiğini gündeme taşıdık. Bozkurt’un ve afete maruz kalan diğer ilçelerimizin Afet Bölgesi İlan edilmesi gerektiğini önerdik. Her bir afet sonrası mağdur olan vatandaşlarımızın yaralarının sarılması için gerek kamu kurumları nezdinde, gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çaba ve gayret gösterdik. Peki tüm bu yaşanan afetlerden ders çıkarıldı mı? Hayır. Öngörüsüz, beceriksiz, sorumluluk duymayan, ‘ben bilirim’ anlayışına sahip yönetim tarzının faturasını, Kastamonulular ödemek zorunda kaldı, ödemeye de devam ediyor. Son olarak 3 Eylül Cumartesi günü şehir merkezimizde etkili olan şiddetli yağış sonrası çok sayıda ev ve işyerini su basmış, araçlar su altında kalmış, çatılar uçmuş, yüzlerce vatandaşımız mağdur olmuştur. Gerek Meteoroloji, gerekse AFAD’ın yaklaşan tehlikeyle ilgili vatandaşlarımızı uyarmakta geç kalması, şiddetli yağış başladıktan ancak yarım saat sonra uyarı yapması, koca bir şehrin felakete hazırlıksız yakalanmasına yol açmıştır.
Her yağışta iflas eden ama buna rağmen yenilenmesi için tek bir adım dahi atılmayan şehir altyapısı bu ihmallerle birleşince, ne yazık ki Kastamonu böylesi ağır bir bilançoyla karşı karşıya kalmıştır.
Değerli hemşerilerim;
Tüm bunlar, Kastamonu’nun iklim kriziyle mücadelede kritik derecede yetersiz olduğunu göstermektedir. Sadece ev ve işyerlerini değil, çok sayıda kamu kurumunun bile sel nedeniyle su baskınına uğraması, esasında bu şehirde zerre kadar halkın çıkarına ve geleceğine dönük bir planın olmadığını işaret etmektedir.
Tüm bunlar; iklim krizinin bölgemizde yarattığı ve yaratacağı tehlikelerin ciddiye alınmadığının, vatandaşın sahipsiz bırakıldığının işaretidir.
Bu nedenle çağrımızdır;
Kastamonu bir an önce tüm kamu kurumları ile şehrin yerel dinamiklerinin işbirliği ve koordinasyonunda; deprem, sel ve yangınlar başta olmak üzere bütüncül bir eylem planı ile olası doğal afetlere hazırlanmalıdır.
Sel felaketinden etkilenen ev, işyeri ve araç zararları gerçekçi ve eksiksiz olarak tespit edilmeli, vatandaşlarımızın zararı son kuruşuna kadar karşılanmalıdır.
Sembolik destekler ve yardımlarla mağduriyetlerin üzeri örtülmemelidir.
Zararların karşılanması, doğrudan devletin görev ve sorumluluğu altında yerine getirilmelidir. Evleri oturulamayacak durumda olan vatandaşlarımıza acilen geçici konaklama imkânı sağlanmalıdır.
İşyerleri zarar gören esnafımızın vergi ve kredi borçları 6 ay boyunca ertelenmeli, zarar gören esnaflarımızın sigorta prim ödemeleri yılsonuna kadar devlet tarafından karşılanmalıdır. Elektrik ve su kesintisi nedeniyle mağdur olan abonelere mutlaka ‘Uzun Süreli Kesinti’ tazminatı ödemesi yapılmalıdır.
Kastamonu şehir altyapısının yenilenmesi için merkezi hükümet adına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yerel yönetime gerekli maddi destek sağlanmalı, yapılan çalışmaların denetimleri de söz konusu bakanlık tarafından titizlikle gerçekleştirilmelidir. Kastamonu halkı adına olan bu taleplerin sonuna kadar takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyor, tüm Kastamonulu hemşerilerimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.”