Bilimsel çalışmalar, açken birçok bireyin sinirli ve kaygılı olduğunu göstermektedir. Bunlara ek olarak konsantre bozukluğu, halsizlik, yemekten sonra doyamamak gibi belirtiler de gözlenmektedir.
Hipoglisemi, yani kan şekerinin düşük olması durumu yemek yedikten 2- 5 saat sonra kan şekerinin düşmesi ile kendini göstermektedir. İki öğün arasında kan şekeri 60- 110 mg/ dl‘ de sabit kalır. Kan şekeri düzeyinin 40 mg/ dl’ nin altına düşmesi hipoglisemi için bir uyarıdır. Kan şekeri normal düzeyin altına düştüğü zaman, enerji üreten hücreler için hemen yeterli miktarda glikoz bulunmaz. Bu durum terleme, hızlı kalp atışı ve açlık gibi çeşitli durumlara yol açmaktadır.
Bazı bireylerde ise reaktif hipoglisemi durumu yaşanmaktadır. Reaktif hipoglisemi tanısı almış bireylerin vücutları, miktarca çok yoğun ve yüksek karbonhidratlı bir öğün tükettikten sonra bu duruma tepki olarak çok fazla insülin salgılamaktadır. Bunun sonucuda kan şekeri normalin altına düşmektedir.
Kan şekeri düşüklüğünün ilk belirtileri sinirlilik, agresiflik ve kaygı olarak gözlemlenmiştir. Bu belirtileri baş dönmesi ve baş ağrıları izlemektedir. Bunlar adrenalin ve noradrenalin gibi hormonların salınmasından da kaynaklanabilmektedir. Ancak uzun süre aç kalmak ya da reaktif hipoglisemi tanısı almış olmak kan şekerinin hızlıca düşmesi ve bu belirtilerin yaşanması için güçlü bir sebeptir.
Kan Şekerini Kontrol Altında Tutmak İçin Neler Yapabilirsiniz?
- Gün içinde mutlaka düzenli ara öğünler uygulanmalıdır.
- Basit karbonhidrat yerine kompleks karbonhidrat tüketilmelidir.
- Posa içeriği zengin beslenilmelidir.
- Glisemik indeksi düşük besinler tercih edilmelidir.
Bu bilgiler doğrultusunda, uzun süre aç kalarak uygulanan beslenme programlarının her birey için doğru olmadığı fark edilmelidir. Sağlıklı günler dilerim.
Dyt. LADEN HEKİMOĞLU