Pozitif vaka sayısı Perşembe gecesi 15’ti, sonuçlanan testlerle Cuma sabahı sayı 21’e fırladı, sonuçlanacak testlerle bu sayı gün içinde daha da artacak şüphesiz, gidişata göre hesap yapınca devlet hastanesinin en geç 10 güne kadar tamamen dolacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok…
Acil ek hastane ve özellikle ilçelere yönelik “radikal” tedbirler lazım.
Kastamonu Devlet Hastanesi “insanüstü” bir gayretle savaşıyor…
İstiap haddi belli ama servis ve yoğun bakım yatakları dolunca, hasta kabulüne dair “kepenk” inecek mecburen.
Test sonuçları böyle “olumsuz” seyri sürdürdükçe…
10 güne varmaz kepenk.
Ne yapmalı?…
Sahaya “yardımcı” kuvvet sürmeli, Devlet Hastanesi “korona” merkezli olmalı, başka bir hastane ise “normal” hastalıklara bakmalı.
Devlet hastanesinin eski iki binasını yıkarak elimizi zayıflattık, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin “oksijen” ve “tomografi” altyapısı yetersiz, tıp fakültesi binaları “inşaat”…
Çadır hastanesi kurmakla da çare bulunmaz.
İlk akla gelen, Özel Uğurlu Hastanesi binasının altyapısına bakılabilir ya da özel hastanelerdeki “fiyat farkı” uygulamasını devlet sübvanse ederek vatandaşın kullanımına açabilir yahut başka alternatifler üzerine kafa yorulabilir…
Akıl akıldan üstün değil mi?
Gidişat kötü…
Bir şey yapmalı.
Diğer yandan…
İlçelerde ciddi tedbirler alınmalı, pozitif vakaların önemli kısmının gurbetçi kaynaklı olduğunu sağır sultan bile duydu, ilçelerde “karantinada” olması gereken gurbetçiler çarşı pazarda.
Kastamonu’nun siyasi, yerel ve mülki yetkilileri ne olur bir araya gelsinler ve bu kara tablonun daha da kararmaması için “yerel” bir hareket planı ortaya koysunlar…
Zaman daralıyor.
MUSTAFA AFACAN