Bildiğiniz üzere covid-19 pandemisiyle mücadele sürecinde pandeminin seyrini en çok etkileyen “müzik”(!)yasaklanmıştı. Çok uzun bir süre müzik yasağı, gece 12’ye kadar devam etti. Sağolsunlar,10 Mayıs itibariyle müzik yasağının pandemi sürecindeki etkisi biraz olsun azalmış olacak ki gece 12 olan yasağı 01.00’e çekmiş oldular. Ancak hayatımızda müziğin yasaklanması ne yazık ki sadece bu kadarla kalmadı. Son günlerde sanatçıların konserlerine yönelik peş peşe gelen konser yasakları da mevcut yasaklara tuz biber oldu adeta.
Ece Seçkin’in Düzce’de yapılacak olan konserine yönelik, 5 Mayıs tarihinde açıklama yapan ilçe belediye başkanı “Bayan şarkıcı Düzce’ye yakışmaz” diye çıkış gösterince; Düzce halkıda cevabını sosyal medya paylaşımlarıyla güzelce vermiş oldu. Bu yasaklamanın ardından 25 Mayıs tarihinde Pendik’te verilecek olan Niyazi Koyuncu’nun konseri “kurumlarının ‘değer yargılarını ve görüşlerini’ paylaşmadığı” gerekçesiyle iptal edilirken; Melek Mosso’nun Isparta’da vereceği konser ise, bir partinin yapmış olduğu basın açıklaması sonrasında ne yazık ki belediye tarafından gerekçesi olumlu kabul edilmiş olacak ki iptal edildi. Partinin söz konusu basın açıklaması ise aynen şu şekildeydi: “Halkımızın vergileriyle düzenlenen, gençlerimiz için ahlaki erozyona sebep olan bu etkinlikler halkımız nezdinde kabul görmemekte ve rahatsızlık oluşturmaktadır.” Açıklamanın devamındaysaMelek Mosso’yu hedef göstererek sanatçının gençleri “ahlaksızlığa özendirdiğini, milli ve manevi değerlerimize zarar verdiğini, gençlere kötü örnek olduğunu” belirtmişlerdir. Haziran ayında ise Kocaeli’de konser verecek olan Melek Mosso, Sagopa Kajmer, Emir Can İğrek gibi sanatçıların geleceği festival debi sebeple (!) iptal edilmiş oldu.
Değer yargıları ve görüşler, ahlaksızlık, ‘vergilerle’ karşılanan konserlerin ahlaki erozyona sebep olması gibi çeşitli ve içini hiçbir şekilde dolduramadığımız gerekçelerle müziği susturmaya, sanata engel olmaya çalışıyorlar. Bilmiyorlar ki, “ahlak, değer yargısı ve görüş” gibi kavramlar üzerinde “özgürlük” adını verdiğimiz bir değer vardı. Bilmiyorlar ki, milli ve manevi değerlerimizin inşasında bize öğretilen en temel düşünce sanata ve sanatçıya sahip çıkmaktı.
Kadınların kıyafet biçimlerinden, sırf kadın olmalarına dayalı olarak yarattığınız düşmanca cinsiyetçiliği ve “ahlak” bekçiliğinizi kabul etmiyor; müziğe, sanata ve sanatçıya her zaman olduğu gibi sahip çıkıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki,istiklal ve cumhuriyeti korumak için ihtiyacımız olan güç, damarlarımızdaki asil kanda halen mevcut ve biz şunu da çok iyi biliyoruz ki; hayat damarlarımızın en önemli parçalarından biri de sanat.O yüzden diyoruz ki: Susturmaya çalıştığınız her bir sanatçının sesi, milyonlar olup kulaklarınızın pasını silecek. Hazır mısınız? O halde sesi açın.
Av.SEDA ÇETİN