Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın (KKV) yalnızca 11 üyenin katılımı ile yapılan Olağan Genel Kurul toplantısında tüzükten üye yapısına, vakfın amacından faaliyetlerine kadar kapsamlı bir “değişim” fikri öne çıktı.
Vakfa yöneltilen eleştirileri cevaplandıran KKV Yönetim Kurulu Başkanı Vali Günaydın, KKV’nin istenen seviyede olmadığını dile getirerek, “Bu vakfı daha başarılı, daha etkin ve daha verimli olması noktasında kimin bir tüzük değişikliği önerisi varsa mümkün olduğundan da önce getirsin bize sunsun, hemen genel kurulu toplayalım” çağrısında bulundu.
KKV Yönetim Kurulu üyeleri Belediye Başkanı Babaş ve KATSO Başkanı Arslan vakfın başarısı için “birlik ve beraberlik” vurgusu yaparlarken, kurucu üyelerden Hayati Hamzaoğlu ve Mehmet Yıldırım ise yaptıkları konuşmalarda eleştirilerini dile getirdiler.
CENGİZ MUHZİROLU
Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın (KKV) geçtiğimiz hafta yeterli katılım sağlanamadığı için ertelenen Olağan Genel Kurul toplantısı, tüzük gereği yeterli çoğunluk aranmadan dün Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası salonunda gerçekleştirildi.
Saat 11:00’de başlayan kongrede KKV Başkanı Vali Şehmus Günaydın, yönetim kurulu üyeleri KATSO Başkanı Selçuk Arslan, Çetin Akkaya ile kurucu üyelerden Hayati Hamzaoğlu, İlhan Çakıroğlu, Mehmet Yıldırım, Muhsin Altındağ, Kemal Himmetoğlu, Fikri Yazan, Ata Erdoğdu hazır bulundu.
Vakfın İstanbul’daki üyelerinden hiçbirinin katılım göstermediği kongre, KATSO Başkanı Arslan’ın açış konuşmasının ardından saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Divan heyetinin İlhan Çakıroğlu’nun başkanlığında Fikri Yazan ve Ata Erdoğdu’dan oluşmasını takiben KKV Yönetim Kurulu’nun sayman üyesi Çetin Akkaya faaliyet raporunu ve bilançoyu okudu.
Divan Başkanı Çakıroğlu’nun okunan raporlar üzerine görüş sorması üzerine ilk sözü önceki dönemlerde yönetim kurulu üyeliği görevinde de bulunan Hayati Hamzaoğlu aldı.
“Biz KKV’yi ramazandan ramazana
iftar programı düzenlesin diye kurmadık.”
Genel kurulların yapılan veya yapılmayan faaliyetlerin değerlendirildiği toplantılar olduğunu dile getiren Hayati Hamzaoğlu, “Burada herkesin tek amacı vardır ki, o amaç da Kastamonu’dur. Eksik yapılan taraflar vardır, yanlış yapılan taraflar vardır ancak ne olursa olsun art niyet yoktur. Ancak konuşmamız gereken konuları da konuşmamız gerekir. Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın yürütme kuruluna hesap sormamız gerekirken önceki genel kurullarda vilayet vakfı haline gelen Kastamonu Kalkınma Vakfı’nda hesabı kime soracağız? Kastamonu Kalkınma Vakfı’nda muhatap vali mi yoksa yürütme kurulu mu?” diye sordu.
KKV’nin kurulduğu günden itibaren üzerine düşen hizmetini yerine getirdiği kaydeden ve vakfın çeşitli alanlardaki faaliyetlerine yönelik örnekleri sıralayan Hamzaoğlu, “Son yıllarda Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak bir adım öteye gidemiyoruz” diyerek mevcut yönetime yönelik eleştirilerini sıralamaya başladı. “Kişisel kaprisler nedeniyle bürokratlar ile işadamları birbirine girdi. Bizim derdimiz parasal menfaat kazanmak olmamalıdır. Parasal kazanç elde etmek yerine lobi faaliyetlerini nasıl yürütürüz onu bilmeliyiz” diyen Hamzaoğlu, komşu vilayetlerin benzer vakıf deneyimleri üzerine örnekler verdi.
Hamzaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz kimsenin düşmanı değiliz ancak bu gerçekleri de gündeme getirmemiz gerekiyor. Türkiye’nin ilk 500 şirketi arasına giren iş adamlarımız olmasına rağmen Kastamonu’ya kazandırılmış bir tane fakülte yoktur. Fazıl Boyner Yüksekokulu ikili ilişkiler vasıtasıyla Kastamonu’ya kazandırılmıştır. Biz Kastamonu Kalkınma Vakfı’nı Ramazan ayından Ramazan ayına iftar programı düzenlesin diye kurmadık. Vakfın faaliyet raporunda hep ucu açık ifadeler var. Yapıyoruz, takip ediyoruz, takip edeceğiz deniyor. Kastamonu ile ilgili önemli olan gelişmeleri Valilik zaten takip ediyor. İnebolu Limanı özelleşti kimse bir şey söylemedi. Bir adım öteye gidemiyoruz. Sivil toplum örgütü olarak hiçbir şey ortaya koyamadık. Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak tabela vakfı olmaktan öteye gidemiyoruz. Yatırımcıya destek olamıyoruz, Kastamonu’nun sorunlarını gerçeği ile yansıtamıyoruz.”
“İstanbul’da lobi oluşturamıyoruz”
Hamzaoğlu’nun ardından faaliyet raporu hakkında görüşlerini ifade etmek için vakfın kurucu üyelerinden Mehmet Yıldırım geldi. “Geçen hafta çoğunluk sağlanamadığı için ertelenen toplantıya katılanlar şimdi maalesef burada değiller” diyerek konuşmasına başlayan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir çığlık atmamız gerekiyor. Bu çığlığa yeniden diriliş de denebilir, yeniden özümüze dönüş de denebilir, 1991 yılındaki ruhumuzu yeniden yakalayış da denebilir. Dünya nasıl 5’ten büyükse Kastamonu da 2’den büyüktür. Artık bir şeyler dememiz gerekiyor. Eğer bunları demezsek bulunduğumuz noktalarda bulunduğumuz yerlerde bizim bir şeyler yapmamızı bekleyen vatandaşlarımıza hiçbir şey veremeyiz. Köylerden, kasabalardan, ilçelerden Kastamonu merkeze iş için, aş için vatandaşlarımız göç ediyor. Kastamonu’da 372 bin, İstanbul’da 554 bin Kastamonuluyuz. Kastamonu’da büyük gözükebiliriz ancak İstanbul’da çok küçüğüz. Lobi oluşturamıyoruz. Devletin ve milletin beraber olduğu Kastamonu Kalkınma Vakfı’nda bir lobi oluşturamıyoruz.”
Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın kuruluş felsefesinden uzaklaştığını ve sorunlara yeteri kadar çözüm üretemediğini iddia eden Yıldırım, “Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın yönetim kurulunda görev alan isimleri nedense genel kurula gelmiyor. Bugün Sayın Başbakan Kastamonu’yu ziyaret etmiş olsaydı yönetim kurulu üyeleri şimdi peşinde pervane olurdu. Neden üyesi olduğu vakfın toplantısında yoklar? Neden hesap vermiyorlar? Ramazan’dan Ramazan’a iftar vererek çalışma yapılmıyor.” Eleştirisinde bulundu.
KKV’nin kuruluşundan bu yana yaptığı çeşitli çalışmalar hakkında örnekler vererek konuşmasını sürdüren Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı:
“Artık bir yerlerden medet ummamıza gerek yok. Biz kendi kendimize yeteriz. Zamanında nasıl yaptıysak şimdi de yapabiliriz. Özümüze dönersek, kendimizin farkına varırsak bu işleri başarırız. Kısır çekişmelerin Kastamonu’ya yararı yok. Aramızda yaşadığımız kısır çekişmeler yüzünden elimizde bulunan değerleri kaybediyoruz. İnebolu Limanı özelleşti. Kapasite artacak mı artamayacak mı hala bilinmiyor. Taşköprü SEKA satıldı, kapanmayacak dendi kapandı. Yıllık 10 bin ton kendir üretimi gerçekleşiyordu fabrika kapandı kendir de bitti. Türkiye’nin yüzde 27’si sigara kullanıyor, sigara kâğıdını ithal ediyoruz. Fabrikaların kapanması yüzünden 25 milyon dolar para kaybettik. Şimdi sıra şeker fabrikasına geldi. Yıllık 600 bin ton üretimden 200 bin tonun altına düştük. Hem fabrika hem de üreticiler can çekişiyor. Tarımda eriyoruz kimsenin haberi yok. İçimizdeki kısır çekişmelere devam edersek, güçlü bir lobi oluşturamazsak elimizde kaybedeceğimiz hiçbir şeyimiz kalmayacak.”
“Tekrar heyecanımızı yükseltelim”
Yıldırım’dan sonra kürsüye gelen KKV Yönetim Kurulu Üyesi KATSO Başkanı Selçuk Arslan “Bugün buradaki toplantı daha kalabalık ve aktif olmalıydı” diyerek konuşmasına başladı.
“Burada suçlamadan ziyade bundan sonraki toplantıları daha çok birlik ve beraberlik içerinde yapmalıyız. Yeniden bir çıkış yapalım” diyerek sözlerini sürdüren Arslan şöyle konuştu: “Benim somut bir önerim olacak. Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak Kastamonu nüfusunu 400 binin üzerine çıkmasını hedefleyelim. 372 bin civarında nüfusumuz var. Bunu 400 bine tamamlayabilirsek imkanlarımız çoğalacak. Vekil sayımızın artması, bakanlıklardan alacağımız rakamların ve yatırımların artması gibi imkanlara sahip olacağız. İlk etapta bunu gerçekleştirelim.”
Bundan sonraki toplantının daha iyi organize ve kalabalık olmasını arzu ettiğini kaydeden Arslan konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Vakfımızın kurucusu 98 kişi. Bu kişilerin yarısından fazlası da Kastamonu’da. Sizler emek vermiş gelmişiniz fakat Kastamonu’dan daha fazla gelen yok. Bu gösteriyor ki heyecan kaçmış bizde. Tekrar heyecanımızı yükseltelim. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Sayın Birlik Başkanımızın bir lafı var ‘Birlikte bereket ayrılıkta azap var’. Birlikte beraberlikte her zaman güç var diyorum.”
“İmkanları da en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz”
KKV Yönetim Kurulu Üyesi Belediye Başkanı Tahsin Babaş, “Kastamonu’da her zaman yapıcı faaliyetler yapmaya, elimizde olanları ve imkanları da en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz” sözleriyle başladığı konuşmasında, “Kastamonulu olan hemşerilerimizin aktif bir şekilde bu çalışmaların içine girmesini istiyoruz. Herkes iyi bir şekilde yönlendirilirse Kastamonu’ya da o kadar faydası olur, İstanbul’daki kardeşlerimizi de bu şekilde düşünerek iyi değerlendirmeliyiz. Bu hemşerilerimizi yönlendirme konusunda eksikliklerimiz olmuş olabilir. Bu kardeşlerimiz de ‘Kastamonulu değiliz’ demiyorlar, onlar da sorulduğunda ‘Kastamonuluyuz’ diyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle sivil toplum örgütlerine önemli görev düştüğünü ifade eden Belediye Başkanı Babaş, “Bizim burada daha etkin olmamız gerekiyor. Biz vilayet, belediye, sivil toplum örgütleri ile önde olmalıyız. Sivil toplum örgütleri ilin her alanında gelişmesi için çok önemli. Sivil toplum örgütleri de bu işin içine aktif olarak girmeli, biz de destek olmalıyız. Vakfımızın aktif olarak çalışması için de sivil toplum örgütleri çok önemli, bizler her şeyin doğrusunu söylemeliyiz, doğru da bu” dedi.
Belediye Başkanı Babaş İstanbul’daki Kastamonulu işadamları ile ilgili olarak “Biz Vakıf olarak çok afaki bir şeyler de istemedik. Lobi olarak manevi destek verelim, birlik ve beraber olalım, her alanda da kenetlenerek başarılı olalım dedik ve diyoruz da, bizim ve bizlerin yapamayacağı bir şey de yok, Kastamonu her geçen gün daha da çok gelişiyor” açıklamasında bulundu.
Babaş konuşmasının ilerleyen bölümünde Belediye olarak gerçekleştirdikleri projeler hakkında detaylı açıklamalarda bulunarak sözlerini tamamladı.
“Bu şehrin menfaatini kişilerin menfaatine değişmem”
Toplantıda en son söz alan ve genel bir toparlama yapan Vali Günaydın, göreve başladığı zaman prensipleri arasında ön sırada ‘Ben yok biz varız’ dediğini hatırlatarak “Kişilerin değil Kastamonu’nun valisiyim. Benim için olmazsa olmaz Kastamonu’dur ve Kastamonululardır. Ben bu şehrin herhangi bir menfaatini kişilerin menfaatine değişmem. Benim burada var olma nedenim sizlere hizmet etmektir” dedi.
Kendisine yönelik eleştirilere medeni ölçülerde ve kanuni sınırlarda yapıldığı müddetçe saygı göstereceğini kaydeden Vali Günaydın, “Her türlü eleştiriye açığız ama kötü niyetli eleştiri yapılıyorsa hesabını da sorarız. Benim söylediğim Kastamonu’nun yararına mı yoksa
Ahmet’in Mehmet’in yararına mı? Buna dikkat edeceğiz” uyarısında bulundu.
Faaliyet raporuna yönelik olarak dile getirilen eleştirilerin büyük çoğunluğuna katıldığını ifade eden Vali Günaydın şunları söyledi: “Biz Kastamonu Kalkınma Vakfı olarak istenilen seviyede değiliz. Geçen sene bu kürsüde ‘Arzu ediyorsanız hemen tüzüğü değiştirelim’ dedim. Yine söylüyorum. Bu vakfı daha başarılı, daha etkin ve daha verimli olması noktasında kimin bir tüzük değişikliği önerisi varsa mümkün olduğundan da önce getirsin bize sunsun hemen genel kurulu toplayalım. Bakıyorum 98 kişiyiz, birçoğu değişik nedenlerle gelmediler. Gelin Kastamonu Kalkınma Vakfı’nın üye sayısını arttıralım. Gençlerimizi alalım. Fikir tartışmasında ve görüş alışverişinde bulunalım. Gençlerimizin önünü açalım. Arkadan gelen çocuklarımız, gençlerimize bu fırsatı verelim. Tüzüğü inceledim. Tüzüğün tadilata ve değişime ihtiyacı var. Ama daha
hiçbir öneri gelmedi 2 yıldır. Kimin bu konuda en ufak bir fikri varsa
ben hazırım.”
Vakfın çalışmalarından örnekler veren Vali Günaydın, “İğneyi önce kendimize batıralım eksiliklerimiz konuşalım, ondan sonra çuvaldızı batıracak çok adam buluruz” değerlendirmesinde bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Herkes Kastamonu için iyi niyetli düşünüyor diye kabul ediyorum. Elinden gayret geldiği kadar gayret gösteriyor da olmuyorsa değiştirelim. Burada ben dahil bu işi daha iyi yapacak biri varsa değiştirelim onu seçelim. Biz bırakalım gelenler olsun. Ben ona da varım bakın bu radikal bir söylem. Yani o noktaya kadar götürebiliriz yeter ki Kastamonu kazansın.”
Denetleme Kurulu seçimi yapıldı
Kastamonu Kalkınma Vakfı Olağan Genel Kurul toplantısını gündem maddelerinden birini oluşturan Denetleme Kurulu üye seçimi yapıldı. Yapılan seçim sonucunda Mehmet Yıldırım, Muhsin Altındağ ve Kemal Himmetoğlu Denetleme Kurulu üyeliklerine seçildiler.