Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın geçtiğimiz Cumartesi akşamı Halk Eğitim Merkezi’nde verdiği “Şehir, İnsan ve Belediye” isimli konferansını, söz konusu bu üç maddeye ilgi gösteren hemen herkesin dinlemesini isterdim…
Tam da konferans mekanına uygun olarak içinde hem “halk” vardı hem de “eğitim” çünkü.
Mekana uygun olmasına uygundu da sözleri, zamana tersti…
Devir her kurumda “vizyon” proje devri malum, Babaş ise “Önce tretuvar sonra vizyon proje” diyerek kestirip atmasın mı?
İçimde ukde kalan hissiyatımın belediye başkanının ağzından uluorta dile getirilmesi karşısında, ayağa kalkıp alkışlamamak için kendimi zor tuttum yalan yok…
Ey Kastamonulum hele bi bismillah evinden sokağa indiğinde ayak basacağın bir yaya kaldırımı bul da hayırlısıyla, ondan sonra gözünü vizyon projelere dik öyle ya.
Olmadığından değil, renkli ışıklarla bezenmişlerinden tutun da üzerinde görme engelli şeritlerine kadar bi tekmil yaya kaldırımları emre amade çok şükür şehrimizde. Ne var ki pek çok sokakta kâh işyerlerinin kâh apartmanların kâh da gelip geçenlerin otopark olarak “yaya yaya” kullanımlarına dönmüş durumda tretuvarlar…
Oto kaldırımda, vatandaş caddede.
Göz görmez vicdan duymaz bir hal, görme engelliler için döşenmiş kabartmalı sarı şeridin üstüne otomobiller bitişik nizam ip sıra dizilmiş…
Hatta öyle yaya kaldırımlarımıza şahidim ki, iş fiiliyattan çıkmış resmiyet kazanmış adeta, otosuz adım atmak azar yemeğe yetip de artıyor.
Kanayan yara tretuvar mevzusunun diğer bir tarafını yine Belediye Başkanı Babaş açık yüreklilikle dile getirdi…
Yeni imara açılan ve hızla büyüyen kimi bölgelerde apartman var yaya kaldırımı yok.
Ayaklarımız yere bassın hele bi…
Vizyon proje sonra.
•••
Not: Hamam pilavı (Ala pilav) konusunda şehrimizin nasıl ikiye bölündüğünü dün anlatmıştım…
Boğazına düşkün millet olunca, hamam mönüsü konusunda hemşerilerimiz arasındaki fikir ayrılığının sadece pilavla sınırlı kalmasını beklemek hayal illaki. Benzer bir hararetli kamplaşma da hamam mönüsünün diğer elemanı olan “Patates salatası”nda vuku bulmuş durumda. Patates salatasının yumurtalı olmasında herkes hem fikir olmasına hem fikir de, üzerine dökülecek sos konusunda kopuyor kızılca kıyamet. Limon mu sıkılacak üstüne sirke mi dökülecek?
“Sirkeyi hiç sevmem ama doğruyu söylemek gerekirse yumurtalı patates salatasına sirke gider” diyenden tutun da, işin sıkıntıya girdiğini görünce sirke taraftarlarını yumuşatmak için “Limon bulamayınca sirke konur deyiverin bari” şeklinde ricacı olan limon taraftarlarına kadar mevzu bayağı bir derin…
Haa yumurtaların dört şaka gerek olmadan, salatanın içinde yumurta olduğunu gösterecek kadar küçük parçalar halinde konulması konusunda fikir birliği var ama.
Ala pilav ile yumurtalı patates salatasını ne tamamlar peki, illaki tahin helvası, mümkünse Helvacı Mustabey’in helvası olacak amma…
Banka Aralığı’ndan da beyaz Sıhhat gazozu, hamamın girişindeki havuzun fıskiyesinde buz gibi soğutulmuş olarak.
Gördüğünüz üzere Kastamonu Hamam Mönüsü öyle bir kaç satır yazıda bitecek gibi değil…
Yarın hamam yemeklerinin yenmesi ritüeli ile seriye devam edeceğiz.