Evvel zamanın beylik, eyalet, lojistik, kültür, ticaret merkezlerinden biri nerden olduk, devlet katındaki kaydımız aynen bu şekilde devam ediyor korkarım…
Aksi halde ulaşımdan turizme, sanayiden kırsal kalkınmaya envai kamu yatırımlarında hep en son sıralarda kalmazdık herhalde.
Kamu yatırımlarında akla sonra gelmemizde kabahatin tamamı devletimizin değil illaki, o geçmişin şaşalı yıllarından gelip de iliklerimize işleyen o ağalık yok mu o ağalık?..
Şimdiye kadar sermayeden yedik de, bundan sonrası Allah kerim.
Köy-Koop Başkanı ve Kırsal Kalkınma Platformu Sözcüsü Erol Akar, Çetmi köyünde düzenlediği basın toplantısında, ortaya BAKAP ve IFAD olmak üzere iki önemli öneri koyduklarını ve süreci takip ettiklerini söyledi…
BAKAP üzerine çok yazdım, IFAD’tan bahsedeyim bugün.
Gelişme yolundaki ülkelerde kırsal kalkınmaya yönelik projelere düşük faizli ve uzun vadeli kredi sağlamak amacıyla 1977 yılında kurulan ve ülkemizde ilk projesine 1982 yılında imza atan Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu’ndan (IFAD) ilimizin faydalanmasından geçtim…
Haberimiz daha yeni oldu.
Oysa yıllardır ne projeler ne projeler…
“Erzurum Kırsal Kalkınma Projesi (1982-1989)”, “Tarımsal Yayım Ve Uygulamalı Araştırma Projesi (1984-1994)”, “Bingöl-Muş Kırsal Kalkınma Projesi (1990-2000), “Yozgat Kırsal Kalkınma Projesi (1991-2001)”, “Ordu-Giresun Kırsal Kalkınma Projesi (1996-2006)”, “Sivas-Erzincan Kalkınma Projesi (2004-2012)”, “Diyarbakır- Batman-Siirt Kalkınma Projesi (2007-2015)” tamamlandı. “Ardahan-Kars-Artvin Kalkınma Projesi (2010-2015)”, “Murat Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi (2013-2020)” sürüyor. “Gümüşhane-Bayburt-Rize Kalkınma Projesi” ile “Karaman ve Konya Göksu Havzası Kırsal Gelir Kaynaklarının Geliştirilmesi Projesi” yolda geliyor.
Hülasa…
IFAD 30 yılda ülkemizde toplam maliyeti 661,1 milyon dolar olan 10 projeye 189 milyon dolar katkı sağladı.
Kırsal Kalkınma Platformu’nun önerisinin ardından IFAD ile ilgili olarak ilimize gelerek incelemede bulunan uzmanların olumlu görüş belirttikleri kaydediliyor…
Ancak top öncelikle Tarım ile Kalkınma bakanlıklarında olduğu için inatçı bir takip gerekiyor.
IFAD kapsamına kısa süre içinde gireceğimize inanıyorum…
Önümüzde başka vilayet kalmadığına göre kaçarı yok.
•••
Not:
Kastamonu bir konu üzerinde nice zamandır adeta ikiye bölünmüş durumda, mevzunun tatlılıkla çözüme kavuşması için herkesin bir an önce safını seçmesi lazım…
Niza, “Hamam pilavı” ya da “Ala pilav” namıyla gastronomimizde haklı bir üne sahip yemeğimizde yeşil mercimeğin yanına pirincin mi yoksa bulgurun mu yakışacağı üzerine kopmuş durumda!
Pirinç taraftarları her ne kadar biraz önde gibi görünseler de bu amansız saflaşmada, yaptığım kamuoyu yoklamaları bu grubun kendi içinde ikiye ayrıldığı sonucunu ortaya koydu ne var ki…
Yeşil mercimek ve pirince eşlik edecek olan pastırma çemenli mi olacak çemensiz mi?
Pirinç ve bulgur taraftarları arasında rekabet tüm hızıyla sürerken, sayıları henüz bir elin parmaklarını bile bulmasa da bir de “Üçüncü yol” grubu olduğunun altını çizmeliyim…
Üçüncü Yol taraftarları ala pilavda yeşil mercimeğe pirinç ve bulgurdan hangisinin kavalyelik edeceğinden çok, mutlaka bir miktar da erişte eklenmesinden yanalar.
Herkes düşünsün taşınsın, bir an önce safını belli etsin…
Hamam mönüsü ile devam edeceğiz yarın.