Dün ilimizde koşulan Avrupa Kulüpler Kros Kupası yarışları ile birlikte Kadıdağı’na, evladiyelik ismi yerli yerinde kalsa da, en azından bir göbek ismi eklemek farz oldu…
“Olimpiyat Dağı”.
Kros için biçilmiş kaftan olmasının yanı sıra…
Yukarıdan aşağı sayarsak olimpik sporları bir bir, kiminde olduğu gibi doğal haliyle kiminde ise tesisleşerek, hangi birine evsahipliği yapmaz bu eşsiz çeşitlilikteki “plato” sorarım?
Hafif bir esintinin yemyeşil çam ağaçlarını silkelemesi ile konfeti minvali etrafa saçılan kar tanelerinin güzelliği başka…
Ağaçların etrafında slalom yaparcasına koşan her renk, kültür ve ülkeden sporcuların üfledikleri “sporun kardeşlik ruhu” ayrı bir güzellik.
Muhabbetlerine kulak kesildiğim farklı illerden gelen spor insanlarının kimi “Bizim yaylalarda da olur bu şampiyona, biz de düzenleyelim” derdindeyken, kimileri ise adeta doğa ile bütünleşmişçesine mücadele veren atletleri seyretmenin keyfini yaşıyorlardı…
Kadıdağı’nda kros izlemenin keyfi, mangaldan daha güzelmiş meğer.
Kadıdağı’nın spor platosu haline getirilmesi düşüncesi yeni değil… Kaya Akal’ın, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü dönemine giden bir geçmişe sahip.
Bölgede düşünülen ancak daha sonra Gazi Stadı’nın bitişiğine kaydırılan Atatürk Spor Salonu’ndan tutun da şu an Boks Federasyonu tarafından kullanılan Kamp Eğitim Merkezi’ne, futbol sahasından, kros parkuruna, açık basketbol, voleybol sahalarına, tenis kortlarına kadar bir çok spor branşına mekan olacak bütüncül projenin Ankara’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın dolaplarından birinde olması lazım.
Öyle zengin bir alan ki, Kadıdağı için planlanan ve hatta ihalesi bile yapılan, ancak daha sonra Samsun’a kaptırılan golf sahası gibi projeler de cabası. Uçaktan indikten sonra 5 dakika içinde spor sahasına varılan kaç vilayet var merak ediyorum…
Üstüne üstlük elde şimdi bir de MİEM var, yatak ve eğitim tesisi sorununu kökten çözecek olan.
Kadıdağı’nın birçok spor branşına ev sahipliği yapacak ölçüde bütüncül bir anlayışla planlanması ve doğanın dengesini bozmadan gerekli tesislerin yapılması elzem…
Bu sayede, Kastamonu ya da ülkemizin ötesinde, dünya sporuna bir hediye olur Kadıdağı.
•••
Not: Avrupa’nın envai ülkelerinin sporcuları karşısında Marmara kulüplerinin mücadele ettiğini görünce, ister istemez Kastamonu’da da atletizmin güçlenmesini istiyor insan…
Nesi eksik bizim çocuklarımızın, gerekli emek verildikten, sabır gösterildikten ve şartlar sağlandıktan sonra.
Pist kenarında şampiyonayı pür dikkat izleyen ilkokul öğrencisi 3 kız sporsevere sordum meraklarının sebebini, meğer onlar da hem krosçuymuş, üstelik basketbol da oynuyorlarmış. “Önceki gün bu pistte biz de koştuk” dediler. Sonucu sorduğumda, “İlk 3 derece de bizim takımdan çıktı” cevabını aldım…
“Yoksa siz Polisgücü’nden misiniz?” dedim, kafalarını salladılar.
Atletizm en azından Emniyet’te…
Sağ olasın Suat Hoca.