2022 yılı hemen her alanda “Kastamonu’nun yılı” olsun, “ortak akıl ve emek” ile “akıl ve bilim” rehberliğinde, hem “ekonomik büyüme” hem de “sosyal kalkınma” yolunda engelleri bir bir yıkalım, geleceği sağlam temeller üzerine kuralım…
Güzergahlardan biri de “zehirsiz kent” olmaktan geçiyor.
“Zehirsiz kent”…
Belediye öncülüğünde şehirdeki yekun kurum ve kuruluşlar ile birlikte yurttaşların ortak emeğinden geçiyor.
(Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu’nun “Park ve Bahçeler Müdürlüğü” üzerinden yürüttüğü gerek “yeşil alan” gerekse “ata tohumu” projeleri zaten şehrimizin bu alanda “niyetli” olduğunun delili…
Bir adım ötesine geçmek için aslında halihazırız.)
“Sağlıklı çevre”…
“Sağlıklı gıda”.
Tarımsal üretimde bakteri, virüs ve haşerelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmak için “çalakalem” kullanılan kimyasallar, bazı organik bileşenler, dezenfektanlar gibi maddeleri ve yöntemleri (pestisit) ortadan kaldırmayı hedefliyor “zehirsiz kent” projesi…
İnsan sağlığını doğrudan “kötü” yönde etkiliyor “pestisit” çünkü.
“Pestisit” tehdidi artan kentleşmeyle birlikte kırdan şehre indi…
Gıdanın ötesinde bizatihi solunan havaya karışır hale geldi.
2019 yılında “Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği” öncülüğünde 100’ün üzerinde sivil toplum örgütü “Zehirsiz Sofralar Mümkün” diyerek bir araya geldi…
Geçen süre içinde hedef büyüdü ve yaşam alanlarında insan ve çevre sağlığını tehdit eden zehirli kimyasalların belediyeler öncülüğünde kullanımının sonlandırılması ve ekolojik, doğa dostu alternatiflerin uygulanmasına yöneldi, “Zehirsiz Kentler Kampanyası” başlatıldı geçtiğimiz hafta itibarıyla.
Belediyelerin en geç “2025” yılına kadar ot zehrinin tamamen sonlandırılmasını, “2030” yılına kadar diğer tüm pestisit ve biyosidal ürün kullanımının yarıya düşürülmesini, “2040” yılına kadar tamamen sonlandırılmasını taahhüt etmeleri ve bu kapsamda katılımcı bir “stratejik eylem planı” oluşturmaları talep ediliyor…
Kastamonu Belediyesi’nin kampanyaya katılacağından şüphe duymuyorum, ilk imzayı atanlardan oluruz hatta.
Büyüme çağındaki çocuklar başta olmak üzere “kanser, hormonal sistem bozuklukları, üreme hastalıkları, doğum kusurları, genotoksisite, nörotoksisite ve nörodavranışsal bozuklukları” başımızdaki büyük bela…
Kastamonu Belediyesi “halk sağlığı” namına bu kampanyanın öncüsü olacaktır.
(Belediyeler zaten konunun aciliyetini kavramış durumdalar…
Proje kapsamında hazırlanan ‘Türkiye’deki Belediyelerde Zararlı Mücadelesi Durum Analizi Raporu” sonuçlarına göre, anket çalışmasına katılan belediyelerin yüzde 96,3’ü alternatif yöntemlerin kullanılmasının gerekli olduğunu belirtiyor.)
Kastamonu’nun uzman hekim belediye başkanına ve uzman hekim kent konseyi başkanına sahip olması büyük şans…
“Zehirsiz kent” olmanın gerekliliğini çok daha iyi kavrayacakları ve harekete geçecekleri aşikar.
(Elbette alışkanlıkları bir anda ters yüz etmek kolay değil…
En azından adım atalım.
Kır ile şehrin coğrafik olarak birbirine içine girdiği Kastamonu, artan şehirleşme ile birlikte “pestisit” tehdidine çok daha maruz bir yerleşim halini alıyor…
Çocuklar başta olmak üzere “halk sağlığı” risk altında.
Kastamonu Belediyesi bu alanda “örnek” emek sergileyecektir…
Hekim kadromuz bu maçı alır.)
(Konu ile ilgili detaylı bilgi ve bilgi kanalları www.cekülvakfi.org.tr adresinde var…)
MUSTAFA AFACAN