Akşamları bazen televizyonda tartışma programlarına bakarım. Allah’tan 3-5 gazeteci ve 10-15 akil adam var da, onlar sayesinde her şeyden haberdar oluyoruz! Her akşam aynı insanlar, aynı konular… Aynı filmi tekrar tekrar seyretmekten farksız.
Birkaç akşam önce, “farklı, nitelikli bir program var mı” diye kanalları tararken yine böyle bir program açık kalmış. Biraz kulak kabartım neler oluyor diye. 10 dakika kadar seyrettim, bu süreçte iki konuk ateşli birer konuşma yaptı.
Onları dinlerken bir ara iyice dikkat kesildim. Anlattıklarına imrendim. Çünkü huzurlu, kazançlı herkesin halinden memnun bir ülkenin vatandaşları oldukları belli idi. Konuşma boyunca hangi ülke vatandaşı olduklarını söylemediler. Ama iyi Türkçe biliyorlardı. Demek Türkiye ile temasları var.
Sonra nedense yıllar önce mühendis olduğum ilk yıl yaşadığım bir anı geldi aklıma.
1992 ve 1993 yıllarında Denizli Çardak Gölcük köyü Arazi Toplulaştırma işi için yaklaşık bir yıl bu köyde şantiye kurduk ve çalıştık. Şantiye ortamında çalışanlar iyi bilir. O yıllarda gündüz arazide çalışırsın akşam yemeği sonrası köy kahvesinde okey, king, batak oyun oynarsın. Kumar değil tabiî ki; çayına, kahvesine… Yani hesabına.
Böyle bir kış gecesi hemen yanımızdaki masada oturan iki yaşlı amcanın televizyonu soluksuz seyrettiğini fark ettim ve aralarındaki yorum ve iddiaları duydum.
– Güççük olanı yenecek gibi duruveri…
– Hadi oradan!.. Sarışın, deve gibi baksana.
Bir boks maçında taraf tutarak iddialaşan amcaların masum saf halleri hâlâ gözümün önünde.
Lakin gerçek bir boks maçı sanarak seyrettikleri aslında bir boks maçı değil Rocky 4 filmi. Boksörler de ünlü Hollywood oyuncuları Sylvester Stallone ve Dolph Lundgren.
Geçen akşam, yorumcuları dinlerken bir ara ben de kendimi bir filmi, gerçek bir maç gibi izlerken buldum. Maşallah inandırıcılıkları çok iyiydi. Oyunculuk konusunda Oscar’a aday gösterebiliriz.
Sabah oldu, işe geldim; binlerce, milyonlarca insan gibi. Tabiî ki filmden eser yok; gerçek hayatla bir boks maçında ringe çıkmış haldeyim.
Amaç ve hedef ise gerçek hayata karşı nakavt olmadan maçı tamamlamak. Tamam, işim zor, ben çok “güççüğüm” karşımdaki rakip deve gibi. Ama umutsuz olmak, yenilgiyi kabul etmek, baştan kaybetmek bizim kitabımızda yazmaz. Tam gaz mücadeleye devam.
Unutmayalım filmde güççük adam sarışın devi yenmişti.
Biz de yeneriz.
Feza TİRYAKİ