Akıl/us, baştan/kafadan çıkmayı versin, o zaman şeytan yakın komşunuz olur. Ne akıl freniniz kalır, ne de çevreniz… Daha ötesi geçmişiniz.
Daha düne değin sarmaş-dolaş olduğunuz kişileri birden “defterden siler” hesabını kapatırsınız şaşkın aklımızla…
Çünkü, akıl/us çıkmıştır kafadan bir kere… Ne dün, ne bugün, ne de yarın kalmıştır artık… Akıl denen hazinenizin çerçeveleri/kasnakları atmış, vefa duyguları bayatlamış, sadece siz, bencillik duygularınızın tutsağı olarak sipsivrisiniz orta yerde… Yapayalnız…
Sadece siz haklısınız!..
Farkında bile değilsiniz bu durumunuzdan… Çünkü akıl baştan/kafadan uçup gitmiştir çoktan.
•••
Akıl/ us denen hazine Yüce Allah’ın biz kullarına ihsan buyurduğu/verdiği en önde gelen nimet iken bunu kullanmada şeytanı ortak yapmak küfür kapılarında dolaşmak değil de ne?
Lütfen yanlış anlaşılmasın, burada vaaz verecek ne bir kariyerim, ne de iddiam var. Amacım, insanın -akıl verilmişken- kendini taşıyamaması/yönetememesi üzerine söz etmek…
Insan arkadaşını ne zaman terk eder, bırakır?.. Selami sabahı ne zaman keser, atar?
Uzun yıllar birlikteliğiniz vardır, kader birliği yapmışsınızdır, bir yediğiniz ayrı gitmiştir. Dahası siz de, arkadaşınız da birbirinizin sırdaşı, ayrıca ileri derece de aile dostluğunuz var.
Ama öyle bir an gelir ki, aranızdaki vefa bağı, iletişim sevgisi ve daha nice var olan bağlar birden kopar, gider…
Olur… Bunlar yaşamda -ender de olsa- rastlanılan olaylar. Ama bıçak gibi kesilen duygusal ve de maddi/manevi bağların ortaya saçtığı görüntülerde “vefa, sevgi, … ” gibi insan erdemini oluşturan nice duyguların çöpe atıldığını gören herkes, her kişi, haklı olarak;
“- Yahu, bunlara ne oldu? Bunlar daha düne değin ‘canciğer kuzu sarması’ değil miydi?” diye düşünse haksızlık mı yapar?
Evet, “her türlü bağlar niçin kopar?” diye sorarsanız köşeme aldığım 1976 Yılına çizdiğim, İtalya’da Sergilenip Bordighera Karikatür Müzesi’ne alınan karikatürüme bir bakar mısınız?
İki kişi tokalaşmışlar… Görünürde dostlar… Ama kafalarında bu dostluktan doğan çıkar ilişkileri var. Yani, bu birliktelikte birinci koşul toplumsal değil maalesef… Birincil koşul, kişisel çıkar… Ne yazık ki böyleleri de var toplumsal yaşamda…
•••
Böylesi birlikteliklere ve de kimliklere ne yazık ki, çokça rastlanılır geri kalmış toplumlarda…