Selamlar; sahiden günlerimi şaşırdığım için bu başlığı attım. Aslında bugün için bir başka yazı taslağı hazırlamıştım ama bir biçimde gün algımı da zaman yönetimimi de elimden kaçırmışım.O taslakbir sonraki yazı olur inşallah. Elbette yine zaman yönetimimi elimden kaçırmazsan. Bu yüzden de o taslağı kenara koyup “Beynimiz ve zamanı yönetmek” hakkında yazmaya karar verdim. Böyle bir konu tek yazıya sığamayacak kadar geniş bir konu. Bu vesileyle “beyin” ve “zaman yönetimi” sohbetlerimize dair ilk çentiğimi atmış olayım.
1993 yılından beri yapılan “TOP 500” projesi her yıl Haziran ve Kasım aylarında dünyanın en hızlı bilgisayarlarını yayınlar. 2021 Haziran ayı itibari ile dünyanın en hızlı bilgisayarı Japonya’da bulunan “Fugaku” isimli bir bilgisayar bir süredir açık ara birinci ve hızını her gün artırıyorlar. Son ölçümlenen hızı“442,010.0TFLOP”. Bu rakam pek bir şey ifade etmemiş olabilir size. Şöyle açayım “TFLOP” yani teraflop o cihazın saniyede kaç kayan nokta işlemi yaptığını ifade ediyor. 1 Teraflop 1trilyon işlem anlamına geliyor. Dört yüz kırk iki bin on teraflop kaç trilyon ediyor hesaplayamadım. Benim açımdan muazzam bir matematik olayı ve benim bünyemi aşar. Daha fazlasını açıklayabilmeyi çok isterdim ama sahiden öyle bir matematik bilgim yok. Google’dan bakıp yazacağıma eğer merak ederseniz siz zaten bakarsınız diye düşündüm.
Benim tuhaf meraklar listeme bu bilgi dahil olalı yaklaşık on beş yıl oldu. Yani on beş yıldır beynimin sabit diskinde bu bilgi yer kaplıyor. Bu yazıyı yazmaya başladığımda aklımda Fugaku bile yoktu. Beynimizin hızını ve kapasitesini nasıl anlatayım diye düşünürken. Beynim arşivden bu bilgiyi benim için çağırıverdi.Sadece bu bilgi değil pek çok trilyon bilgi beynimizin içinde yer kaplıyor. Fugaku beynimizin hızına ve becerisinde çalışabilmek için 158.976 bağımsız bilgisayarların birleşmesindenoluşuyor. Halbuki bizim standart donanımızdaki “beyin” isimli bilgisayar bir tane. Tek başına hayatımızı düzen içinde tutuyor. Meşhur röportajdaki adamcağızın dediği gibi “Beyin bedava”Beynimiz bir bilgisayarın sabit diski gibi olmadığı için yaşadığımız sürece kendine akan sonsuz veriyi saklamaya devam ediyor ve “kapasitem doldu yeni fotoğrafı kaydetmek için bazı fotoğrafları silmelisiniz” uyarısı vermiyor. Bunun yerine kendi sistematiği içinde bilgileri tasnifliyor, arşivliyor, sıraya koyuyor, önde alıyor vs… Ama asla silmiyor. İşte “Aa, unutmuşum” dediğimiz anda aslında “o iş bir biçimde gündemimden düşmüş ve beyin isimli bilgisayarımda kullanmayacağıma karar verdiği için arşive çekmiş” diyoruz. Bunun doğal olarak pek çok sebebi var. Depresyon,dikkat eksikliği, kaygı durumları, stresli yaşam koşulları, uykusuzluk, açlık, bir işi öğrenirken birden fazla şeyle uğraşmak, öğrenme ve hafızada tutma tekniklerini yeterince bilmemek, tıbbi tedavi gerektiren anemi, kan şekeri değişiklikleri, vitamin eksiklikleri, tiroid hastalıkları gibi rahatsızlıklar etken olabilir.Olası bir sürü etkene rağmen beyin günlük yaşamımızı düzenli yaşamamızı sağlamak için kendi sistematiği içinde bir öncelik listesi yapar ve onları sıraya koyar. O halde zamanı yönetmeye dair ilk önermem gelsin.
Zamanınızı yönetebilmek için beyninize yardımcı olun.Bu ne demek? Yapacağınız her şeyi programlayın ve beyninize öğretin.
Nasıl mı öğrenecek? Yazarak. İster dijital isterseniz de benim gibi analogyöntemlerle planlamalarınızı listeleyin. Bu listelemenin pek çok farklı yolu var. Kendi metodumu özetlemeye çalışayım.Planlamalarımı birkaç defterle yapıyorum.Birinci defterim tüm yapılacakları arka arkaya yazdığım. Biten her işin üstünü fosforlu kalemle çiziyorum. Bu defter sürekli yanımda değil yeni gelecek işleri not alıyorum sonrasında bu deftere geçiriyorum. Böylece tüm işleri bir yerde toplu olarak görebiliyorum. Yapılmışlara bakabiliyorum, atladığım varsa gündeme alıyorum, yapılmış ama yenilenecek varsa yeniden listeye ekliyorum vs. Masamda daima görebileceğim yerde haftalık planlayıcım var. Birinci defterden buraya alıyorum o haftaki işleri. Son defter de sürekli yanımda taşıdığım küçük defter. Hem o gün yapacaklarımı yazıyorum hem de gün içindeki olayları not ediyorum. Biliyorum ilk anda karmaşık görünüyor ama bana çok basit ve kolay geliyor. Hani derler ya “her yiğidin bir yoğurt yiyişi var” diye. Yoğurdunuz nasıl yiyeceğinizi sizden daha iyi kimse bilemeyeceğine göre bu metodunuz kendiniz icat edersiniz. Benim belirtmek istediğim nokta“yazmak” ve“not tutma”eylemlerinin şart olduğu.Unutmayalım ki söz uçar yazı kalır. Tam bu noktada küçüklüğümden itibaren bana ve kardeşime sürekli olarak “yapacaklarınızı yazın, insanlarla konuştuklarınızı yazın özellikle de iş yapacağınız zaman anlaşma öncesi muhakkak yazın” diyen babama teşekkür edeyim. Harika bir alışkanlık kazandırdı bize. Eee, hep anne yazacak değilim ya…
Bugünlük de bu kadar sevgili dostlarım. Fikirlerime değer verip lütfedip okuduğunuz için teşekkürler. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Meraklısına
- Fugaku ve diğer süper bilgisayarlar için: www.top500.org
- Listeleme için alternatif modelleri aramak için: “Not Alma Metot ve Teknikleri” anahtar kelimesi işinizi kolaylaştırabilir.
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU