Miladı en az yüzyıl evvele giden “Kastamonu Üniversitesi” hayalimiz 2006 yılında gerçek oldu, meğer üzerinde tepinmek için istemişiz, geride kalan 15 yıl kâh saman altından yürüyen, kâh kan gövdeyi götüren kavga kıyamet ile geçti…
Bu gidişle ortada kalsa kalsa “tabela” kalır.
2019 yılında gerçekleşen yeni dönemle birlikte Kastamonu Üniversitesi’nde yeni bir sayfanın açılacağını, mazideki çalkantıların sona ereceğini, geçmişten alınan ders sayesinde iklimin ılımanlaşacağını umut etti Kastamonu kamuoyu…
20 ilçeli ilin tamamına haklı ve büyük bir “beklenti” hâkim oldu.
Yorulmuştu herkes…
Bıkmıştı.
Kastamonu ekseri çoğunlukla yeni yönetimi bağrına bastı…
Üniversitenin hem vizyonuna hem de misyonuna Kastamonu’nun “acil” ihtiyacı vardı çünkü.
Yeni yönetimin ilk verdiği mesajlar yüz güldürdü…
Yelkenler umut ile doldu.
(Kastamonu Üniversitesi’ni “Sayıştay” raporlarının “yıldızı” yapan “temel” sebepler atlanmıştı ne var ki kamuoyu nezdinde…
Yönetimi zor bir süreç bekliyordu.
Ateşten gömlekti…
Tutanın elini yakacak.)
Bir yandan “yapısal” dönüşüm sağlanacaktı…
Diğer yandan ilin hevesle beklediği “vizyon” yatırımlar.
Seneler senesi adeta yılan hikayesine dönen “tıp fakültesi” ve “teknokent” konularını yeni yönetimin ışık hızıyla çözüme kavuşturması Kastamonu’ya yapıp yapacağı en büyük katkı olarak tarihe geçti…
Kamuoyu yanılmamıştı.
Kastamonu hem bir yanıyla sağlık alanında yekûn sorunlarını çözüme götürme olasılığını taşıyan formülü devreye almış hem de diğer yandan çağın gerektirdiği “teknoyatırım” iklimini oluşturma yolunda “asli” bir adım atmıştı…
Daha ne olsundu?
Devamının elbirliği ile gelmesi lazımdı…
Her kesimin desteği şarttı.
İlin doğrudan “sağlık, sosyal, kültür, ekonomi” heybesine yapılan katkıydı her iki yatırım da çünkü…
Bu sayede “kimlik” anlamında ilimize çok güçlü referanslar sağlaması ise dolaylı katkılarıydı.
“Üzerine koymak” gerekirken…
Geldiğimiz noktada çarşı pazar yine karıştı, Kastamonu Üniversitesi hiç de hak etmediği şekilde ülke gündemine servis edildi, sosyal medya paylaşımları sağanak halinde.
Ne Kastamonu ne de üniversitesi hak ediyor böylesi gündemleri…
Meğer üzerinde tepinmek içinmiş üniversite hevesimiz.
Not: Kastamonu Üniversitesi’nde çalkantı içinde geçen yekûn mazinin sorumlularından biri de kamusuyla, yerel yönetimleriyle, siyasetçileriyle, meslek odaları ve sivil toplum örgütleriyle Kastamonu kamuoyu olsa gerek…
Doğruya “doğru”, yanlışa “yanlış” denilmedi bir ağızdan.
Üniversite “amaç” olarak görülmedi…
“Araç” niyetine sahiplenildi.
Elbette “iç işleyiş” üniversite yönetimini ve denetleyici kurumları bağlar, hukuk eninde sonunda hesap sorar, her kabahat layığı cezayı bulur…
Kamuoyu “eleştiri” mekanizmasını işletmedi.
Senelerce…
Susuldu.
İyi yapan dâhi kendini yalnız hissetti üniversitede…
Dört duvar arasından yalnız kaldı.
MUSTAFA AFACAN