Türk dünyasının UNESCO’su kabul edilen, merkezi Türkiye’de başkent Ankara’da bulunan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı/TÜRKSOY’un 2021 yılı ünlüler takvimine alarak doğum yıl dönümünün kutlanmasını istediği değerli şahsiyetlerden biri de Kırım Tatar Türklerinden yazar, gazeteci, düşünce insanı İsmail Gaspıralı (Rusça Kaspirinski) veya yaygın söylenişiyle Gaspıralı İsmail Bey’dir (1851-1914). TÜRKSOY, 2001 yılında da Gaspıralı İsmail Bey’i doğumunun 150. yıl dönümü dolayısıyla ünlüler takvimine almış, biz de teşkilatın TÜRKSOY adlı dergisinde “Doğumunun 150. Yılında Gaspıralı İsmail Bey” başlıklı bir makale yayımlamıştık (S 3, Nisan 2001, s.6-9).
Başta Ord. Prof. Dr. M. Fuad Köprülü ve Ziya Gökalp olmak üzere Türkiye’deki milliyetçiler üzerinde geniş etkisi bulunan “Dilde, fikirde, işte birlik” ilkesiyle Türk dünyasının birliğini sağlamaya çalışan, “Üstâd-ı Ekrem”, “Babay”, “Tercüman Babay” lakaplı bu büyük şahsiyeti önce kısaca tanıtıp sonra duygu ve düşüncelerini açıklayan sözlerinden/vecizelerinden örnekler vereceğiz.
8 Mart 1851 tarihinde Kırım Bahçesaray şehrine iki saat mesafedeki Avcıköy’de doğdu. Babası Gaspıra köyünden Mustafa Ağa, annesi Fatma Hanım’dır. Soyadı olarak babasının soyadını aldı. Gaspıra’da doğduğu iddiası kanıtlanamamıştır.
Mustafa Ağa, Kırım Savaşı nedeniyle ailesiyle 1854 yılında Bahçesaray’a yerleşti. İsmail, 10 yaşına kadar bu şehirde yaşadı. Zincirli Medresesine devam edip okuma yazmayı öğrendi. Akmescit/Simferefol, Varanoj ve Moskova’daki askerî okullarda öğrenim gördü. Amacı Osmanlı ordusunda subay olmak veya Osmanlı Devleti’nin yönetiminde görev almaktı. 1867-1871 yılları arasında Bahçesaray Zincirli Medresesi ve Yalta’da Dereköy Okulunda öğretmenlik yaptıktan sonra amacını gerçekleştirmeye karar verdi. Osmanlı Ordusu ve veya devlet teşkilatında görev almak için iyi derecede Fransızca bilmesi gerektiğini öğrenince Paris’e gitti (1872). İki yıl kalıp Fransızcasını ilerletti. 1874 yılında İstanbul’a gelip askerî okulda okumak için sadrazama başvurdu. Rus elçisi onun askerî okula alınmasını engelledi. Bunun üzerine İstanbul’da Osmanlı Türkçesini ilerletti. Moskova ve Petersburg’daki gazetelere İstanbul’dan yazılar gönderdi.
Kırım’a dönen İsmail Bey, 1878-1883 yılları arasında Bahçesaray şehrinin Belediye Başkanlığını yaptı. Belediye Başkanlığı sırasında halkı eğitmek amacıyla bir gazete çıkarmaya karar verdiyse de Çarlık yönetiminde izin alamadı. 1882 yılında Kazan Tatarlarından Akçoraların kızı Zühre Hanım’la ikinci evliliğini yaptı. Bugün Gaspıralı’nın soyu, bu hanımdan dünyaya gelip Türkiye’ye yerleşen iki oğlu ve iki kızı vasıtasıyla devam etmektedir.
İsmail Bey, uzun mücadeleler sonunda 1882 yılında Petersburg’a gidip Tercüman gazetesinin yayın iznini aldı. Gazete Türkçe ve Rusça iki dilde basılacaktı. 19 Nisan 1883’te ilk sayısı yayımlandı. Adı 1905 yılından itibaren Türcümân-ı Ahvâl-i Zaman oldu. Osmanlı Türkçesiyle basılıyordu. Öldüğü 1914 yılına kadar gazetesini yaşattı. Türk dünyasında en çok okunan gazete olmasını sağladı. 20. yüzyıl başlarında sadece İstanbul’da beş bin adet satıldığı haftalar yaşandı.
İsmail Bey, gazeteciliğinin yanı sıra bir eğitim reformcusuydu. 1884 yılında Kırım’da Usul-i Savtiye adını verdiği sistemi uyguladığı ilk okulu açtı. Öğrenciler okuma yazmayı bu usulle 45 günde öğrendiler. Kızların da okuması için ayrı okullar açtı. Öğretim programlarına fen dersleriyle tarih, coğrafyayı da soktu. 1893’te Özbekistan, 1912’de Hindistan’a gidip Usul-i Savtiya okullarını kurdu. 1905 yılında Rusya topraklarındaki Usul-i Savtiye okullarının sayısı beş bini buldu.
1905 yılından itibaren Rusya topraklarındaki Müslümanların ve Türklerin birliği için çalışmaya başladı. Rusya Müslümanlarının 1905, 1906 yıllarıındaki üç toplantısına katıldı. Müslüman İttifakı adlı bir parti kurdu. Kahire veya İstanbul’da “Uluslararası Müslüman Kongresi”ni toplamak için çok çalıştı. İstanbul’da aradığı desteği bulamadı. 1911 yılında İstanbul’da İttihat ve Terakki Partisi Genel Merkezi üyeliğine seçildi. 1914 yılında hastalandı. 11 Eylül 1914 sabahı öldü. Cenazesi, Bahçesaray’da toprağa verildi. 1921 yılında evi müze hâline getirildi. Stalin ve devamı döneminde 1987 yılına kadar adı ve çalışmalarından söz edilmesi yasaklandı. Bu yıldan itibaren Kırım Türkleri Gaspıralı’ya, anısına kavuştular.
Gaspıralı’nın kırka yakın kitabı yayımlandı. Tercüman (1883-1918) ve Millet (1906-1914) gazeteleriyle Âlem-i Nisvan/Kadınların Dünyası (1906-1910), Âlem-i Sübyan/Çocukların Dünyası (1906-1915) ve Ha! Ha! Ha!/Kah Kah Kah (1906) dergilerini çıkardı.
Yazımızın son bölümünde bu yüce insanın duygu ve düşüncelerinin bir bölümünü öğrenmemizi sağlayan özlü sözlerinden/özdeyişlerinden bazı örnekler vereceğiz.
- “Dilde, fikirde, işte birlik!”
- “En büyük milletlerden biri bizim Türk milletidir.”
- “Halka her türlü sanatı öğretmeye gayret ediniz.”
- “Kırım’dan Herat’a, İstanbul’dan Kaşgar’a kadar yalnız aydınların değil İstanbul’daki hamaldan Çin’deki deveciye kadar herkesin anlayabildiği bir Türkçe kullanılmalıdır.”
- “Türkiye’de Türkler daha çok çalışmalıdır. Kapılarda, dîvânlarda memur olarak çalıştığı gibi mağazalarda, tezgâhlarda, fabrikalarda ve deniz üzerinde de çalışmalıdır. Biliyorum; memuriyet şereflidir, lezzetlidir. Lakin, sen memur, ben memur, idare edilecek kimdir?”
- “Bizler gelir geçeriz. Lakin, millî eğitim yaşayacaktır.”
- “Eserlerimizi mümkün olduğu kadar Türkçe yazıp Arapça, Farsça ve başka sözlerden uzak tutalım ki, âlim olmayan insanlar dahi yazdığımızı okuyup anlasınlar.”
- “Bütün Doğu’da en tutucu ve geride kalmış bir unsur varsa o kadınlardır. Bu hâl, en çok Müslüman kadınlara mahsustur. Lakin, bu cehalet dönemi, yavaş da olsa ötesinden berisinden yırtılmaya, açılmaya başlıyor.
Doğumunun 170. yıl dönümünde Türk dünyasının değerli evladı Gaspıralı İsmail Bey’i saygıyla anıyoruz.
NAİL TAN