Bozkurt’ta sel nedeniyle yıkılan, zarar gören binalar ile çevredeki yapılarda arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarında çok sayıda kadın gönüllü görev alıyor.
İlçenin ortasından geçen Ezine Çayı’nın, şiddetli yağışların ardından 11 Ağustos’ta taşması sonucu felaketi yaşayan Bozkurt’ta, selin izlerini silmek için insan üstü bir çaba ortaya konuluyor.
İlçede görevli ekiplerin yanı sıra çok sayıda gönüllü, enkaz kaldırma, temizlik, yardım dağıtımı işlerinde gece gündüz çalışıyor.
AFAD ve Türk Kızılay gibi kurumların yanı sıra sivil toplum kuruluşları ile derneklerde görevli gönüllü kadınlar da bölgedeki şartların zorluğuna aldırmadan çalışmalara destek veriyor.
– Orman yangınlarından sonra sel bölgesine geldiler
ANDA Arama Kurtarma Derneği’nde görevli Kübra Varlı, AA muhabirine, AFAD ile akredite bir kurum olduklarını söyledi.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde 11, Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde 7 gün arama kurtarma çalışmalarına katıldıktan sonra Bozkurt’a geldiklerini belirten Varlı, “Muğla’dan sonra ‘evimize döneceğiz, her şey bitti, çok şükür’ derken Kastamonu’da sel haberini aldık ve direkt Kastamonu’ya geldik. Ekibimizin bir kısmı Sinop’a gitti.” dedi.
Kadınlar olarak erkeklerin yapabildiği her çalışmayı yapabildiklerini aktaran Varlı, enkaz kaldırma, moloz taşıma gibi çalışmaların yanı sıra çadır kurulumu, eşya ve erzak dağıtımlarında görev aldıklarını aktardı.
Çalışmalarda zorluk yaşadıklarını ancak vatan sevgisiyle hizmet verdiklerini dile getiren Varlı, “Zorluklarını yaşıyoruz ama sonuçta bu kısa bir süreç. Bu memlekete vefa borcumuz olduğuna inanıyoruz. Biz gerçekten bu memlekete, bu vatana gönül vermiş bir avuç gönüllüyüz. Hepimiz bu işi gönüllü olarak yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
İkizleri Ölçer Apartmanı’nın enkazında aranan annenin feryatlarından çok etkilendiklerini söyleyen Varlı, şöyle devam etti:
“Arkadaşımın elinden tutmuştu. ‘Lütfen benim meleklerimi bulun’ diye bize yalvarışı… Hiçbir şey yapamıyorsunuz. Enkaz kaldırılıyor bir yandan ama çocukları bulamıyoruz. Bulsak bile ne durumda bulacağımızı bilmiyoruz. O kadının yalvarışları, gözyaşları, biz ağlamamak için kendimizi zor tuttuk. Oradan ayrılıp arabaya geçip ağladık, rahatladık. Hiçbir şey olmamış gibi göreve tekrar döndük. Psikolojik olarak özellikle kadınlar için bu üzücü bir şey. Mesela, birkaç gün önce bir erkek cesedi bulduk. Benim içim o kadar acıydı ki dedim ki ‘hocam ben buraya daha fazla bakamayacağım’ deyip biraz uzaklaştım oradan.” AA