SAĞLIK BAKANI DR. MÜNİF İSLAMOĞLU
Kastamonu Devlet Hastanesi, 2000 yılında Sağlık Bakanlığı’nın izin ve tavsiyesi ile eski Sağlık Bakanlarından olan ve Kastamonu için ayrı bir yer tutan Dr. Münif İslamoğlu’nun adının eklenmesiyle “Dr. Münif İslamoğlu Kastamonu Devlet Hastanesi” olarak değiştirilmiştir. Kastamonu Devlet Hastanesi 2017 tarihi itibariyle Kuzeykent’te yeni yapılan binasına taşınmış ve bir Araştırma Hastanesi olarak varlığı sürdürmektedir. Eski binanın olduğu Saraçlar Mahallesi’ndeki alan ise tamamen yıkılıp temizlenmiş durumdadır.
Devlet Hastanesine ismi verilen Dr. Münif İslamoğlu (1917, Çine, Aydın – 5 Ağustos 1998), Kastamonu için ayrı bir önem taşır. Kendisi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra, dâhiliye mütehassıslığı, Kastamonu Verem Hastanesi Başhekimliği, Ankara Numune Hastanesi Başhekimliği ve 1. Dâhiliye Şefliği, XI. ve XIX. Dönem Kastamonu Milletvekilliği, Cumhuriyet Senatosu Kastamonu Üyeliği (5 Haziran 1977 – 12 Eylül 1980) ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.
Eski Sağlık bakanlarımızdan Dr. Münif İslamoğlu, Devlet Hastanesini hem sık ziyaret eder hem de önemli katkılar sağlar. Bir ziyaretinde Dr. Ahmet Zafer Ergün’e, hastanede yeterli gelişmiş ekipman olmadığı için Keçiören Sanatoryumundan hasta başı monitörlerini almasını söyler. Dr. Ahmet Bey de hasta hizmetlerinin daha iyi olması için vakit kaybetmemek adına kendi aracıyla Ankara’ya gider ve bu aletleri Kastamonu’ya getirir. Bu durum üzerine CHP Meclis’te gensoru önergesi verir; hatta bu gensoruyu Kastamonu’nun CHP’li vekilleri de destekler!
Bakan ve hekim olan Dr. Münif İslamoğlu, 1980 Eylülünün hemen öncesinde İstanbul’dan dönemin en önemli doktorlarını Kastamonu‘ya getirir (içlerinde Dr. Kemal Beyazıt da vardır) ve Devlet Hastanesi’nde ilk kalp ameliyatı gerçekleştirilir. Bu ameliyata yatan hastanın takibi ise İstanbul ekibi döndükten sonra Dr. Ahmet Zafer Ergün’dedir. Bu kadronun Kastamonu’ya getirilmesinin nedeni ise, Kastamonu Hastanesi’nin bir Araştırma Hastanesi haline getirilip, tabiplerin 2 yıllık eğitimlerini burada almasını sağlamak ve bu şekilde hem kentin bir tıp merkezi olmasını sağlamakz ve hem de hastanede kadro yaratmaktır. Gelişmelerin akabinde “Araştırma Hastanesi” kararı ResmiGazete’de yayınlandıktan sonra Devlet Hastanesine verilecek 40 asistan kadrosundan 27’si kentte ihtisas görecektir ama 12 Eylül Darbesi tüm bu sıralananlara engel olur.
TÜRKİYE’DE BAŞHEKİMLİK GÖREVİNİ EN UZUN SÜRE YÜRÜTEN İSİM:
Dr. AHMET ZAFER ERGÜN
Kastamonu yakın tarihindeki tıp dünyasından bazı isimler, diğer tüm isimler gibi özverili, insancıl ve işleri hayatları olmuş özellikleri yanı sıra aynı zamanda şehrin bugünkü günlerine gelmesini sağlayan isimlerdir de. İş bu isimlerden biri Dr. Ahmet Zafer Ergün’dür. 1946 yılında Taşköprü’ye dünyaya gelen Ergün, 1973 yılında tıp fakültesinden mezun olduğunda beri 48 yıldır hekimliği sürdüren efsanevi isimlerden biridir. Dr. Ergün, Ankara Tıp Fakültesi’nden mezuniyeti sonrasında kısa süre Ankara Siteler SSK Dispanseri’nde görev yapar. Daha sonra geçici görevle geldiği memleketi Kastamonu’daki ilk görev gününde 8 frengi hastasının gelmesi ile kentte hala etkili olan frengi gibi önemli ve toplum sağlığını tehdit eden bir hastalığa karşı savaş açar ve kentin üzerinde neredeyse yüzyıldır kara bulut olan bu hastalık karşısında büyük başarı elde eder..
Dr. Ahmet Zafer Ergün, 1975-1980 arasında İstanbul Okmeydanı Hastanesi’nde görev yapar. Hem görev yaptığı bu yıllar hem de bölge açısından oldukça zor zamanların görev ifasıdır bu. Okmeydanı Hastanesi aynı zamanda Dr. Ergün’ün “ihtisas” zamanıdır ve ihtisas tamamlandığında kendisine “baş asistanlık” teklif edilmesine karşın hizmet için kendi memleketini seçer ve başka bir tıp savaşçısı olan Op. Dr. Mikail Kaya’nın 1979’da atandığı Kastamonu Devlet Hastanesi’nde ondan bir yıl sonra göreve başlar.
Devlet Hastanesindeki 1 yıllık bir görevinin ardından Devlet Hastanesinden istifa eder ve muayenene açar. Dr. Ahmet Bey’in kentte kısa sürede tıp bilgisi ve insan saygısı nedeniyle kazandığı itibarla hastaların büyük bir çoğunluğu hastane yerine Dr. Ahmet Bey’in muayenesini tercih eder ve bir başka rekora imza atarak sadece 80 günde görülmemiş sayıda hastaya bakılır. Dr. Ahmet Bey 1981 yılında ise Sigorta Hastanesine başhekim olarak atanır ve 2004 yılındaki emekliliğine kadar ülkenin en uzun süreli başhekim unvanıyla görev yapan doktor olarak bir rekora imza atar. LÖSEV’de 2 yıllık koordinatörlük ve 2006-2012 yılları arasında Kastamonu Özel Uğurlu Hastanesi’nin diyaliz sorumlusu olarak görev yapan Dr. Ergün halen mesleğini aktif olarak sürdürmektedir.
40 GÜNDE 6 BİN KİŞİ SALGINA YAKALANDI
1980 yılı Haziran ayı Kastamonu‘nun tıp tarihi açısından olağanüstü gelişmelerin yaşandığı bir tarihtir. Bu tarihte Kastamonu’da kayıtlara geçmiş en büyük kolera ve tifo salgını baş göstermiştir. Sadece 40 günde 6 bin kişi hastalanmıştır. Salgın karşısında ilk yapılan iş olarak “ata suları” kontrol edilir ve kapatma kararı verilir; bu karara daha sonra şadırvanlar da eklenir. Şehre temiz su sağlanır. Salgın yönetiminin başında Dr. Ahmet Zafer Ergün vardır ve tedavi bol su içirilen hastaların sürekli tuvalete çıkmasını ve işemesini sağlamaktır. Ancak birçok hastanın yataktan kalkma imkânı olmadığı için hasta yataklarının ortaları yeterli büyüklükte kesilerek altlarına da atık leğeni konularak çözüm yolu bulunur. Yine bu salgın döneminde en önemli tedavi araçlarından olan serumların da kıtlığı söz konusudur ve yine Dr. Münif İslamoğlu’nun girişimleri ile bu kriz de aşılır. Zorlu ve çok meşakkatli geçen salgın süreci aslında tek kelime ile üstün bir başarı ile aşılır. Kentte görülen 6 bin vaka karşısında bu hastalıktan kaynaklı sadece tek ölüm olayı yaşanır.
BALLIDAĞ SANATORYUMU
1965 yılında ulusal bir sağlık politikası eşliğinde İstanbul Heybeliada’dan sonra Türkiye’nin ikinci sanatoryumu olarak Daday Ballıdağ üzerine kurulmuştur. Ballıdağ Hastanesi, İsviçre’deki bir sanatoryumun mimarisinden esinlenerek yapılmış ve 53 bin dönüm arazi üzerine kurulmuştur. Arazi üzerine hastaneye ait lojmanlar, çocuk parkları, hastalar için yürüyüş parkuru ve günün şartlarına uygun olarak tiyatro salonu yapılmıştır. 1970-1990 yılları arasında hastaneye sevk edilen hastaların çoğunluğu tüberküloz (verem) hastaları olmuştur. 150 oda ve 350 yatak kapasitesinde olan hastane, Türkiye’nin her tarafından gelen hastalara hizmet vermiştir. Bu hastalar içinde Türk edebiyatının önemli ismi, Cideli hemşehrimiz Rıfat Ilgaz da 3 ay tedavi görmüştür.
Sanatoryumun Ballıdağ’da yapılma nedeni 1950’li yıllarda sanatoryumların kurulması için Türkiye’ye gelen İsviçreli bilim heyetlerinin yer belirlemesi olduğu düşünülür. Ballıdağ Hastanesi’nin özellikle veremli hastalara yönelik tedavisinde içinde bulunduğu iklim ve bu iklime ait atmosferdeki oksijen seviyesinin oranı belirliyi olmuştur. Aynı zamanda hastane, 8884,2 (ha) ormanlık bir alan içinde yer alır. Bu ormanlık alanda hâkim bitki örtüsü iğne ve geniş yapraklı ağaçlar bulunmaktadır.
1970-1990 yılları arasında etkin bir şekilde hizmet veren hastane 4 vardiya şeklinde çalışırken, 2000’li yıllarda hasta sayısının giderek azalması ve personel eksikliği nedeniyle 2005 yılında kapatılmıştır. Ballıdağ hastanesi dönemin Sosyal Sigortalar Kurumuna (SSK) bağlı iken Sağlık Bakanlığına devredilmiştir. Sağlık Bakanlığı da hastaneyi 49 yıllığına Hacettepe Üniversitesine kiralamıştır. Hastane üzerinde hiçbir çalışma yapmayan ülkemizin seçkin üniversitelerinden Hacettepe Üniversitesi, hastaneyi Orman Genel Müdürlüğü’ne devretmiş, buradan da yine sağlık alanında hizmet vermek üzere bir şirkete kiralanmıştır.
KASTAMONU SİGORTA HASTANESİ
Sigorta Hastanesi 1972-1973 yılında açılır. 1972-1973 yılları arasında dönem Türk-İş Kastamonu Temsilcisi ve Genel Başkanın girişimleri sayesinde çok kısa sürede açılmış bir hastanedir. Kastamonulu sendikacılar sayesinde bulunan yer (bugün yıkılarak yerine yeni spor salonu yapılan alan) eski bir mezarlık olmasına karşın bir gece düzeltilerek Kastamonu’yu ziyaret eden Sağlık Bakanlığı yetkililerine gösterilmiş ve hastanenin yapımı sağlanmıştır.
1980-1981 yıllarına gelindiğinde Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) yapılanmasında dönem işçi sendikaları olan DİSK ve Türk-İş’e ait temsilciler ağırlıklıdır. Sendikacılar Dr. Ahmet Zafer Ergün’ün hastaneye geçmesiyle birlikte başhekim olmasını isterler ancak darbe dönemi askeri heyeti bunu kabul etmez. Çünkü Dr. Ahmet Bey’in 12 Mart Dönemi’nden yargılandığı bir dava vardır ancak sorun kısa bir süre sonra çözülür. Bu dönemde çeşitli siyasi görüşlerden kısmen “sürgün” tıp insanları da Sigorta Hastanesine gönderilirler. O kişilerden birisi Ali İhsan Tuluk’tur. Kendisi biyologdur ve Başhekim Dr. Ahmet Bey’in iknaları sonucu Ankara’da aldığı 6 aylık mesleki zenginleştirme kursundan sonra Sigorta Hastanesi’nde ilk laboratuvar kurulur ve ilk kez treat, lipid, kan gibi tahliller yapılmaya başlar.
KASTAMONU’DA ÖZEL HASTANELER DÖNEMİ
Sosyal Devlet anlayışındaki değişimler sağlık sektörüne de yansımış ülkenin birçok yerinde hızla gelişen özel hastaneler de gereklilik haline gelir. 1991 yılında Kastamonu’da devlete bağlı olarak çalışan Devlet, Sigorta ve Rehabilitasyon Hastanelerinin yanı sıra ilk özel hastane olan “Özel Uğurlu Hastanesi” açılır. Radyalog bir tıp insanı olan ve Kastamonu’nun yetiştirdiği çok önemli isimlerden olan Dr. Atıf Uğurlu tarafından kurulan hastane Kastamonu’nun yakın tarihindeki en avangart hareketlerden biri olarak yerini alır. Kurulduğu andan itibaren hem anlayış hem de getirdiği yeniliklerle (İlk diyaliz merkezi gibi) Kastamonu’da sağlık sorunlarının önemli bir omuzlayıcısı olan Özel Uğurlu Hastanesi kısa süre içinde de Batı Karadeniz Bölgesi’nde de önemli bir tıp merkezi haline gelir.
Özel Uğurlu Hastanesi’nin kurucusu Dr. Atıf Uğurlu da kentin hekimlik yanında önemli sosyal ve siyasi karakterlerinden biridir. 1947 yılında doğan Dr. Uğurlu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş ve 1975-1979 yılları arasında da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde radyoloji alanında ihtisasını tamamlamıştır. Dr. Uğurlu ihtisası sonrasında serbest radyolog olarak çalışmaya başlamıştır.
2006 yılına gelindiğinde Kastamonu ikinci özel hastanesine kavuşur. Bu tarihte Dt. Celal Civcioğlu öndeliğinde Özel Anadolu Hastanesi açılacak ve günümüze gelene kadar sağlık dünyasının önemli bir aktörü olarak yer alacaktır. 2010 yılında ise Özel Anadolu İsfendiyar hastanesinin de açılmasıyla Özel Anadolu Hastanesi büyüyecektir.
2006 yılına gelindiğinde Kastamonu’daki ilk özel göz hastanesi olan “Odak Özel Göz Merkezi” açılır. Hastanenin kurucuları Dr. Galip Vidinlioğlu (Mevcut Kastamonu Belediye Başkanı) ve Dr. Muhittin Öncü’dür.
(SÜRECEK)
MURAT KARASALİHOĞLU