Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hukuki durumları sona eren 641 adet maden sahasını ihale edilmek üzere aramalara açıyor, bakalım Kastamonu’da kaç maden sahası kapsamda, ciddi potansiyeli olan bir maden bölgesiyiz ne de olsa…
Maden gelirinin Kastamonulu vatandaşa ne kadarının yansıdığı ise ayrı dava.
(Son birkaç yıldır ihracat rekorları kırıyor ilimiz maden sayesinde…
Kastamonu’nun bir uçtan diğer uca “abad” olması lazım dışarıdan okuyana göre.)
Maden varlığımız yer yer “gündem” oluyor ancak “saman alevi” misali gelip geçiyor…
Oysa “para madende”.
Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) 2012 yılında “Kastamonu Maden Varlığı Raporu” yayımladı, sayfalarını karıştırdım yeni baştan, vaktiyle Rus bilim insanlarının Kastamonu’ya da yer verdikleri raporlarını okumak zahmetinden kurtulduk bu sayede…
Kastamonu maden varlığı namına “cennet”.
Raporun “giriş” kısmı “hap” kıvamında özeti sunmuş zaten…
“İlimiz sahip olduğu jeolojik yapısıyla maden yönünden oldukça zengin bir potansiyeli barındırmaktadır. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen maden arama çalışmaları sonucunda ilimizde ve yakın coğrafyamızda çeşitli metalik maden ve endüstriyel hammadde yatakları ve zuhurları ortaya çıkarılmıştır. Özellikle enerji kaynaklarına olan ihtiyacın her geçen gün arttığı günümüzde maden varlığımızın maksimum düzeyde değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Maden varlığımız metalik madenler, enerji hammaddeleri, endüstriyel hammaddeler olarak tasnif edilmiştir.”
Kısa notları paylaşayım…
“Mermer” saymıyorum, Küre’de “bakır” ile yan ürün olarak “altın” ve “gümüş”; Bozkurt’ta“cıva”; Araç, Azdavay, Daday, İnebolu’da“demir”; Taşköprü, Daday, Devrekani’de “krom”; İnebolu, Bozkurt, Çatalzeytin, Tosya, Çatalzeytin’de “manganez”; Araç’ta “boksit”; Azdavay’da “taşkömürü”; Tosya’da “linyit”; yer gök “çimento hammaddesi”; Küre, Bozkurt’ta “grafit”; Daday’da “kuvarsit”; Cide’de “kuvars kumu”; Merkez’de “feldspat”.
(Rezerv, dünya piyasalarının ihtiyacı, coğrafik etkenler misali birçok etken göz önüne alındığında her maden illaki “hazine” değil, madenin kıymetini “piyasa” belirliyor sonuçta…
Ancak neyin üstünde “oturduğumuzu” bilmek lazım yine de.)
MTA’nın “Kastamonu İli Maden ve Enerji Kaynakları” raporu var ayrıca…
“Kastamonu ili bulunduğu jeolojik yapısı nedeniyle yer altı kaynakları bakımından zengin potansiyellere ve çeşitliliğe sahip bir ilimizdir. Genel Müdürlüğümüzün il ve yakın çevresinde yaptığı çalışmalar sonucunda çok sayıda metalik maden ve endüstriyel hammadde yatak ve zuhurları ortaya çıkarılmıştır. Bunların başında bakır-kurşun-çinko ve kuvarsit yatakları gelmektedir. Bunun dışında ilde metalik madenlerden manganez ve cıva, endüstriyel hammadde kaynaklarından da kil, kaolen, kuvars kumu, grafit, çimento hammaddeleri ve fosfat oluşumlarına rastlanmaktadır.”
Öyle görünüyor ki Kastamonu’nun taşı toprağı “altın”…
Ne kadarı ekonomiye giriyor ve Kastamonulu vatandaşa ne kadar “fayda” dokunuyor?
Maden üzerine konuşmak lazım…
Kastamonu için önemli bir “kalkınma fırsatı”.
(Ne zaman “maden” denilse aklıma hep “Mustafa Tuzcu” gelir…
Rahmeti bol olsun.
Maden konusunda “profesördü”…
Aynı zamanda “girişimci”.
Kaçıp giderdik dağ başlarına zaman zaman…
Anlattığında anlayamadığım için gözümle görmemi isterdi Kastamonu’nun maden zenginliğini.
Madenler Kastamonu’nun “yeraltı” zenginliği…
Tuzcu ise “yerüstü” zenginliğiydi.)
MUSTAFA AFACAN