Sağlıkta şiddetin son örneği ilimizde yaşandı. Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Dahiliye doktoru Dr. Öğretim Üyesi Fatma Akyel, poliklinik hizmeti verdiği esnada iddiaya göre bir hasta yakınının saldırısına uğradı.
Doktor iş göremez raporu alırken, hasta yakınının da gözaltına alındığı öğrenildi. Olay sonrasında dan hastane binası önünde Sağlık-Sen, Türk Sağlık-Sen, Aile Hekimleri Derneği ve Kastamonu-Çankırı Tabip Odası Başkanlığı tarafından olaya tepki açıklamaları gerçekleştirildi.
Türk Sağlık-Sen Kastamonu Şubesi Başkanı Cengiz Büyükkapucu, Sağlık-Sen Kastamonu Şubesi Başkanı Mehmet Öz ve Kastamonu-Çankırı Tabip Odası Başkanı Yusuf Öztürk birer açıklamayla olaya tepkilerini dile getirdi.
Hastane önünden gerçekleştirilen açıklamalar şöyle:
CENGİZ BÜYÜKKAPUCU
“Sağlık çalışanlarına insanlıklarını almamışlar tarafından yapılan saldırılar bitmek tükenmek bilmiyor. Bugün de son olarak Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Uzmanı Fatma Akyel bir hasta yakınının saldırısına maruz kalmıştır. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ve saldırıya uğrayan bir kadın olduğu zaman üzüntümüz daha da artıyor. Şu günlerde bu yaşananlar karşısında söylenen sözlerin anlamı da kalmıyor. Anlaşılıyor ki; sağlıkta şiddetin sonu anında hapis olmadığı sürece bu vahşetinde sonu gelmeyecek. Geçtiğimiz yıl TBMM’de sağlıkta şiddete yönelik bir düzenleme hayata geçmiştir. Ancak görülüyor ki düzenleme hayata geçmemiş, yaptırımları hissettirilmemiştir. Bu nedenle sağlık kurum ve kuruluşlarının “sıfır toleranslı alan” ilan edilmesi önerimiz süratle hayata geçirilmelidir. Buradaki herhangi bir suçun ertelenmesi, paraya çevrilmesi imkânsız hale getirilerek hapis cezası ile cezalandırılması gerekmektedir. Salgın sürecinde böylesine korkunç bir olayın yaşanması; yaptırımların ne kadar ağır olması, tedbirlerin en üst seviyede tutulması gerektiğini göstermektedir. Kınamakla, unutmakla ve münferit bir olay olarak görmekle ne bu şiddet olaylarının sonu gelir ne de çalışan kendini güvende hisseder. Bugün arkadaşlarımız konuşurken duydum: Artık hekimlerimiz yanlarında sprey mi bulundursak diyorlar. Kendi kendilerine böyle çözüm üretme derdindeler. Hastalarını hayatta tutmaya çalışırken kendi hayatlarını kaybetme korkusu yaşamalarına artık sağlık çalışanlarının tahammül edecek sabrı kalmamıştır. Virüsle mücadele mümkündür ancak sağlıkta şiddetle bu şartlarda mücadele etmek imkânsızdır. Bu nedenle bir kez daha vurguluyoruz: Sağlıkta şiddete en ağır yaptırım, kesin çözüm için en kısa sürede somut adımlar atılmalıdır. İnsanlıktan çıkmış barbarlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Son olarak doktor hanıma tekrar geçmiş olsun diyor ve sağlıkta şiddetin son bulması için he beraber mücadeleye devam edeceğiz.”
MEHMET ÖZ
“Kamuya ait binalarda, kamu çalışanlarının şiddete maruz kalması ‘kamu güvenliğinin ihlali’ değilse nedir? Devlet’in üniformasını taşıyan kamu görevlilerine şiddet uygulamak nasıl bu kadar kolay olabilir? Kendi himayesi altında çalışan personelini koruyamayan bir Devlet-Kamu İdaresi görüntüsü 21.yüzyıl Türkiye’sine yakışan bir görüntü müdür? Sağlık camiası olarak ardı ardına yaşadığımız bu üzücü olaylar, toplumun sağlığını her şeyin üstünde tutarak Türkiye’nin her bir yanında gece gündüz demeden, canla başla çalışan sağlık çalışanlarının hayatlarının ve sağlıklarının nasıl bir risk altında olduğunu göstermesi bakımından son derece önemlidir. Buradan bir kez daha vatandaşlarımızı aklı selim ile düşünmeye, sağlık çalışanlarına bir an olsun empati yapmaya davet ediyorum. Toplumun en eğitimli insanlarından oluşan, derde derman, yaraya şifa olmak için 7 gün 24 saat görev yapan sağlık çalışanlarına şiddet uygulamaya çalışan magandaları içimizde barındırmayalım. Yaşanan şiddet hadiselerine kayıtsız kalmayalım. Sağlık çalışanlarının da bu vatanın hizmetkar evlatları olduğunu unutmayalım. Kastamonu’da ve Türkiye genlinde sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının temsilcisi ve yetkili sendikası olarak, doktor arkadaşlarımıza ve ekip arkadaşlarına tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, her zaman sağlık çalışanlarımızın yanında olduğumuzu ve her türlü hukuki desteğe hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. Sağlık-Sen olarak ne için olduğuna, kime karşı olduğuna bakmaksızın şiddetin her türlüsünü reddediyoruz. Yaşanan şiddet olaylarından çok rahatsız olduğumuzu, bir daha asla yaşanmaması için yetkililerin ilave hassasiyet göstermesi gerektiğini ve sağlık kuruluşlarıyla şiddetin aynı cümlede bile yer almayacak şekilde sona erdirecek tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini tekrar tekrar vurguluyoruz.”
YUSUF ÖZTÜRK
“Bugün burada bir meslektaşımızın saldırıya uğrayarak yaralanmasından dolayı toplanmamız çok üzücü. Poliklinik görevini yerine getirmekte iken bir hasta yakını tarafından darp edilen Dahiliye Uzmanı Dr. Fatma Akyel’in uğradığı bu saldırıdan dolayı bu şiddet ortamının yapanlarla birlikte yol açan unsurları sağlayanları da kınayarak sözlerime başlamak istiyorum. Bu şiddet ortamında sağlık hizmetinin verilmesi artık çok güçleşmiştir. Maalesef travmaya maruz kalan sağlık çalışanları ve onların nezdinde aynı ortamda bulunan sağlık çalışanlarının çalışma istek ve arzuları yok olmaya başlamıştır. Şifa Merkezi olması gereken hastanelerin şiddetin merkezi konumuna gelmesini şiddetle kınıyor; saygı ve sevgi temelli bir anlayışın nasılda yok edildiğini üzülerek takip ediyoruz. Sağlıkta şiddet olayında tek suçlunun yumruğu sallayan olmadığını biliyoruz, şiddeti uygulayanları cesaretlendiren bir sağlıkta şiddet yasası olamaz. Sağlıkta şiddet yasası maalesef etkili bir şekilde uygulanmıyor. Ülkemizdeki şiddet atmosferi ve bunun karşılığında gerekli cezaların verilmemesi tüm şiddet vakalarında ana faildir. Dünden bugüne yöneticilerin sağlık çalışanlarını şiddetin hedefi haline getiren itibarsızlaştırıcı söylemleri bugün geldiğimiz noktanın belki de en önemli sebebidir. Hekim, hemşire, ebe, teknisyen, idari memur, sağlık işçisi bu ülkenin tüm sağlık emekçileri olarak bizler şiddete ve şiddete özendiren bütün politikalara karşıyız. Sağlıkta şiddete asla izin vermeyeceğiz. Tüm sağlık çalışanlarımıza emekçilerimize sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz.”