Göbek adı Beyazıdçınarıdır. Kendisine “Fatih çınarı” diye seslenende mevcuttur. Anıtlar Yüksek Kurulu’nca tescil edilmiş ve koruma altına alınmış Bozkurt ilçemizde Beldeğirmeni köyünde bulunan 800 yıllık çınarımız.
Abana, İnebolu yolu üzerinde Abana’ya 10 kilometre mesafede, hemen yolun 50 metre altında kardeşi sayılacak 150 yıllık camisi, oyun parkı, yöresel restoranı ile şirin bir dinlenme alanı içinde.
Yazın kalabalık, kışın tek başına.
Her seyahatimde, özellikle kışın bu çınarın altında 10 dakika mola veririm. Karadeniz’e karşı ağırbaşlı, olgun, sakin halinden ders almaya bakarım.
Köy, adını şimdilerde sadece temeli kalan değirmenden alır. Niyerze ve (değirmenci anlamına gelen Değirmeçler isminden türemiş) Dimeşler,köyün eski adlarıdır. 8 asırlık tarihin olursa, birkaç isim değişmesi de normal tabii ki.
Sade değirmende değil, zamanında köyün çarşısı, pazaryeri, iskelesi, tersanesi, demircisi, nalbandı, fırını, kasabı, berberi, bakkalı, kahvehanesi hepsi bu çınarın altında kendine yer bulmuş.
40 metre yüksekliğin, 3 metre çapın, 9 metre çevren, bin metrekare gölgen varsa herkese bolca yer kalır.
Sadece Beldeğirmeni değil etrafındaki tüm köylerinde dünya ile bağlantısı bu ulu çınarın gölgesi altında sağlanmıştır. Kastamonu’ya, büyük şehirlere ve dünyaya yolculuk buradan başlamış ve burada bitmiştir. Yani Ankara’nın AŞTİ’si İstanbul’un Haremi, Esenleri’dir.
Şair Nazım Hikmet’in Vasiyet şiirinde kaleme aldığı gibi:
‘Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani.’
Anadolu’da kendine bir mezar yeri seç deseler, herhalde bu çınarın altını isterdi.
Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın, 800 yıllık çınar altında yaprak hışırtısı ve dalga sesi ile kendinizi dinleyin.
Feza TİRYAKİ