Kültür mirasının korunması ve turizme ilişkin kapsamlı bir yol haritamızın olması lazım, “dönemsel” dokunuşlar “bütüne” ulaşmanın ötesinde parçaları dağıtan esintiden başka bir anlam ifade etmiyor…
“Bir ileri, bir geri” bile değil.
Misal…
ÇEKÜL Vakfı temsilcileri 2008 Mart ayında ilimize çıkarma yaptı, ilçeleri de kapsayan çalışma ziyareti sonrasında “ortak akıl” imecesi ile hedefler ve öneriler sıralandı, ilçeleri ile birlikte Kastamonu’ya “bütüncül” bakış açısının bileşenleriydi her biri.
Kiminin üstesinden gelindi…
Kimi gök kubbede hoş seda olarak kaldı.
“Kale müze” misal…
“Kastamonu Belediyesi tarafından onarılarak aydınlatılan Kastamonu Kalesi’nde kale müzesi oluşturma çalışmaları kapsamında önce bir yayın çalışması yapılması, kalede arkeolojik kazı başlatılması ve proje çalışmasının ardından kapsamlı bir müze kurularak kalenin aktif hale getirilmesi.”
Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi “kale müze”?…
Kale yerli yerinde, müze hayal aleminde.
“Ev müze”…
“Tahiroğlu evinin ‘Kastamonu Ev Kültürü Müzesi’ olarak düzenlenmesi ve aynı zamanda KUDEB tarafından kullanılması.”
Tahiroğlu (Tahirefendi) evi “kiracı” bekliyor…
Yıllardır “boş”.
“Yanıkhan”…
“İl Özel idaresi tarafından kiralanmış olan Yanık Han’ın onarılarak el sanatları çarşısı olarak işlev verilmesi.”
İl Özel İdaresi “bıraktı”…
“Terk-i diyar”.
“Cumhuriyet Meydanı”…
“Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan eski tekel ve adliye binalarının üniversiteye verilmesi.”
Tekel binası da, adliye binası da üniversiteye verilmedi…
Ne teklif edildi, ne de talep edildi.
“Doğa Kültür Köyü”…
“Doğa Kültür Köyü’nde mevcut yapıların eksiklerinin tamamlanması, tamamlanan yapıların hizmete açılması; bu alanda işletmenin planlanması; bu plan dahilinde konaklama, uluslararası sempozyum, seminer, toplantı, günlük turlar, şenlikler gibi çok işlevli ve dinamik kullanımların hedeflenmesi; yeşil alan, yol, aydınlatma gibi altyapı ve çevre düzenleme eksiklerinin hızla tamamlanması; Daday Evi, İnebolu Evi gibi yapıların dekorasyonları için yöre kurumlarının görevlendirilmesi, genel kullanımlara açılan yapıların dekorasyonlarında ise yalın bir anlayışın benimsenmesi; bir binaya TURSAB tarafından işlev verilmesi; Tarım Müzesi’nin Doğa Kültür Köyü’ne taşınması, yine bu alanda okullara ve çocuklara yönelik etkinlikler düzenlenmesi, UNİCEF ve UNESCO ile birlikte uluslararası etkinlikler planlanması.”
Doğa Kültür Köyü’nü Valilik önerisi ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü sahiplenmemiş olsaydı…
Bugün ayağa kaldırılan yerleşkenin “yarısı” da çöküp giderdi.
Aynı dosyada ilçelere ve hatta kimi köylere ilişkin planlama var…
Kılcal damarlarına kadar çekilen kültür tomografisi adeta.
Planlamışız…
Vazgeçmişiz.
Not: Kültür mirasını koruma ve turizme ilşkin 2011 yılında kayıt altına alınmış “vizyon” dosyası da var…
O kadar doğru, güzel ve anlamlı hedef ve öneriler konulmuş ki ortak akıl ile, her biri birbirinden kıymetli.
Okudukça…
Üzülmemek elde değil.