Yüksekokulu bitirdikten sonra köyüne dönerek yıllardır boş bırakılan tarlalarına ata tohumu siyez buğdayı ekmeye başlayan 27 yaşındaki Yasin Ciğerci, ürettiği ürünleri sosyal medyadan Türkiye’nin her yerine pazarlıyor.
Ciğerci, Kastamonu Üniversitesi Rafet Vergili Meslek Yüksekokulu Av ve Yaban Hayatı bölümünü bitirdikten sonra İhsangazi ilçesindeki köyleri Aliçelebi’ye yerleşti.
Yaklaşık 10 yıldır ekilmeyen tarlalarına “Hitit buğdayı” olarak bilinen ve asırlardır genetiği değiştirilmemiş siyez buğdayı ekmeye başlayan Ciğerci, bir süre sonra buğdayı işleyerek yeni ürünler ortaya çıkarmaya karar verdi.
Babasıyla köye taş değirmen kuran Ciğerci, siyez bulgurunun yanı sıra katma değeri yüksek, siyez eriştesi, ekmeği, şekerparesi, tarhanası ve keki üretmeye başladı.
Köyüne dönerek yaptığı işle girişimcilik örneği sergileyen Yasin Ciğerci, AA muhabirine, okulun son dönemlerinde siyezle ilgili araştırmalar yürüttüğünü söyledi.
Siyezin faydaları, nasıl değerlendirilebileceği konusunda araştırmalar yaptığını belirten Ciğerci, ardından siyez yetiştirmeye karar verdiğini anlattı.
– “Ata mirasına sahip çıkmaya karar verdik”
Yüksekokulu bittikten sonra köyüne yerleştiğini dile getiren Ciğerci, şöyle konuştu:
“Siyezin ana vatanı İhsangazi. Birilerinin bu işi yapması gerektiğini düşünerek başka bir işe bakmadım. Gençler memleketine sahip çıkmıyor, gitme telaşındalar. Burada kalarak bu işe girdim. Siyez bizim ata mirasımız. 10 bin yıldır genetiği değişmeyen ata mirasına sahip çıkmaya karar verdik.”
Babasının devlet memuru olduğunu ifade eden Ciğerci, “Babam emekli oldu ve köyde küçük bir işletme olarak başladık. Önce ekilmeyen tarlalarımızı ektik. Buradan aldığımız buğdayları değirmende işleyip bulgur ve una çevirdik. Bunları satarken bu işi büyütmemiz gerektiğine karar verdim ve köye kendi taş değirmenimizi kurduk. Değirmeni kurduktan sonra işleyip katma değeri yüksek ürünler ortaya çıkarmaya başladık.” dedi.
– Köylüleri de siyez ekmeleri için teşvik etti
Daha sonra siyezin önemini köy sakinlerine anlatmaya başladıklarını belirten Ciğerci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir süre sonra kendi ektiğimiz siyez bize yetmemeye başladı. Çiftçi ekiyordu ama değerlendirmesini bilmediği için para kazanamıyordu. Bir süre sonra da ekmeyi bırakıyordu. İşte bu yüzden köy halkının çoğu tarlalarına ya başka buğday çeşidi ya da başka bir ürün ekiyordu. Çiftçilere siyezin önemini anlattık ve ektikleri siyezi alma garantisi verdik. Onlar da seve seve ekmeye başladı.”
Sosyal medya üzerinden insanlara ulaştıklarını ifade eden Ciğerci, şunları kaydetti:
“Ürünleri çeşitlendirdikten sonra yeni müşterilere ulaşmamız gerekiyordu. Bunun için sosyal medya hesapları kurup, insanlara ulaşmaya başladım. Geceleri uyumadan bu işe kafa yordum ve yeni müşteriler edindim. Kargoyla Türkiye’nin her noktasına ürünlerimizi gönderiyorum. Yıllık yaklaşık 150 ton siyez buğdayını işleyerek çeşitli ürünler yapıyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu rakamı artırmayı düşünüyoruz.”
– Dededen kalan traktörün kontağı yeniden çalıştırıldı
Baba Sebahattin Ciğerci ise 30 yıl orman muhafaza memuru olarak görev yaptıktan sonra 2017’de emekli olduğunu söyledi.
Babasının, dedesinin siyez ektiğine dikkati çeken Ciğerci, “Memur olduğum için tarlaları ekemedim. Babam da yaşlandıktan sonra öylece kaldılar. Oğlum bu işe girelim dedikten sonra, kapıda babamın boş duran traktörüyle yılardır ekilmeyen tarlalara siyez ekmeye başladık. Başkasının değirmeninde buğdayı işlemek zor olduğu için köye değirmenimizi kurduk. Burada kendi ürünlerimizi doğal olarak üretiyoruz.” diye konuştu.
Eskiden büyüklerinin sadece yemek için siyez ektiklerini dile getiren Ciğerci, “Kimse satmayı düşünmezdi. Oğlum bu işe girdikten sonra internet üzerinden pazarlamaya başladı. Kendi ektiklerimiz yetmeyince çevreden de ürün almaya başladık.” dedi.