- Deneyimli devlet adamı Murat Başesgioğlu,Dünya ve Türkiye ile ilgili değerlendirmelerinde ülke olarak en büyük hassasiyeti göstermemiz gereken konunun “milli birlik” olduğuna dikkat çekti ve “Döviz rezervlerimizi geliştirebiliriz, faizi düşürebiliriz, ekonomimizi artırabiliriz. Bunlara imkanımız var. Bizim belimizi doğrultmayacak olan milli birliğimizdeki parçalanma, bozulmadır” uyarısında bulundu.
- “Şu anda maalesef bu konuda sıkıntımız var. Yüzde 49-51 bandına sıkışmış bir siyasal tercih meselesi bu” diyen Başesgioğlu, “Vatandaşımızın tercihi neyse başımızın üstünde yeri var, ama bu siyasal tercih günlük hayatımıza sirayet ediyor. Atalarımız bu bağımsız devleti kurarken çok bedel ödemişler. Biz bu bedellere saygılı olacağız. Toplumsal dayanışma konusundaki katılaşmamızı rehabilite edip diğer konular üzerine yoğunlaşmamız lazım” dedi.
Deneyimli devlet adamı Murat Başesgioğlu, Dünya ve Türkiye ile ilgili değerlendirmede bulunurken, ülke olarak en büyük hassasiyeti göstermemiz gereken konunun “milli birlik” olduğuna dikkat çekti.
Murat Başesgioğlu, Türk Sanayici ve İş adamları Vakfı (TÜSİAV) Siyaset ve İletişim Platformu Başkanlığını yürüten oğlu Avukat Çağrı Başesgioğlu’nun dijital platforma yayınlanan “Tecrübe Konuşuyor” programına konuk oldu. Türkiye’nin uluslararası platformdaki yerini değerlendiren eski bakan, deneyimli devlet adamı Başesgioğlu izlenmesi gereken politikalar hakkında açıklamalarda bulundu.
Dünyanın yeniden şekillendiğine işaret eden Murat Başesgioğlu, Avrupa Birliği ve Orta Doğu’da bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, milli birliğin bozulmamasının önemine dikkat çekti.
Devlet eski Bakanı Murat Başesgioğlu şunları söyledi:
“Türkiye hem içerde hem de dış ilişkilerde son 10 yılda çok yoğun hareket içerisinde oldu; 50 yıldır yaşamadığımız uluslararası ilişkileri bu zaman zarfında yaşadı. Bu durum devlet adamlarımız için büyük kazanç oldu. Hangi ülkenin ne tepkiyi vereceğini liderlerimiz artık biliyor. Herkesin maskesi düştü, dış işlerinin literatürü şu anda çok zengin. Şimdi bu zenginliği veri analizini yaparak, adım adım tarih ve coğrafyamızın bize şekillendirdiği dış politikamızı önümüzdeki süreçte ortaya koyup, dosta düşmana karşı tavrımızı belirleyerek önceliklerimizi ortaya koyacağız. Bu konu sürekli çalışılması gereken bir ev ödevi, sürekli bir dinamizm gerektiriyor. Orta Doğu, Doğu Akdeniz ve Kafkaslar’daki politikayı iyi çalışıp, uygulamaya koymamız lazım.”
“Uluslararası düzen istikrarını kaybetti”
“Salgından önce de dünyada bazı alametler vardı. Bir kere uluslararası düzen istikrarını kaybetti. Tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçen bir uluslararası düzen var. İngiltere’nin çıkmasından sonra Avrupa Birliği ve NATO sorgulanıyor. Körfez Ülkeleri, Arap Ülkeleri İsrail ile iş birliği içerisindeler. Kafkasya’da, Balkanlar’da çok değişik olaylar var. Dolasıyla tüm dünya yeniden şekillenme gibi bir form içerisinde. Herkes yeni konumunu ayarlamaya çalışıyor. Bu bizim içinde bir fırsat. AB ile olan konularımızı netleştirip, bu yolda Türkiye’nin yürümesi lazım. Orta Doğu’ya yönelik bakış açılarımızı netleştirmemiz lazım. Amerika’da yeni yönetim seçildi, o ilişkilerimizi düzenlemek lazım.”
“Gıda ve su güvenliği dünyanın gündemi olacak”
“Dünya küresel iklim değişikliğiyle karşı karşıya. Bunun belirtilerini görüyoruz. Önümüzdeki süreçte gıda ve su güvenliği konuları devletlerin karşısına çıkacak. Uzmanlar salgın hastalıklar gibi afetlerde önemli olanın ülkenin kendi kendine yetebilmesi gerektiğini vurguluyor. Bunun için; yüksek teknolojik kapasite, hızlı iletişim, iş gücünü yüksek standartlara ulaştırabilmek, bilimsel araştırma ve toplumsal dayanışma gerekiyor.”
“Milli birliğimizdeki bozulma belimizi doğrultmaz”
“Döviz rezervlerimizi geliştirebiliriz, faizi düşürebiliriz, ekonomimizi artırabiliriz. Bunlara imkanımızvar.Bizim belimizi doğrultmayacak olan milli birliğimizdeki parçalanma, bozulmadır. Şu anda maalesef bu konuda sıkıntımız var. Yüzde 49-51 bandına sıkışmış bir siyasal tercih meselesi bu. Vatandaşımızın tercihi neyse başımızın üstünde yeri var,ama bu siyasal tercih günlük hayatımıza sirayet ediyor. Atalarımız bu bağımsız devleti kurarken çok bedel ödemişler. Biz bu bedellere saygılı olacağız. Toplumsal dayanışma konusundaki katılaşmamızı rehabilite edip diğer konular üzerine yoğunlaşmamız lazım.”