- Ballıdağ, Yaşlı Bakım Merkezi olarak hizmet verecek. İhaleyi alan Cengiz Aygün, Ballıdağ’da yapılacak çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Aygün, “Hollanda bağlantılı bir şirketle Ballıdağ’da 300 yatak kapasiteli bir yaşlı bakım merkezi yapacağız. Yurtdışında bu konuda profesyonel firmalar ve kurumlarla iletişime geçtik ve epeyce bir yol aldık. Benim için Ballıdağ yatırım değil, hizmet projesidir” dedi.
Ballıdağ Hastanesi’nin ihalesini alan Cengiz Aygün, bölgede yapılacak çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.
Ballıdağ Hastanesi ihalesine hiç aklında yokken aniden aldığı kararla girdiğini ve burasını tekrardan sağlık sektörüne kazandırmak amacında olduğunu söyleyen Cengiz Aygün, “Bizim Aygün ailesi olarak hiç bir şeyde gözümüz yok. Ne siyasette ne ticarette ne de başka bir yerde. Aygün ailesi sadece Kastamonulu olduğu için Kastamonu ve insanına aşık olduğu için, memleketini çok sevdiği için bunları yapıyor” dedi.
Cengiz Aygün, Ballıdağ’daki çalışmalar hakkında şunları söyledi:
“Ballıdağ Hastanesi’nin devir işlemleri gerçekleştikten sonra Daday’da yurtdışı bağlantılı yaklaşık 300 yataklı bir yaşlı bakım merkezi yapacağız. Bununla ilgili de yurtdışında profesyonel firmalar ve kurumlarla iletişime geçtik ve epeyce bir yol aldık. Daday’da bu doğayı, iklimi, oksijeni değerlendireceğiz. Eskiden burası verem hastanesi olarak yapılmış. Fakat günümüzde bu hastalık artık kalmadı. Bunun için biz burayı yaşlı bakım merkezi haline getirme noktasında ciddi bir noktaya geldik. Hollandalı bir büyük firma ile görüşmeleri tamamladık. Onların teklifleri bize şu oldu. Hollanda’da yaklaşık 314 bin civarında 65 yaş üstü devletin sigortası hariç kendi sigortalı yaşlının olduğu ve sigorta şirketinin senede iki sefer üçer aylık yani 6 aylık bakıma alıyor. Bunu Almanya, Fransa, İsviçre gibi ülkeler Alpler’de yapıyor. Bunun örneklerini incelediğimizde Daday’ın bu proje için uygun olacağını düşündük. Daday’da hedefimiz Ballıdağ Hastanesi’nde bulunan mevcut binayı İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelecek hocalarımızın kontrollerinden sonra dayanıklı olup olmadığını öğrenip, eğer sağlam ise bu binanın üzerinde bir çalışma yapacağız. İç mimaride değişiklik yapılacak, yani mevcut odalar bayağı bölünecek. Hatta dış mimaride de bir hayalim var. O da Kastamonu’muzun ev mimarisini andıran aynı Kastamonu Valiliği binası gibi bir taş giydirmeli bina haline getirmek istiyorum. Eğer hastane odalarında bir yetersizlik olursa ormandan yer alıp hastanenin mevcut arazisini de genişletme yaparak bungalov tarzında ahşap çatma evlerle burayı zenginleştirmek istiyorum. Bu projenin içinde çok çeşit var. Mesela hayvan bakım ünitesi, bahçe dikim ünitesi, ördek ve kaz yetiştiriciliği, yaşlılar için yürüyüş yolları gibi. Onların sosyalleşmesi için kafeteryalar vs. Peki yaşlılar ne yapacaklar burada? Gelecekler tedavilerini görecek, orda kendi hobi bahçeleri olacak, orada zaman geçirecek, oradan çıkacak kendine ait artık hangi hayvanı severse isterse o hayvanları yetiştirecek. Daday’da sadece bedenen değil, ruhen de tedavi görecek. Bahsettiğimiz bu yaşlılar 3 ayda bir yenilecek ve bunların masrafları yurtdışındaki sigorta şirketleri tarafından karşılanacak. Fakat yaşlı insanımız eğer bu üç ayın sonunda uzatmak fazladan kalmak isterse cebinden şahsi ödeme yapacak. Daday’a ve Kastamonu’ya bu proje çok şeyler katacaktır. Örneğin biz burayı 300 yataklı yaşlı bakım merkezi yapacağız. Bu durum hem ekonomiye hem de turizme katkı sağlayacak. İnsanlar Daday’a gelerek gezecekler ve konaklayacaklar. Bana Daday’la ilgili Hollandalı sigorta şirketinin sorduğu tek soru, havalimanına uzaklığıdır. Daday’ın havalimanına uzaklığı 40 dakika dediğimde şirket yetkilileri tamam çok güzel dediler. Çünkü bu hastalar uçakla gelecekler. Hem Daday yolu da yapılıyor, inşallah yol yapımı tamamlandığında da bu süre biraz daha düşecektir. Biz Daday’da bulunan üniversite yönetimi ile de görüşerek, üniversiteye bağlı bir yaşlı bakım ile ilgili bölüm de açmak istiyoruz. Benim için Ballıdağ yatırım değil, hizmet projesidir. Eğer yatırım olsaydı harabe olmuş binaya 150 Bin TL vermezdim. Biz o binayı kurtarmak için işin içine girdik.”
Serkan YILMAZ