100 yıl öncenin Kastamonu’su, İstanbul’dan Kuvayi Milliye’ye
açılan tek kapı, Kastamonu düşerse Anadolu düşüyor, o derece
mühim bir jeopolitik, vatanseverler için varsa yoksa Kastamonu,
resmen cephe gerisi ama fiilen cephenin tam kalbi…
“Destan Kastamonu”.
Anadolu’da “Kurtuluş Savaşı”…
“Ya İstiklal Ya Ölüm.”
Yedi düvel…
Kuvayi Milliye’nin vatan ve millet savunmasında tek rakibi
“İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, azınlık halkların çeteleri, eşkiya sürüleri, işgalcilerin işbirlikçisi padişah” değildi.
Göze görünmeyen bir düşman daha vardı Anadolu halkının yakasına yapışan…
“Virüs”.
“Çiçek, kolera, veba, frengi” salgını patlak vermişti Anadolu’da…
Osmanlı hanedanının seneler senesi aç ve açık bıraktığı halk envai hastalıkla boğuşuyordu.
“Dr. Zekai Muammer Tunçman”…
1895 İstanbul doğumlu, 1918 Haydarpaşa Tıp Fakültesi mezunu, mikrobiyoloji uzmanı, Yalova Hastanesi ve ardından İstanbul
Bakretiyolojihanesi ilk görev yerleri.
Anadolu’dan mektup aldı çiçeği burnunda hekim…
“Kinin, aşı, serum, frengi ilaçları” lazımdı.
“100 bin çiçek aşısı” acildi…
Zerre düşünmedi, geleceğini dert etmedi, İstanbul
Bakretiyolojihanesi’nde kolera ve veba kültürlerini hazırladı, yasak olmasına rağmen başka bir laboratuardan çiçek aşısı çıkardı,
deney hayvanları buldu, yeni evliydi, eşi Muazzez hanımla birlikte gemiye atladığı gibi soluğu İnebolu’da aldı, Kastamonu’ya geçti,
Kuvayi Milliye saflarına katıldı.
100 yıl önce Kastamonu’da aşı üretti…
“100 bin çiçek aşısı” diyelim.
Pandeminin önünü kesmek için sadece ilaç yeterli değildi…
Şehir şebekesini yeniletti, demir borular döşetti, içme suyunun
sağlıklı hale getirilmesini sağladı.
Yetmedi…
Kuvayi Milliye’nin bayraktar gazetesi Açıksöz’de yazılar yazdı.
4 yıl Kastamonu’da kaldı…
“Savaştı.”
Sanatçı ruhu savaş dinlemedi…
Fotoğraf çekti bol bol.
(Firdevs Gümüşoğlu, Türkiye’nin Pasteur’u Dr. Zekai Muammer Tunçman, Berfin Yayınları, 2001, İstanbul…
Kastamonu’ya, ülkemize, bilim dünyasına büyük emeği geçen Dr. Tunçman’ın hikayesi bu kitapta, okuyalım, tavsiye edelim.)
İstiklal kazanıldı, egemenlik ulusa geçti, Cumhuriyet kuruldu,
Kastamonu’da salgın bitti, Bursa’da ihtiyaç vardı Tunçman’a,
Sağlık Bakanı tarafından ataması yapıldı, Bursa’daki görevinin
ardından Paris Pasteur Enstitüsü’nde uzmanlık eğitimi aldı…
“Türk Pasteur” oldu.
(İnanılmaz bir yaşam öyküsü…
Kahraman o.)
1980 yılında ebediyete intikal etti…
Mekanı cennet.
Dr. Tunçman bilim dünyasının köşe taşı bir hekimi…
Türkiye’nin gururu.
Kastamonu’nun da “evladı” sayılır…
Şükran ve saygıyla.
Ruhu şad…
Anısı daim.
(Kuvayi Milliye’nin belini kırmak için Anadolu halkını ilaçsız
bırakan İstanbul hükümetini iyi tanıyalım…
“Padişahım çok yaşa!”
Dr. Tunçman gibi kahramanlar olmasa…
Bugün ne Kastamonu kalırdı ne de Anadolu.
Tarih okuyalım…
Vefanın yolu tarih okumaktan geçer.)
MUSTAFA AFACAN