1789 Fransız devriminin sembol söylemlerinden biridir ‘Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.’ Söyleyeni ve söyleniş şeklinde çeşitli rivayetler olmakla beraber giyotinle idam edilen Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’e mal edilir.
231 yıl sonra benzer bir söylemi Türk TV kanallarından duymakta nasip olacakmış bizlere. Ünlü bir TV program yapımcısı KOVİD-19 ile mücadelesini bizlerle paylaştı sağ olsun:
‘Haftada sadece bir gün evden çıkıyorum, arabam ile TV kanalıma gelip odamda hazırlığımı yapıp, misafirlerim ile programa çıkıyorum. Program bitince doğruca eve gidiyorum, yolda hiçbir yere uğramıyorum bir şey yiyip, içmiyorum. Herkes ben gibi dikkatli olsa bu salgın biter’.
Bak güzel moderatör arkadaş, birincisi herkes sen gibi haftada bir gün akşam 20:00 – 22:00 arası çalışıp yüzbinlerce lira para kazanmıyor. İkincisi herkesin özel aracı ve senin gibi alışverişini yapan, yemeğini hazırlayan, temizliğini yapan (sözüm ona) halk ile arasına mesafe koyabileceği yardımcıları yok.
Standart bir Türk işçisi haftanın altı günü sabah 08:30 akşam 18:00 arası çalışıyor. Toplu taşıma ile işe gidip, gelmek zorunda. Alışveriş, temizlik ve diğer tüm yaşamsal ihtiyaçlarını kendisi alışveriş merkezi veya pazardan gidermek zorunda. Öğlen yemeğini en hesaplı şekilde bir lokantada yemek zorunda. Tüm bunlar içinde asgari ücret veya onun biraz üstünde bütçesi vardır.
Standart bir Türk işvereni (bazı kesimler patron demeyi çok sever) de aynı şekilde haftanın altı günü işçisi ile aşağı yukarı aynı standartta yaşar. Arabası vardır toplu taşımaya mecbur kalmaz bu da büyük bir avantajdır. Sabah besmeleyi çekip iş yerini açtığında masraf sayacı dönmeye başlar. Maaşlar, SGK primleri, vergiler, krediler, KDV, kira, yakıt, elektrik ve diğer giderler hepsini karşıladıktan sonra kalan para ile hem geçinmek hem de yaptığı işe göre işyerini, donanımını yenilemek zorundadır.
Standart bir Türk küçük esnafı ise ne işverendir ne işçi ya da hem işverendir hem işçi. Hem işçinin görevi hem işverenin görevi sırtındadır.
Standart bir Türk memuru da aynı şekilde haftanın beş günü saydığımız standart görevleri yerine getirir.
Sayın moderatör arkadaş bu insan topluluğuna halk denir. Aşağı yukarı aynı standartta bir hayat sürer bu halk. Bu halktan hiç kimse arabasına kıyamadığı için toplu taşımayı kullanıyor değildir. Haftada bir akşam iki saat çalışsa yeterli olacakken zevk için haftanın altı günü sekiz – on saat çalışıyor değildir. İşlerini yaptıracağı yardımcıları yoktur. Ekmek parası kazanmak için bu hayatı sürmek zorundadır.
Bu bütçeyle, bu şartlar altında, bu ekmek parsası kazanılırken,KOVİD-19 ile mücadele tüyon varsa sen onu söyle. Tüm halk uygular merak etme.
Yoksa 231 yıl sonrada sen Fransa Kraliçesi Marie Antoinette gibi anılırsın: ‘Ekmek bulamıyorlarsa Kovid yesinler’ demiş diye.
Feza TİRYAKİ