“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”
M.Ö. 535-475 yılları arasında yaşamış olan Antik Yunan filozofu Heraklitos’un o çok bilinen sözü…
“Sosyal medya çağı”nın giderek yükselen değerlerinden biri kuşkusuz…
Dilden dile…
Paylaşımdan paylaşıma…
Tekrarladıkça tekrarlıyoruz…
Hele bir de…
“Dikkat! Hayatın sırrı bende” edalarıyla…
“Ağır abi” hâllerine bürünmelerimiz yok mu?
Değmeyin keyfimize…
Söyler söylemez akan sular duruyor!
Duyan da…
Nerede, hangi gizem varsa çözüldü gitti sanıyor!
•••
10 Haziran’da yayınlanan “Peak Games’in satışı bize neler anlatıyor?” başlıklı yazımızda:
“Sözümüz özellikle gençlerimize…” demiş…
Ve eklemiştik:
“Hangi alana ilgi duyarsanız duyun…
Başarıya giden yol…
Realiteyi kavramaktan ve “uluslararası kriterler”i dikkate alarak yürüyebilmekten geçiyor…
Einstein’ın sözü büyük küçük hepimize rehber olsun:
“Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyiz.”
Bu yazımız da yine gençlerimize.
“Ağır abi”lere kulak asmayalım…
Birlikte bambaşka ufuklara yelken açalım…
•••
Yaşadıklarımızı anlamaya çalışırken…
Aforizmalara…
Özlü, çarpıcı sözlere sığınmak bir yol…
“Kurulmuş hazır anlatılar”ın peşine takılmak da bir yol…
“Kıymeti kendimizden menkul anlatı”lar kurmaya yönelmek de başka bir yol…
Ancak “çıkmaz yol.”
Her yeni güne, bu “anlatı”lara biraz daha gömülerek merhaba demek…
Günümüz dünyasının geldiği noktayı “temel dinamikler”iyle kavrayabilmekten uzaklaşmak demek!
“Açıklamayan açıklamalar”ın peşine takılıp kaybolup gitmek demek!
•••
“Yeni bir dünya” kuruluyor…
Tarımdan sanayiye…
Üretimden tüketime…
Her şey baş döndürücü bir hızla farklılaşıyor…
Yapay zekâ…
Nesnelerin interneti…
İnsanla yapay zekânın ortak yaşamı!
Biyoteknoloji…
Nanoteknoloji…
Artırılmış gerçeklik…
Sanal gerçeklik…
Endüstri 4.0…
Yani, üretimde dijitalleşmenin zirveye çıkarılması…
İnsan emeğine bağımlılığın minimuma indirilmesi…
Bu yolla hata oranlarının sıfırlanması, hız ve esneklik kazanılması…
Kısaca…
Olabildiğince insansız bir üretim geliyor!
Sıraladığımız bütün bu gelişmeler hayatın yeniden şekillendirilip tasarlanmasına imkân veriyor.
Gelişmiş dünya bunlarla meşgul…
Yakın bir gelecekte bugünkü mesleklerin birçoğu olmayacak.
Tıptan hukuka…
Bankacılık ve finanstan teknolojiye…
Pek çok sektörde mesleklerin tanımı değişecek…
•••
İstesek de…
İstemesek de…
Bizi böyle bir “dünya” bekliyor…
Realite bu!
•••
Hayati önemde bir bilgi daha paylaşalım…
Biz daha bu işlerin kenarından köşesinden bile geçmezken…
1986 yılında…
Alman sosyolog, hekim ve yayımcı UlrichBeck…
35 dile çevrilen dünyaca ünlü kitabı “Risk Toplumu”nu yayınlıyor… (1)
“Bir Başka Modernliğe Doğru” alt başlığıyla yayınlanan kitabında Beck, farklı bir modernlikle karşı karşıya olduğumuzu haber veriyor…
Ve Heraklitos’u aşan hayli sarsıcı şu tespiti yapıyor:
“Değişimin esaslarının değişimini yaşıyoruz.”
Beck, bilimsel ve teknik bilgiye dayalı ekonominin, toplumları küresel çapta nasıl değiştirdiğine dair dikkat çekici bir tablo sunuyor…
•••
Bu konuların Kastamonu’yla ne ilgisi var diyemeyiz.
Bi yandan yaşanan gelişmeleri ve bu konuları anlamaya çalışacağız…
Bi yandan da “kaçırdığımız tren”i yakalamaya çabalayacağız…
“Ülkemizin en yaşlı nüfusa sahip2. ili” olarak…
“Makûs talih”imizi değiştirmek istiyorsak…
Göçü sona erdirelim…
Çocuklarımıza “mutlu, müreffeh bir Kastamonu” sunalım diyorsak…
Bu topraklarda aş ve iş üretmekten başka çaremiz yok!
•••
Bakın gün gün eriyoruz…
Meselâ…
“Kendirin başkenti” olarak tanımladığımız memleketimiz içimizi acıtan yeni bir gelişmeye daha tanıklık etti…
Geçen yıl Samsun’du… (2)
Şimdi de Yozgat.
Yozgat Bozok Üniversitesi bünyesinde bir “Kenevir Araştırmaları Enstitüsü”nün kuruluşuna ilişkin karar 16 Haziran 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı… (3)
Ülkemiz adına tabii ki seviniyoruz…
Ama biz de hak ettiklerimizi daha fazla gecikmeden gerçeğe dönüştürebiliriz.
•••
Tekrarlamaktan bıkmayacağız…
Başarabiliriz…
Ama değişirsek!
Formülümüz belli:
■ Bilimsel bilgi,
■ Etkin koordinasyon,
■ Odaklanma,
■ Ve temas halinde olma… Birbirimizle, ülkemizle ve dünyayla!
Proje bazlı ve sonuç odaklı olmayı becerebilirsek…
Dünyayı 19. yüzyıl perspektifinden algılamayı sonlandırabilirsek…
Bu topraklarda nice mutluluk öyküsüne ev sahipliği yapabiliriz.
•••
Bize düşen “topal karınca” misali yürümeye devam etmek…
Karamsarlığa yer yok…
Olacak!
Mehmet Yücel
(1)UlrichBeck, Risk Toplumu-Başka Bir Modernliğe Doğru,İthaki Yayınları, Kasım 2011, 392 s.
(2) https://www.kastamonugazetesi.com.tr/kenevir-arastirma-enstitusu-hayirli-olsun/
(3)Meraklısı için Resmi Gazete linki:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/06/20200616.pdf