- “Belirsizlik köylüyü perişan ediyor”
CHP Milletvekili Hasan Baltacı, “Türkiye’nin bir ulusal tarım politikasına ihtiyaç var. Neye ne kadar ihtiyacımız olduğunu biliyoruz, ama köylü ne kadar ekeceğini bilmiyor. Köylü ne kadar ekeceğini bilmiyorsa, köylünün ayakta durma ihtimali yok. Belirsizlik köylüyü perişan ediyor. Tarlada çalışan işçi de mutsuz, orayı eken de mutsuz, onu pazara getiren de mutsuz, tüketici de mutsuz” diye konuştu.
- “Çiftçi sahipsiz”
Kastamonu’nun bu yıl iklim değişikliğinden ya da doğal afetlerden dolayı zararlarının diğer yıllara göre az olduğunu, yalnız hububatta, özellikle buğday ve arpada bazı sıkıntılar bulunduğunu belirten Baltacı, “Onun dışında çiftçilerimizle sohbet ettik. Her zamanki durum yine söz konusu; çiftçi sahipsiz. Özellikle kendisine sahip çıkacak kurumları kendi yanında görmediğinde dolayı çok şikayetçi” dedi.
- “Girdi maliyetlerindeki yükseliş”
Baltacı, değerlendirmesinde, “Bu sene belki pancarda bir rekolte artışı olabilir. Sarımsakta bir rekolte artışı bekleniyor. Fakat, köylü ne kadar ekmeye istekli olursa olsun, hâlâ girdi maliyetlerinde yükselişin köylüyü ciddi manada etkilediğini gördük. Son 2 yılda tarımla ilgili yaptığımız açıklamaların, verdiğimiz kanun tekliflerinin ne kadar gerçekçi olduğunu bir kez daha gördük” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, aralarında Kastamonu’nun da bulunduğu 19 ilde afetlerin tarım ürünlerine verdiği zararların incelenmesini, çiftçilerin şikayet ve isteklerinin de alınarak bunların raporlaştırılmasını istemesinin ardından CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı ve CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ilimizde incelemelerde bulundu.
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in danışmanının yaşadığı sağlık probleminden dolayı katılamadığı incelemelerde CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı ve CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’na İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve Merkez İlçe Başkanı Aydın Böbüroğlu da eşlik etti.
Merkez ve Taşköprü’de gerçekleştirilen incelemeler sonrasında ise CHP İl Başkanlığı’nda bir değerlendirme toplantısı düzenlendi.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı burada yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bir ulusal tarım politikasına ihtiyaç var. Neye ne kadar ihtiyacımız olduğunu biliyoruz, ama köylü ne kadar ekeceğini bilmiyor. Köylü ne kadar ekeceğini bilmiyorsa, köylünün ayakta durma ihtimali yok. Belirsizlik köylüyü perişan ediyor. Tarlada çalışan işçide mutsuz, orayı ekende mutsuz, onu pazara getirende mutsuz, tüketicide mutsuz” dedi.
Çiftçinin sahipsiz olduğunu gördüklerini belirten Milletvekili Baltacı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle iklim değişiklikleri, Korona günlerinde çiftçinin yaşadığı sıkıntılar, tarımın ülke genelinde tarım politikalarının çiftçinin etkisi üzerine 19 ilde milletvekillerimizin oluşturduğu heyetler çalışmalar başladı. Bizde bu kapsamda sahaya çıktık. Şeker Fabrikamızı ziyaret ettik. Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüzü ziyaret ettik. Avşar köyüne, Eşen köyüne uğradık. Şeker Fabrikası’nı ziyaret ettik. Taşköprü Ziraat Odası’nı ziyaret ettik. Genel olarak Kastamonu’nun bu yıl iklim değişikliğinden ya da doğal afetlerden dolayı zararları diğer yıllara göre az. Yalnız hububatta, özellikle buğday ve arpada bazı sıkıntılar var. Özellikle buğday ile arpada boyun kısa olacağı ile ilgili endişeler var. Tabii ki hayvancılığın yem bitkisi olan samanında bu sene ulaşılmasında zorluk yaşanacağı anlamına geliyor. Onun dışında çiftçilerimizle sohbet ettik. Her zamanki durum yine söz konusu, çiftçi sahipsiz. Özellikle kendisine sahip çıkacak kurumları kendi yanında görmediğinde dolayı çok şikayetçi. Bu konunun bizim aracılığımızla dile getirilmesini tüm çiftçilerimiz istedi. Bu sene belki pancarda bir rekolte artışı olabilir. Pancarın ekim alanlarının genişlemesi söz konusu olabilir. Sarımsakta bir rekolte artışı bekleniyor. Fakat bunların dışında köylü ne kadar ekmeye istekli olursa olsun, hâlâ girdi maliyetlerinde yükselişin köylüyü ciddi manada etkilediğini gördük. Son 2 yılda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda tarımla ilgili yaptığımız açıklamaların, verdiğimiz kanun tekliflerinin ne kadar gerçekçi olduğunu bir kez daha gördük. Kastamonu’nun 3 tane önemli ürünü ile ilgili kanun teklifi vermiştik. Bunlardan birisinin sarımsak, birisinin pirinç, bir diğerinde siyez olduğunu söylemiştik. Bunlarla ilgili ürün bazlı alan desteklerinin verilmesi gerektiğini söylemiştik. Bu destekler verilirse, çiftçinin ekim alanlarını genişleteceğini, çiftçinin güvenli bir şekilde ekim yapabileceğini söylemiştik. Hala böyle bir ihtiyaç var. Bununla ilgili ben iktidara bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Bu kanun teklifi bir an önce gündeme alınmalı. Bununla ilgili gerekli girişimler başlatılmalıdır.”
“ÇİFTÇİ KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMEK İSTİYOR”
Çiftçinin kendini güvende hissetmek istediğini de söyleyen Baltacı, “Korona sürecinde çiftçi destekleme paketi çıktı. 21 ilde tohum destekleme ile ilgili bir paket açıklanmıştı. Ne yazık ki, bu pakette Kastamonu yer almadı. 21 ilin içinde Kastamonu muhakkak yer almalı. Tohum desteği yüzde 75 ile sınırlandırılmamalı. Yüzde 100’e muhakkak çıkartılmalıdır. Korona süreci ve iklim değişikliği bize şunu öğretiyor. Biz çiftçimiz bakacağız, çiftçimizde bize bakacak. Çiftçi gerçekten sahipsiz. Bir an önce çiftçinin borçlarının ödenmesi ile ilgili tarım kanunundaki geçen hakların yerine getirilmesi gerekiyor. Çiftçi kendisini güvende hissederse çifti üretmeye devam edecek” diye konuştu.
“ULUSAL BİR TARIM POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR”
Tarım sigortalarına değinerek sözlerine devam eden Milletvekili Hasan Baltacı, şöyle devam etti:
“Öncelikle tarım sigortalarının kapsamı genişletilmelidir. Sahada gördüğümüz en büyük eksiklerden bir tanesi bu. Vatandaş sigorta yaptıracak, sigortanın bir kısmı doluyu, bir kısmı kuraklığı, bir kısmı seli kapsıyor. Fakat bu doğal afetler kestirilemez olduğundan tarım sigortaları kapsamı genişletilmeli ve primler ucuzlatılmalıdır. Bu konuda arkadaşlarımızın vermiş olduğu kanun teklifleri var. Tarım sigortaları ile ilgili kim ekiyorsa, onun sigorta yapma hakkının muhakkak tanınması lazım. Arazinin malikinden bağımsız olarak üreticiye bu hak verilmesi. Bizim arazilerimiz hisseli. Birçoğu miras yoluyla hisselere bölünmüş. Bizim köylerimizin birçoğu terk edilmiş. İnsanlarımızın birçoğu büyükşehirlerde yaşıyor. Burada ekip, biçecek olanlara tarım sigortalarında kolaylıklara sağlanması gerekiyor. Tarım sigortası hakkının kim ekiyorsa, ona tanınması gerekiyor. Türkiye’nin bir ulusal tarım politikasına ihtiyaç var. Neye ne kadar ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ama köylü ne kadar ekeceğini bilmiyor. Köylü ne kadar ekeceğini bilmiyorsa, köylünün ayakta durma ihtimali yok. Köylü tarlasının bir kısmına patates ekecek, bir kısmına sarımsak ekecek. Birinden zarar görüyorsa, birinden kar elde etmeye çalışacak. Herkes geçen senenin ürünlerini baz alarak ekim yapıyor. Umarım kimse hayal kırıklığı yaşamaz ama bunu ummanın ötesine geçirmek lazım. Ulusal bir tarım politikası olması lazım. Belirsizlik köylüyü perişan ediyor.Tarlada çalışan işçide mutsuz, orayı ekende mutsuz, onu pazara getirende mutsuz, tüketicide mutsuz.Herkesi aynı anda mutsuz eden bir düzen var. Arada ithalat yapan ya da ihracat yapan büyük tüccarların kazandığı bir düzen var. Fakat Korona sürecinden sonra dünyadaki gidişata baktığımızda bu sene ithalatla ilgili ciddi bir gıda krizi yaşanacak. Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Avrupa’nın çeşitli ülkeleri önce kendi ihtiyaçlarını karşılayacak gıdayı üretecekler ve ihracata sınırlandırma getirecekler. Bu sene kuraklıktan dolayı saman kıt olursa, saman ithal edecek ülke bile bulamayacağız. Bu aslında bizim senelerce söylediğimiz, ulusal tarım politikası gerektiğini doğrulayan bir durum. CHP’li belediyelerimizin uyguladığı sözleşmeli tarım uygulaması var. Sözleşmeli tarım uygulaması Kastamonulu çiftçileri de etkilemiş durumda. Sözleşmeli tarım uygulamasına Türkiye bir an önce geçmeli. Yerel yönetimler bu işe el atıyor, çünkü devletin kurumları bilerek ve isteyerek bu alandan çekilmiş durumda. Devletin çekildiği alanda üreticiyi yalnız bırakmamak adına, belediyelerimiz böyle bir çalışma yapıyor. Bu çalışma Kastamonu’da bile duyulmuş ve heyecan getirmiş. Kastamonu’da da sözleşmeli tarım uygulanmasına başlanabilir, başlanmalıdır da. Üretici ne ekeceğini, ne kadar üreteceğini ve kime satacağını bilirse, kendini güvende hisseder. Üretmekten asla vazgeçmez. CHP’li belediyelerin ortaya koyduğu model her yerde uygulanabilir. Bizim ilimizdeki belediyelerimizde önümüzdeki yıl böyle bir modeli uygulamaya koymayı planlıyor. Bu çiftçiye bir koruma sağlıyor. Türkiye ayağı kaldıracak gerçekçi üretim modeli bu modelde gizli. Bu model tabi ki geliştirebilir.”
“BİZ BAKAP DİYORUZ, CEVAP ‘YOL YAPTIK’ OLUYOR”
Bölge illeri olarak ortak hareket etme noktasında BAKAP talebini tekrarlayan Milletvekili Baltacı, bu konuda da şunları söyledi:
“Batı Karadeniz Bölge Kalkınma İdaresi’nin kurulmasıyla ilgili bir kanun teklifini meclise verdik. Buralar bakir alanlar. Çünkü buralar metropollere en fazla göç veren iller. Sonuçta buranın üretim potansiyelini ortaya koyacak güç olmadığı gibi, buranın üretim potansiyelini ortaya çıkaracak girişimler hiç yapılmamış. Çiftinin sahibi yok ama Kastamonu’nun sahibi yok. Biz Batı Karadeniz Bölge Kalkınma İdaresi kurulsun dediğimizde, karşımızda cevap ‘Biz yol yaptık’ oluyor. Yol yaptın ama Batı Karadeniz Bölge Kalkınma İdaresi kurmak kötü bir şey mi? Sen idareyi kur. Bu idarelerden milyarlarca alan iller var. Bu illerde hem tarımın hem de tarıma bağlı sanayinin geliştiğini görebiliyoruz. Bizim üreticimiz sahipsiz. SEKA’sı satılmış bir Kastamonu’da kendiri, keneviri konuşmanın gerçekçi olmayacağını her yerde söyledik. Kendirde Bartın’da ekilebilir, Kastamonu’da ekilebilir ama bunu ürüne dönüştürecek sanayi içinde illa ki, devlet desteğine ihtiyaç var. Bu devlet desteklerini kalkınma idareleri kurulmuş olsa, bu desteği de alabilirdik. Gelin görün ki, iktidar ‘Biz bunu yapamayız, biz yol yaptık’ diyor. Yatırım çekebilirsin, kendi yatırımcı potansiyelini ortaya koyabilirsin, bütün bunları yapabilirsin. Tarımsal üretimde birçok alanda gelişim sağlayabilirsin. Benim köylüm sırf kendi geçimini sağlayabilmek için, sırf kredi borçlarını ödeyebilmek için neden Çin sarımsağı eksin? Sen Taşköprü sarımsağına özendir, gerekli destekleri ver Taşköprü sarımsağı ekilsin. Politika bir tercih meselesidir. Kimin yanındasınız? İthalat ve ihracat yapan tüccarın mı yanındasınız, yoksa siz kendi köylünüzün mü yanındasınız? Biz Kastamonu ile ilgili, Bartın ile ilgili gerçekten samimi şeyler söylüyoruz. Gerçekten samimi projeler ortaya koyuyoruz. Kastamonu sahipsiz ama en kısa zamanda bu sahipsizliğini biteceğine inanıyorum.”
BANKOĞLU: ÇİFTÇİ KADERİNE TERK EDİLEMEZ
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ise gün boyu çiftçilerle yaptıkları görüşmelerle ilgili şunları söyledi:
“Yaşanan zararlarla ve nelerin yapılması ile ilgili tespitleri yapmak için geldik. Çiftçi kaderine terk edilemez. Bu kader değildir, bu iklim değişikliğidir. Bu iklim değişikliği ile ilgili yapılması gerekenler var. Bir CHP olarak yerel yönetimleri aracılığıyla elinden geleni, sosyal destekler olsun, fide desteği olsun, belediyeleri aracılığıyla, özellikle büyükşehirlerde oldukça yüksek bir şekilde gösterdi. Ancak bize düşen başka bir görev var. Öncellikle zarar gören bölgelerdeki çiftçilerimizin zararların tespit edilmesi ve bu tespitlere ilişkin bir destekleme paketi açıklanması. Yani zarar gören tarlada zarar tespiti yaptıktan sonra, yeni ekim arazileri belirleniyor mu? Yeni ekim arazileri belirlenince; ilaçtır, gübredir, çapalamadır gibi destekler veriliyor mu? Gördüğümüz kadarıyla herhangi bir tespit yapılmamış ve herhangi bir destek verilmemiş. Bu Korona günlerinde hepimiz gördük, en büyük ihtiyacımız olan şey gıda, dolayısıyla tarım politikaları. Geçen yıl Türkiye 200 bin pirinç ithal etmiş. Taşköprü sarımsağı hem Türkiye’de hem dünyada bir marka olabilecekken, Çin sarımsağı ithal ediliyor. Tüm bunları desteklememiz gerekirken, çiftçilerin borçlarına baktığımızda çiftçi isyanda. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinde çiftçinin devlete borcu 5 milyar TL imiş. 17 yıl geçmiş üzerinde 100 milyar TL olmuş. Yaklaşık 20 kat artmış. Çiftçiler Korona döneminde istedik ki, bu borçlar en azından ertelensin.
“ÜRÜNLERİN YÜZDE 90’I SİGORTASIZ”
Bölgesel ürünlerin üretilmesi için devlet tarafından bir planlama yapılsın. Devlet tarafından desteklensin. Şu anda Türkiye’deki çiftçinin yüzde 90’ı ürünlerini sigortasız bir şekilde üretiyor. Bunlar devlet destekli olarak bu sigortalar gerçekleştirilsin. Biz CHP olarak sahadayız. Korona günlerinde çiftçimizin yanındayız. Yaptığımız tespitlerle, çözüm önerilerimizle sorunları paylaşıyoruz. Bir tarım raporu çıkartılarak Sayın Genel Başkanımıza sunulacak. Genel Başkanımız tarafından da diğer partilere sunulacak. Bu anlamda tarımın, gıdanın ve gıdaya erişimin ne kadar önemli olduğunu Korona sürecinde bir kez daha gördük. Bunu azımsamamak lazım. İthal eden değil, önce kendine yeten, daha sonrada ihracat yapan bir konuma gelebilmeliyiz. Biz bunu başarabiliriz. Evet biz bize yeteriz ama samimiyet gerekiyor.”
“BİZİM, KASTAMONU İLE BİRLİKTE HAREKET ETME NİYETİMİZ VAR”
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu da bölgesel olarak ortak hareket etme noktasında, “Bizim Kastamonu ile birlikte hareket etme niyetimiz var. Sivil toplum kuruluşlarımız, sanayicilerimiz, üretilen ürünlerin değerlendirilmesi noktasında ortak toplantılar düzenlenebilir. Biz de bunlara aracılık edebiliriz. Bölgesel ürün üretimi bu açıdan önemli. Bizim ürünümüze Kastamonu sahip çıkar, Kastamonu’nun ürününe Bartın, Zonguldak sahip çıkar. O anlamda birbirlerine yol açarlar ve birbirlerini desteklerler. Hem planlama hem de alışveriş açısından bir birlik ve sahiplenme olabilir. Bu sadece bölgesel anlamda olmaz, ayrıca ihracat düzeyinde de olabilir. Biz belirli bir adımların atılması için çağrı yapıyoruz. Bu çağrılara kulak vermesi gereken bir iktidar var. Biz somut öneriler sunuyoruz. Bu somut önerileri ortak konuşabileceğimiz bir iktidar var mı? Onu bilemiyorum” dedi.