CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, salgınla ilgili rakamsal bilgilerin AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü tarafından paylaşılmasını, “parti devleti” görüntüsü verdiği için rahatsız edici olduğunu, bu bilgilere kendilerinin de ulaşabilmesi gerektiğini söyledi ve Valiliğe konuyla ilgili görevlendirme yapma çağrısında bulundu.
Ünlü’nün, Milletvekilleri Baltacı’nın kaos siyaseti yaptığıyla ilgili eleştirisinin doğru olmadığını Kastamonu için verdiği kanun tekliflerini dayanak göstererek savunan Erbilgin, “Sayın Doğan Ünlü bir akıl tutulmasında.Herkesin aklına ve vicdanına soruyorum.Bunlar kaos siyaseti mi, yoksa Kastamonu’nun ihtiyacı mı?” dedi.
2 bin aileye gıda yardımı yaptıklarını, küçük esnafla ilgili ciddi bir krizin kapıda olduğunu, acil çözümlere ihtiyaç bulunduğunu belirten ve Kastamonu’nun tarımsal üretimde üvey evlat muamelesi gördüğünü dile getiren Erbilgin, Belediye yönetimini kriz koşullarında üç makam aracı alınması, iktidarı ise Amerikan Cargill şirketine vergi indirimi getirmesi konusunda eleştirdi.
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, TV366’nın önceki akşamki canlı yayınındagündemi değerlendirdi, gazeteciler İrfan Salcı, Erkan Yılmaz ve Erhan Veren’in sorularını yanıtladı.
Hikmet Erbilgin’in açıklamaları şöyle:
“Salgın vakalarındaki düşüş hepimizi mutlu ediyor. Bu olayın son bulmasını ve başarıya ulaşmasını canı gönülden bekliyoruz. Korona ile ilgili bir iyileşme olduğu yönünde açıklamalar var. Ben rehavete kapılmanın hata olacağını düşürüyorum. Bu hastalığın tedavisi diye bir şey şu an için yok. Mesele hastalığı kontrol altına almak, yaygınlaşmasını önlemek.”
“DOĞAN ÜNLÜ’YE RAKAMLAR VERİLİYORSA BİZE DE VERİLMELİ”
“Bir parti devleti görüntüsü verilmesinden bir il başkanı olarak hoşnut değilim. Doğan Ünlü’nün açıklamalarını izledim. Bir il başkanının rakamları vermesi akıllara durgunluk veren bir şey. Siyasetin diğer aktörlerine yasak olduğu gerekçesiyle bu bilgiler iletilmezken iktidarın il başkanının bu bilgileri vermesini doğru bulmuyorum. Bu noktada Kastamonu’nun bir İl Sağlık Müdürü var. Bu süreçte sağlıkçıların komutanı olarak görüyoruz kendisini. Ama komutan sahada yok. Bu süreçte kendisini bir kez gördük. Ne oluyor, ne bitiyor bilmiyoruz. Bizler bu bilgileri bir sendikacıdan ve il başkanından alıyoruz. Eğer Doğan Ünlü’ye bu bilgiler ulaşıyorsa, bize de ulaşması, bizim de ulaşabilmemiz lazım. Valiliğin çok hızlı bir biçimde bununla ilgili bir görevlendirme yapması gerekiyor. Bu kişi de İl Sağlık Müdürü olmalıdır.”
“2 BİN AİLEYE GIDA YARDIMI YAPTIK”
“Bu süreçte toplumsal dayanışmanın her geçen gün büyüdüğünü görüyoruz. Ancak bürokratik anlamla kamuoyu şeffaf bir biçimde bilgilendirilmiyor. Toplumda dayanışmanın vücut bulmuş halini bizler de yaşadık. Olanı olmayanla buluşturma anlamında başlattığımız kampanyada 2 bine yakın aileyi gıda ile buluşturduk. Siperliklerle ilgili de bir çalışmamız oldu. Önümüzdeki günlerde bir sorun yaşamazsak ve Valimiz de bize izin verirse bir maske çalışması yapacağız. Maske konusunda toplumun talepleri henüz karşılanmış değil.
Bizler kendi tabanımızdan aldığımız bilgiler çerçevesinde sadece üyelere değil herkese ulaşmaya çalışıyoruz. Valilik sanırım kendi kayıtlarındaki insanlara yardım ulaştırmaya çalışıyor. Yalnız burada önemli bir nokta var. Kriterlerde şu kadar gelirin altında olursa biz yardım ederiz deniliyor. Ama günlük hayatta kişinin üzerinde tarlası var, ama borcu var, icraya düşmüş. Şimdi bu kişi devlete gittiğinde üzerinde olan tarlası nedeniyle yardım alamıyor. Ama bu kişi dinamik hayatın içerisinde mağdur. Bu dönemde bir çok kişi bu şekilde mağdur. Herkes gönlünü samimi bir şekilde açarsa yardım herkese ulaşır.
“KÜÇÜK ESNAFLA İLGİLİ KRİZ KAPIDA“
Korona nedeniyle işini kaybetmiş bir çok yurttaşımız var. Henüz bu kişilerin yaralarına merhem olabilmiş değiliz. Acil çözümler üretmemiz gerekiyor. Önümüz bayram. Bu salgının ne zaman sonlanacağı henüz belli değil. Dolayısıyla küçük esnafla ilgili ciddi bir kriz kapıda.”
“TARIMSAL ÜRETİMDE ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRÜYORUZ”
“21 ilde tohum desteğinde Kastamonu yok. 50 bin hektarda 122 bin ton buğday üretiyoruz. 21 ilin desteklenen ürünleri içerisinde buğday, arpa, kurufasulye, mısır, ayçiçeği, çeltik var. Kastamonu’nun bu 21 il içerisinde olmasını bu iktidarın milletvekilleri sağlayacak. Eğer bizim üzerimize düşen görev varsa milletvekilimizle birlikte biz destek olacağız.
Kastamonu, tarımsal üretim anlamında halen üvey evlat muamelesi görüyor. Ankara’nın yollarını arşınlayacaksak hep birlikte arşınlayalım. Tarım şurası yapacaksak bir an önce yapalım. Acilen ormancılığı da içine alan bir çalışma yapalım. Burada ortak aklı arayacaksak hep birlikte arayalım.”
“DOĞAN ÜNLÜ
AKIL TUTULMASINDA”
“Doğan Ünlü, ‘Baltacı sürekli süreci baltalıyor’ demiş. Sayın Doğan Ünlü bir akıl tutulmasında. Bir kez daha tekrarlıyorum. Biz bu şehri çok seviyoruz. Kastamonu’yu çok seviyoruz. Bu şehri hizmet için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Milletvekilimiz Hasan Baltacı için kaos siyaseti yapıyor, sürekli eleştiriyor demiş. Herkesin aklına ve vicdanına soruyorum. Milletvekilimiz Hasan Baltacı, ‘sarımsak, pirinç ve siyezürünleri alan bazlı desteklensin’ diye kanun teklifi vermiş. Kendir Araştırma Enstitüsü kurulması için kanun teklifi vermiş. Şeker Fabrikası’nın özelleştirme kapsamından çıkarılması için kanun teklifi vermiş. Ahşap kapı imalatının yüzde 30’unu Tosya sağlıyor. Bu noktada da ahşap kapıda KDV yüzde 18’den 8’e indirilsin demiş. Batı Karadeniz Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (BAKAB) kurulsun demiş.Sinop ve Çankırı 5’inci teşvikte. Kastamonuda 5’nci teşvike kaydırılsın demiş. Bunlar kaos siyaseti mi, yoksa Kastamonu’nun ihtiyacı mı? ‘Bu öneriler, bu ilin geleceğini kurtaracak şeyler değil midir?’ diye herkese soralım. Buyursunlar destek olsunlar. Yok, ‘biz kibirliyiz, biz iktidarız’ diyorlarsa da kendileri versinler bu önerileri biz de destek olalım.”
ÖZEL ANADOLU KONUSU
“Özel Anadolu Hastanesi ile ilgili İzzet Sarı tarafından bir yazı kaleme alınmış. Bu konuda şunu söyleyebilirim. Bu kurumun ticari olarak kendi planlaması var. Bu çalışma 1 yıldır var. Buradaki ticari adım üzerinden bir algı oluşturmak talihsizliktir. Çok şey söyleyebilirim bununla ilgili, ama en azından şimdilik teyğet geçelim. İsfendiyar Anadolu Hastanesi’nin bir ortaklık değişmesi olduğunu sektördekiler zaten biliyorlar.”
“BİZ HANGİ ARA BU KADAR YOKSULLAŞTIK”
“Biz dünyanın dört bir yanındaki yurttaşlarımıza ulaşılmasından ve onların ihtiyaçlarının görülmesinden çok mutlu oluruz. Bunların her biri bizim yurttaşımız. Ancak iktidarın bunun üzerinden bir algı ve trol faaliyete girişmesi hepimizi üzer. İsveç’teki kişinin kimliği ile ilgili kamuoyunca açığa çıkan bir çok şey var. Bu hikayenin bir kurgu olmadığını bir an için düşünelim. Aksaray’da cebindeki telefonu benzinliğe rehin bırakıp, aldığı 10 liralık yakıtla kendisini yakan ve ‘beni öldüren korona değildir işsizliktir’ diyen yurttaşımızı hatırlayalım. İstanbul Boğaz Köprüsü’nden atlayıp ‘beni öldüren korana değildir yoksulluktur’ diyen yurttaşı nereye koyacağız? Herkes nereye bakarsa orayı görür. Nasıl oluyor da bu kadar siyasi parti, STK, devlet yardım dağıtmasına rağmen biz yoksulluğu bitiremiyoruz? Gerçeği görmek istiyorsak gerçek burada saklı. Belediye başkanları, kaymakamlar açıklıyorlar, 5 bin koli dağıttık, 10 bin koli dağıttık diyorlar. Biz hangi ara bu kadar yoksullaştık? Dolayısıyla bakılması gereken yer kurgu olan İsveç değil, gerçek olan Aksaray’daki işçidir.”
“İKTİDARIN GÖBEĞİNİ BAĞLADIĞI YER CARGİLL’DİR”
“Amerikan Cargill şirketine yüzde 70 vergi indirimi geldi. İktidarın tercihi neresi oraya bakmamız lazım. İktidar Türkiye’deki beşli çetenin vergisini affediyor. İktidar kendinden olanın vergisini affediyor. Nereyle göbek bağı varsa orada vergi indirimi yapıyor. Bizim Türk köylüsü nereye gitti? Daha 2019’un buzağı desteğini yeni verdiler. Bunu da koronanın içine dahil ederek algı oluşturdular. Halbuki 2019’da ödenmesi gereken desteklerdi bunlar. İktidarın göbeğini bağladığı yer Cargill. Bu yüzden oranın vergisini affediyor. Cargill’e yapacağımız desteği köylümüze ve çiftçimize yapsak, onları üretime teşvik etsek daha iyi değil mi? Sadece Şeker Fabrikası’ndaki küçük bir gelişme Türk köylüsünü pancar ekmeye sevk etti. Bizim çiftçimizin önünü açın yeter. Bizim çiftçimiz üretmeye hazır. İktidar tercihlerini halkından yana yapmalı. Bir taraftan Amerikan karşıtı gözüküp diğer taraftar Cargill’in vergisini düşürüyorsanız, sizin göbeğiniz oraya bağlıdır. Yerli ve milli değilsiniz.”
“RAMAZAN DAVULU ÇALMALI”
“Ramazan davulu bizim için kültürel bir değerdir. Kültürümüzün bir parçasıdır. Eğer ki bahşiş üzerinde bir tereddüt varsa, bir çok alanda aldığımız önlemlerle ilgili buna da önlem alabiliriz. Ramazan davulu çalmalı. Belki bahşiş konusuna yasak konulabilir. Ama bunun üzerinden davulun yasaklanmasını toplumun uygun görmediğini biliyorum.”
MAKAM ARACI ELEŞTİRİSİ
“Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, göreve geldikten sonra 2 Mayıs 2019 tarihinde yaptığı açıklamada Kastamonu Belediyesi’nin borçlarıyla ilgili bir açıklama yaptı. Borçlardan dolayı da yatırım için de 2020 yılını işaret etmişti. Aynı açıklamada ‘dış birimler hariç tüm makam araçlarını geri çektik’ demişti. Bunu da bir israfı önleme olarak kamuoyuna açıklamıştı.
Sayıştay raporları üzerinden önceki Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın makam aracı üzerinden bir siyasi propaganda da yürütüldü. Şimdi de belediye başkanı diyor ki,‘mevcut araçla Ankara’ya giderken savruluyorum’ diyor. Tamam o zaman ihaleye çıkılan araç sayısının bir olması gerekmez mi? Neden üç adet araç alınıyor? İçinde bulunduğumuz koşullar kriz koşulları. Topluma örnek olacağımız zamanlardayız. Daha çöpleri toplayamıyorsunuz diye eleştiri geliyor. Sürekli olarak aslında biz yapmak istiyoruz da imkanlar bu denilen bir tablo var ortada belediye açısından. En son MHP İl Başkanı Belediye Başkanı için ‘adamcağız elinden geleni yapıyor’ dedi. Adamcağız demek,‘yapamıyoruz’ demektir. Tablo buyken 3 aracın ihaleyle alınmasını doğru bulmuyorum. Ortak aklı aradığını söylüyor. Eğer ortak aklı arıyorsa bizim önerimiz mevcut makam aracıyla biraz daha yavaş gidebilir. Buna rağmen ‘biz belediyenin temsiliyetini önemsiyoruz’ diyorlarsa da bir tane alsınlar. ‘İsrafı önlemek için dış birimler hariç makam araçlarını geri çektik’ ifadesinin üzerinden daha bir yıl geçmemiş. Benim bildiğim kadarıyla belediye başkanımıza 4 kez kredi kullanılabilmesi için yetki verildi. Bunların 2 tanesi kredilerin yeniden yapılandırılmasıydı. Biri 30 milyon liralık, diğeri 10 milyon liralık borçlanma yetkisi verildi. O yetki, belediyeye makam araçları kiralansın diye verilmedi. Bu şehrin ihtiyaçları görülsün, bu halka hizmet gitsin diye o yetki verildi.”
DOĞANYURT İDDİALARI
“Doğanyurt’ta bizim meclis üyemiz yok. AKP ve MHP’nin meclis üyeleri var. Artık nasıl vicdanlarına dokunduysa kendi meclis üyeleri suç duyurusunda bulunmak zorunda kalmışlar. Ama burayla ilgili iktidar üstünü örtme gayretinde olduğunu o günde söylemiştim. Sayın Doğan Ünlü oranın görünmez kalmasını istiyor. Doğrudan temin yapılabilecek derecede bütün faturaların bölündüğünü, alışveriş yapılmış gibi fatura edildiğini, ancak kastedilen ürünlerin denetim komisyonu harekete geçip suç duyurusu yapılana kadar oraya getirilmediğini biliyoruz. Bu konuyu Cumhuriyet Halk Partisi kamuoyuna duyurmaya başlayınca, denetim komisyonu ‘biz burada eksikler tespit ettik’ demeye başlayınca belediye başkanı panikle ‘O ürünleri yerine koyacağız’ sözünü verdi. Soruşturma aşamasında olduğu için kamuoyu ile paylaşamıyorum. AKP ilçe başkanından demir ve çimento alınmış gibi fatura edilmiş midir? Bu, soruşturma tutanaklarına geçmiş midir? Farklı farklı faturalar kesilip malzeme alınmış gibi yapılmış mıdır? Mustafa Hamdullah Kayıran belediye meclis üyesi bununla ilgili suç duyurusunda bulunmuş mudur? Bunların kamuoyuna açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Valiliğin burayla ilgili soruşturmayı takip ediyor olması lazım. Müfettişlerin gitmiş olması lazım. Bu konuda kamuoyuna doyurucu bilgilerin verilmesi lazım. AKP’nin birilerini zengin ederken, toplumun bir bölümünü yokluk içinde bırakma hakkı yoktur.”
‘HİKMET ERBİLGİN KİMDİR?’ SORUSUNA CEVAP
“Benim ata memleketim Burdur’dur. İşsizlik nedeniyle 80’li yıllarda ailecek Denizli’ye göç ettik. Kardeşlerim orada yaşıyor. Biz sayın vekilimizle aynı üniversiteden mezun olduk. Mücadelemiz de o yıllara dayanıyor. Eşit bir ülke hayalimiz, gelişmiş bir ülke hayalimiz, hukuk dolu, adaletli bir ülke hayalimiz o zamanlara uzanıyor. Kastamonu’da öğretmen ve hemşire olarak çalışan akrabalarım var. Kastamonu’ya şantiye şefi olarak 2008 yılında geldim. Erbilgin Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık diye bir şirketim var. Bütün bilançoları açıktır. Alımızın teriyle paramızı kazanıyoruz. Ben 12 yıldır Kastamonu’dayım. Bu şehri çok seviyorum. Kendimi Kastamonulu olarak, bu şehrin bir parçası olarak görüyorum. İyi ki Kastamonu’dayım. İyi ki burada il başkanlığı yapıyorum.”