Eğitim-Sen, iktidara sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirme çağrısı yaptığı basın açıklamasında, “Yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan hiç kimseye, hiçbir emekçiye bağışta bulunma dayatması yapılamaz” eleştirisinde bulundu ve zorlama yoluna gidilmesi durumunda bu işlemin tutanak altına alınıp hukuki süreç başlatılacağını belirtip bağış kampanyasının yerine servet vergisi uygulamasına geçilmesini istedi.
Eğitim-Sen Yürütme Kurulu’nun açıklaması şöyle:
“Çağrılarımıza kulaklarını kapatmış olsa da, bir kez daha iktidara seslenmek istiyoruz; bağış kampanyası ile sermayeyi allayıp pullayacağınıza, binlerce işçiyi işten atanları ceplerinden “harçlık” niyetine verecekleri para ile aklayacağınıza, nasıl bir sömürü mekanizması ile o serveti elde ettiklerinin sorgulanmasını engelleyeceğinize derhal servet vergisi uygulamasını başlatın!
Çocuklarımızın tacize, tecavüze uğradığı, yandığı cemaat yurtlarına aktardığınız kaynakları yeni solunum cihazlarına, yoğun bakım ünitelerine ayırın!
‘Düşük faizli’diye övündüğünüz emekçilere yeni borç, bankalara daha fazla kâr anlamına gelen kredi reklamı yapmak yerine sosyal devlet olmanın gereklerini yapın, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı ödeyin, tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları ve elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturalarını salgın riski boyunca faiz işletmeden erteleyin!
Kamuoyu, üyelerimiz ve tüm kamu emekçilerine net olarak belirtmek isteriz ki, ekonomik kriz koşullarında kıt kanaat geçinirken, şimdi de yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan hiç kimseye, hiçbir emekçiye bağışta bulunma dayatması yapılamaz. Bağışta bulunmak istemeyene yönelik ayrımcılık yapılamaz, teşhir edilemez. Bu durum başta anayasanın 128. maddesinin ikinci fıkrası ile 657 sayılı devlet memurları Kanunu’nun 18. Maddesi olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuka aykırıdır.
Kampanya kapsamında başta sendika üyelerimiz olmak üzere kamu emekçilerinin bağış yapmaya zorlanması halinde bu husus tutanak altına alınacaktır. Sendika genel merkezlerimize ve konfederasyonumuza ulaştırılacak bu tutanak ve bildirimler sonrasında hızla hukuki süreç başlatılacak, suç duyurusunda bulunulacaktır. İradeleri dışında aylıklarından kesinti yapılmasına dair sendika üyelerimizden onay imzası talep edilmesi ya da imza atmaya zorlanmaları halinde üyeler imza atmayacaklardır. Onayları olmadan gelirlerinden kesinti yapılması durumunda ise suç duyurusunda bulunacaklardır.
Salgından en az hasarla çıkmanın dünyada da sınanmış tek yolu; kamusal kaynakların kullanılarak toplumsal dayanışmanın yükseltilmesi, başta sağlık emekçileri olmak üzere tüm çalışanları ve halkı koruyucu önlemlerin hiç vakit kaybetmeksizin hayata geçirilmesidir.”