Bu yazıyı yazmak için 2018 Nisan ayından bu yana MSB ile büyük bir mücadele veriyorduk. Olumlu bir sonuç almadan, kalemimize sarılmak istemedik.
Babamın babası Araç Kavacık köyü Şeyhoğlu sülalesinden Süleyman Efendi’nin İstiklal Savaşı’nda Büyük Taarruz sırasında yaralanıp 3 Aralık 1922 tarihinde Seyyar Hastanede şehit düştüğünü 74 yıllık bir mücadele sonucunda, Korg. Sezai Bostancı’nın himmetiyle ortaya çıkarıp 2016 yılı Mart ayında İstiklal Madalyasına kavuştuktan sonra bu defa İstiklal Savaşı’na katılıp hizmetleri İstiklal Madalyası’yla değerlendirilen kardeşi Kur. Bnb. Yusuf Ziya Şekol’un (1899-1938) başına da benzeri bir felaketin geldiğini tesadüfen öğrendik.
Nisan 2018 ayında Sivas’ta Valilik ve Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü işbirliğiyle düzenlenen Ahmet Kutsi Tecer Sempozyumu’na gittiğimizde; Sivas’ta 12. Tümen 34. Alay 1. Tabur Komutanı iken taburun 1 Ağustos 1938 tarihindeki el bombası talimi sırasında, attığı bombanın erken infilakı sonucu ağır yaralanıp kaldırıldığı Sivas Memleket Hastanesinde 9 Ağustos 1938 tarihinde ölen (bizce şehit olan) Kur.Bnb. Yusuf Ziya Şekol’unKabakyazı Kışlasında olduğunu bildiğimiz, babam Remzi Tan’ın 1940 yılında ziyaret edip fotoğrafını çektirdiği anıtmezarını biz de ziyaretle Fatiha okumak istedik. Gördük ki, kışla 50’li yıllarda şehre yakın bir yere taşınmış. Subay ve er mezarları da dağ başında bırakılmış, kaybolmuş. Civardaki köylüler, mezarların taşlarını söküp inşaatta kullanmak saygısızlığını göstermişler. MSB’nin bize bildirdiğine göre, 1938’deki kanunlara göre büyük amcam kazaen öldü sayılmış, şehit denilmemiş. Ancak, Tümen Komutanlığı bir anıtmezar yaptırarak ona verdiği değeri göstermiş.
Ankara’ya dönünce MSB’ye defalarca dilekçe verip mezarın aranmasını, kaybolmuşsa Sivas Şehitliğinde sembolik bir mezar yaptırılmasını istedik. Şehit ve gazilerle ilgili Şubenin Başkanı bir albayın imzasıyla; “Kayıtlarımızda böyle bir mezar yoktur.” ifadesiyle yazılar aldık. CİMER ve Bakanın şahsına yazdığımız dilekçeler de aynı albay tarafından, aynı cümleyle cevaplandırıldı. Oysa, idare hukukunda hangi birim şikâyet ediliyorsa bir üst birim tarafından müracaat incelenir ve cevaplandırılır. Büyük amcamın dosyasına dahi baktıramadık. Sonunda, 2019 yılı Nisan ayında Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurup MSB’den şikâyetçi olduk. Kurum, konuyu inceleyip savunmaları alarak Ekim 2019’da olaya son noktayı koydu. Bizi haklı buldu. Sivas Şehitliğinde sembolik mezar yaptırılmasına karar verdi. Meğer, İstiklal Madalyası sahiplerinin şehitliklere gömülmesi hakkı varmış. MSB, gereği için 17 Ekim 2019’da İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğüne yazı gönderdi. İller İdaresi Genel Müdürlüğü de Sivas Valiliğine yazmış. Aradan dört ay geçip herhangi bir cevap alamayınca saygıdeğer Vali Enes Yeter’le İçişleri Bakanlığına gittik. Yazı, mezar gibi kaybolmuş olabilirdi. Çok şükür kaybolmamış. Sivas Valiliği, kış sezonunda mezar yapılırsa sağlam olmayacağını düşünerek inşaat sezonunun başlayacağı Nisan-Mayıs aylarını bekliyormuş. Bu sevindirici haberi alınca artık iki yıllık yazışmanın, mücadelenin olumlu sonucunu öğrendik. Nihayet, büyük amcamızın Fatiha okuyabileceğimiz bir mezarı olacak. Oğlu Cemal ve kızı Sare öldüğü için, iki torunu da Kanada ve ABD’de evli olduğu için mezarıyla ilgilenmek bize düştü.
Bu olayın üzerinde durulacak birkaç sonucu ortaya çıkmıştır:
- MSB’de bazı yazılar ne yazık kiciddiyetle ele alınmıyor. CİMER’inBakanlıkta hiç etkisi olmuyor denebilir.
- Kamu Denetçiliği Kurumu, idarenin hatalarını düzeltme bakımından çok yararlı bir organ hâline gelmiştir.
- Şehitlerin statüsünde büyük bir adaletsizlik vardır. 1938’de bomba taliminde ölen bir subay şehit sayılmazken, günümüzde haklı olarak vatan hizmeti savunmasında ölen bütün subay, er, erbaş, korucular şehit sayılmaktadır. Büyük Amcam Kur.Bnb.Yusuf Ziya Şekol’un “Niyazi” sayılması hak mıdır, vicdana sığar mı? Buradan Kastamonulu parlamenterlere sesleniyoruz. Çözüm TBMM’dedir. Eski ve yeni şehitler arasındaki bu statü farkını kaldıracak kanunun çıkması için sizden gerekli adımları atmanızı bekliyoruz. İstediğimiz sadece unvandır. Para pul alacak kimsesi yoktur. Hatta, dilekçelerimizde Sivas’taki mezarın parasını da vereceğimizi belirttik.
Bu yazı vesilesiyle Şehit Dedem Süleyman (Tan) ile kardeşi Kur.Bnb.Yusuf Ziya Şekol’u (1934 Soyadı Kanunu çıkınca kardeşler ayrı soyadıyla kaydedilmiş) rahmetle saygıyla anıyoruz.
NAİL TAN