Eski Çaışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, asgari ücretin yeni yıl itirabiyle 1300 liraya çıkmasını memnuniyetle karşıladığını, ancak yapılan bu çalışmanın maliyetinin işletmeler üzerine yüklenmesi durumunda bazı sorunların kaçınılmaz olduğunu söyledi. Başesgioğlu, yapısal bir reform yapılarak, çağın gereklerine uygun yeni bir sosyal politika anlayışının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
İçişleri, Spor ve Çalışma Sosyal Güvenlik bakanlıkları görevlerinde bulunan Kastamonu eski milletvekili Murat Başesgioğlu, asgari ücrete planlanan zamla ilgili olarak sosyal medya üzerinden bir değerlendirmede bulundu.
Yeni asgari ücretin 2016 yılı başından itibaren net 1300 lira olacağını söyleyen Murat Başesgioğlu, “Çalışanlarımız için hayırlı olsun. Keşke ülkemizin sosyo-ekonomik şartları elverse de, hak ettikleri daha yüksek ücretleri alabilseler. Asgari ücretteki bu artış yüzde 30-35 oranında bir artışa karşılık gelmektedir. Asgari ücret artışı sadece bu ücretle çalışanları değil, tüm ücret kademelerini de etkilemektedir. Asgari ücret artışı nedeniyle ortaya çıkan maliyetin tamamı, işletmeler üzerinde bırakılırsa bazı sorunları yaşamamız kaçınılmazdır” dedi.
Çıkabilecek bu sorunlar hakkında da açıklamalarda bulunan Başesgioğlu, “Kayıt dışı istihdam, özelliklede yabancı kaçak istihdamı artacaktır. İşçilik ücretlerinin mal ve hizmetlere yansıtılmasıyla fiatlar artacak. Enflasyon yükselecektir. Emeğin yoğun olduğu sektörlerde, rekabet gücü azalacak, ihracat zayıflayacaktır. En nihayetinde istihdam azalıp, işsizlik artacaktır. Hükümetle taraflar arasında, maliyet artışının paylaşımı konusunda bir anlayış birliği olduğu görülmektedir. Bulunacak yöntemin adil, ekonomi ve istihdam piyasasının gerçekleriyle uyumlu olması gerekmektedir. Yoksa günü kurtarmak adına yapılacak popülist bir yaklaşım, bir yıl sonra daha ağır bir bedelle karşımıza çıkacaktır. Taraftarların çözüm olarak; SGK işveren primlerin düşürülmesi, 200 TL aile yardımı adı altında bir ödeme yapılması ve asgari geçim indirimi tutarının yükseltilmesini tartıştıkları anlaşılmaktadır. Yeni bir formül üretilmez ise, asgari geçim indirimi tutarının yükseltilmesi en makul olanıdır. Tutarın yükseltilmesi yeterli olmazsa, değişik adlarla yapılacak bir ödemede gündeme gelebilir. Sosyal Güvenlik prim indirimi uygulamasından uzak durulmalıdır. Zira, bu sistemde biriken para, gelecek nesillerin bizdeki emanetidir. Bu fondan yapılacak her harcama,vadesi gelmemiş bir çeki zararına kırdırmak anlamına gelecektir. Tüm yaşananlar, iyi niyetle yapmak istediğimiz bir düzenlemede ne kadar hazırlıksız ve günübirlik bir yönetim anlayışına sahip olduğumuzun açıkça bir örneğidir. Dar gelirli ve asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızı insan onuruna yaraşır bir hayat sürmelerine yardımcı olmak istiyorsak, eğitim, sağlık, gıda, konut, ulaşım gibi zorunlu harcamalarını paylaşıp onlar için hayatı daha kolay kılmak istiyorsak, yol ve yöntem bu değildir. Yol, yapısal bir reform yapmaktır. Çare, kültür mirasımız üzerine inşa edilecek çağın gereklerine uygun ‘Yeni bir sosyal politika’ anlayışıdır” ifadekelerini kullandı.