Anonim bir şarkımız vardı. Türk sanat müziğinin ünlü sesi Müzeyyen Senar harika okur, gönülden okur, herkesi mest ederdi.
Harika bir sesten o şarkıyı dinlemek yaşam heyecanı verirdi insanlara…
Şarkı şöyle başlardı;
“İzmir’in içinde (civanım aman) vurdular beni
Al kanlar içinde (yelelellim aman) koydular beni
Yarin çevresine (civanım aman) sardılar beni.”
Nereden usuma/aklıma geldiyse, sabahleyin bu dizelerle güne başladım.
Dünden kalan, bilinç altıma yerleşmiş bir anı mı, diye düşündüm. Bulamadım…
Sonunda, yerel seçimleri anımsayınca ufkum aydınlanır oldu.
İzmir’in başarılı CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ani adaylık çıkışı geldi usuma.
Önce aday olmayacağım, diyen Kocaoğlu’nun son anda hesapları bozan çıkışı vardı ya; belki de bu yeni durumdan ötürü; sabah sabah içimden “İzmir”in içinde (civanım aman) vurdular beni” diye mırıldandım.
Hangi bakımdan derseniz her bakımdan…
Seçime giden CHP “Çantada keklik” gördüğü İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, aylar önce “Ben yokum!..” deyip kenara çekilişini “işine gelir” görülmüş o zaman, anlaşılan…
Nedeni sorulmuş mu? Araştırılmış mı?
Bilemem… Açıklama yapılmadı çünkü…
Parti içi bir durum/sorun nihayetinde.
“İzmir’in içinde (civanım aman) vurdular beni.”
Aziz Kocaoğlu daha önce verdiği “Ben yokum!..” kararından geçen hafta içinde cayıp, tekrar İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığı için aday olduğunu açıklamasını düşündürücü buluyoruz
Tekrar “Ben de adayım…” demesi etik değil…
Bin düşünüp, bir konuşacaksın, durumunda olduğunu Kocaoğlu düşünmemiş anlaşılan.
Kocaoğlu’nun bu tutumu partiye ne getirir, ne götürür, zaman gösterecek…
Bakalım, “İzmir’in içinde” kim kim kimi vuracak?
“İzmir’in içinde (civanım aman) kurulur pazar
İzmir’in çapkını (yelelelellim aman) pazarı pozar.”
Siyasal partilerin seçim zamanları yaptıkları işbirliğinin sadece “kazanma” üzerine kurgulanması ne derece doğru acaba?
Hadi genel seçim olsa neyse…
Ülkeyi yöneteceksin, sorumluluğunuz daha çok.
Ama yerel seçimde belediyelerin hizmet verimi sonunda siyasal iktidarın vereceği izine/kararlara bağlı…
Büyükşehri kazanmış olmak herşeyi yapacağım anlamına gelmiyor nihayetinde…
Belediyecilik beceri, bilgi ve uzgörü isteyen bir alan…
En sonunda değil, en başında olanak isteyen bir hizmet alanı..
Herkes, her aday Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gibi olabilir değil elbet.
Her yiğidin bir yoğurt yeyişi var.
Yerel seçimleri bir genel seçim havasına sokanlar, yarın bu birimleri hizmet veriminde de sahiplenecekler mi , acaba?
Kocaoğlu, acaba bu sahiplenememe konusunu önceden gördü de “İzmir’in içinde” vurulmak tehlikesini mi düşündü?