Tekstil endüstrisinin moda denen kadın, erkek, çoluk, çocuk demeden etkisi altına alan büyülü dünya nedeniyle hammade miktarında artan taleple birlikte kirlenme konusunda nirvanaya ulaşan dünyamıza nefes aldırması beklenen akımdır, Yavaş Moda…
Akımın ana gövdesini ise oluşturan bazı kurallar var…
Derin bir nefes al alışverişe başlamadan önce,
Daha az ve kaliteli satın al,
Aldıklarını uzun süre kullanmaya gayret,
Kıyafetlerin hikayesini araştır, üretim şartlarını, çevreye verdiği zararı, çalışanlara uyguladığı ücret politikalarını araştır,
Günlük giyim maliyetini çıkart,
Kıyafet tercih listesi oluştur,
Alışveriş bilincin olsun,
İtibar yönetiminin ham halini hayatına dahil et,
Kıyafetlerini az yıka,
Ayakkabılarını düzenli olarak sil ve Nişan Ustaya uğramayı unutma,
Yeni kıyafetlerini koru, tamir et kullan…
Sürdürülebilir kalkınmanın yanında sürdürülebilir çevreciliği kendin için örnek al.
Yavaş moda akımının öncülerine gelecek olursak;
Tasarımcılar, modası geçmeyecek, kullanışlı ve kaliteli ürünler tasarlamak, böylece üretimi ve tüketimi, daha sınırlı ancak değerli hale getirmek ile görevlidirler. Tasarımda sürdürülebilirlik en nihai hedeftir.
Yavaş Moda akımıyla birlikte tasarım etkinlikleri bile buna uygun gerçekleştirilmekte.
Etkileri ise;
Doğal enerji kaynakları, topraklar, sular, hava daha uzun süre temizlenip korunacaktır, insanlar doğaya saygısını geri kazanacak ve hızla giden imajların peşinden koşup bu kadar yorulmayacaklar.
Kapitalist sistem bizi esir almadan önce bu tarz akımları Dünyamız için desteklemek zorundayız.
Sümerbank’ın kıymetini şimdi anlıyoruz da diyebiliriz.
Moda bir kimliktir, kıyafetlerde öyle… Kimliğimiz bizi ele veren yegâne olgulardandır. Sentetik ürünler, kullan at kıyafetler bizim geleceğe olan saygımızı da bir nevi göstermektedir.
Yalnızca bir kot pantolon üretmek için gerekli olan pamuğun yetiştirilmesinde 800 litre su harcandığı için su kıtlığının da bizi yakından ilgilendirdiğini unutmamamız gerekmektedir.
Bizi bekleyen küresel ısınmanın yanında küresel soğuma ihtimalini de göz önünde bulundurarak, geleceğimizi düşünüyorsak yavaş moda akımını takip etmeli hatta bunu Kastamonu için marka haline dönüştürmeliyiz.