İlimizde iktidarından muhalefetine siyasetçiye, hemen her kesimden sivil toplum temsilcisine, kahvedeki vatandaştan memura ortak bir kanaat var…
“Köye kız vermedikleri için vatandaş şehre göçüyor.”
Sosyoloji bilimini ters okutacak bir tespit…
Uluslararası kongre toplasan bir bilim insanının bile aklına gelmeyecekleyin.
Köyde yaşayan damat adaylarının bahtlarının kapalı olmasının köyden kente göçün müsebbibi olduğunun kahvehane muhabbetlerine konu olmasına diyecek yok…
Ama bu tespit siyaset söylemi olmaya başladığı zaman tüm mizahi içeriğini kaybedip, kırsalın makus kaderinin hiç ama hiç anlaşılmadığının net fotoğrafı olarak karşımıza çıkıyor.
Kastamonu’nun bağlı yerleşimleri ile birlikte 2 bin küsur köyü var…
Altyapıda ne durumdayız?
Eğitim…
İlkokul kaldı mı köylerde? Taşımalı eğitimle sorunun çözüldüğü mü sanılıyor? Her köyde bir öğretmen olsa fena mı olurdu? Sadece öğrencileri değil tüm köy halkına ışık saçsa?
Sağlık…
Köylü vatandaş hastalandığında ortalama kaç kilometre yol tepmek zorunda? Otomobili olan var, olmayan var?
Yaşamsal ihtiyaçlar…
Sağlıklı içme suyunda ne durumdayız? Ya kanalizasyon? Ne bürokratların ne siyasilerin ağzından bir gün olsun köylere yönelik su ve kanalizasyon hizmetlerinin önemine ve aciliyetine dair bir kelam duymadım. Varsa yoksa asfalt. Su ve kanalizasyon için ayrılan üç kuruş ödenekle İl Özel İdaresi uğraşsın babam uğraşsın. Oysa en yaşamsal ihtiyaçtır su ve kanalizasyon değil mi?
Ulaşım…
Senelerden beri asfalt döküyor devletimiz, bir arpa yol gidilmediği bizzat yetkililer tarafından itiraf ediliyor. Yapboz mantığında gidiyor ulaşım yöntemimiz.
Tarımsal kazanç…
Çiftçi mazota talim ediyor.
Üretene kamu desteği…
Devletimiz sağ olsun Afrika’dan bile tarım ve hayvan ürünleri ithal ediyor.
Kazanç…
Tarımda ülkemiz bile kendi kendine yetemiyor ki çiftçimiz kendi kendine yetsin.
Tarımsal örgütlenme…
Kooperatifleşme, dernekleşme, şirketleşme hak götüre.
Uzatmayayım…
Bilim der ki “Altyapı üstyapıyı belirler.”
Yukarıda alt alta sıraladığım gerekçelerin hepsi altyapıyı oluşturan unsurlar, bir diğer değişle maddi koşullar…
“Kız verme, alma” gibi durumlar ise üstyapı unsurları, diğer değişle kültürel koşullar.
Kültürü oluşturan maddi koşullardır…
İnsanlar yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamadıkları bir ortamda kalmazlar, yeni arayışlara girerler, bunun da en birincil yolu coğrafya değiştirmek, göçmektir.
“Köye kız vermemek” göç için bir sebep değil, köyün maddi koşullarının bozulmasının veya hiç olmamasının sonuçlarından sadece biridir…
Köye kız verilmemesinin müsebbibi köyleri yıllar yılı göz ardı eden devlet zihniyetidir.
Yaşanabilir kıl bakalım köyleri…
Geri göç alıyor musun almıyor musun?