Köy-Koop Birlik Başkanı Erol Akar, geçen yıl yapılan yasal düzenlemelerle orman üretim hakkının ihale ile 10 yıllığına kadar özel sektöre verilebileceğinin hükme bağlandığına dikkat çekti ve bu uygulamayla Kastamonu ekonomisinin derin yara alacağını vurguladı. Köy-Koop Birlik Başkanı Erol Akar, geçen yıl yapılan yasal düzenlemelerle orman üretim hakkının ihale ile 10 yıllığına kadar özel sektöre verilebileceğinin hükme bağlandığına dikkat çekti ve bu uygulamayla Kastamonu ekonomisinin derin yara alacağını vurguladı.
Her yıl yaklaşık 200 milyon TL gibi bir kaynağın orman köylüsü aracılığı ile Kastamonu ekonomisine aktarıldığını hatırlatan Akar, “İhale ile işi alan herhangi bir şirket, kendi işçisi ve makineleriyle üretimi gerçekleştirecektir. Üretim bedelini de, üretilen ürünü de şirket alacak, orman köylüsünün mağduriyeti bir yana sadece bu nedenle Kastamonu ekonomisi derin yara alacaktır. Hiç şüphesiz orman ürünleri ile ilgili sanayisini de etkileyecektir. Dikili satıştan da öte bu uygulama çok daha fazla mağduriyete neden olacaktır” dedi.
Köy-Koop Birlik Başkanı Erol Akar, geçen yıl yapılan yasal düzenlemelerle orman üretim hakkının ihale ile 10 yıllığına kadar özel sektöre verilebileceğinin hükme bağlandığına dikkat çekti ve bu uygulamayla Kastamonu ekonomisinin derin yara alacağını vurguladı. Akar, yaptığı yazılı açıklamayla bu konudaki endişelerini ve uyarılarını dile getirirken şunları söyledi: “Dikili satış uygulaması ile ilgili olarak İl Genel Meclisi’nde yapılan görüşmeler son derece önemli. İlimizin sosyal ve ekonomik yapısını çok yakından ilgilendiren bir konunun gündeme getirilmiş olması ve üst düzeyde tartışılmış olmasını önemli bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.Gündeme gelen dikili satış konusunda, sorun olarak gördüğümüz hususları her vesile ile gündeme getirdik. İlgililerle paylaştık. Hatta dikili satış uygulaması ile ilgili olarak bilim adamlarının da katılımıyla panel ve çalıştaylar düzenledik. Amacımız bu konuda kamuoyunda ve ilgililer nezdinde hassasiyet yaratmaktı. İlimiz ekonomisinin en önemli kaynaklarından birisinin ormanlarımız olduğu tartışmasız. 3 milyon metreküpe yakın bir üretim. Hâlâ yeterince yararlanamadığımız eko-turizm potansiyeli, odun dışı orman ürünleri, endemik bitki yapısı. Dolayısıyla en önemli zenginliğimiz.İl Genel Meclisinde yapılan tartışmalarda hiç şüphesiz çok önemli hususlara değinilmiş. Söylenenlerin çoğuna katıldığımızı da ifade edebilirim. Ancak, konuşulmayan, belki kamuoyunun ve ilgililerin yeterince bilgilendirilmediği birkaç hususunda altının çizilmesi gerektiğine inanıyorum.Orman üretimi işçiliğinden dolayı her yıl yaklaşık 200 milyon TL. gibi bir kaynak orman köylüsü aracılığı ile Kastamonu ekonomisine aktarılmakta olup, yerel ekonomimizin can damarını teşkil etmektedir. Bu miktar para tüccarı, esnafı, nakliyecisiyle ilin her sektörünü yakından ilgilendirmektedir.Orman ve Su İşleri Bakanlığınca 2016 yılı içerisinde yapılan yasal düzenlemelerle orman üretim hakkının ihale ile 10 yıllığına kadar özel sektöre verilebileceği hükme bağlanmıştır. Hiç şüphesiz ihale ile işi alan herhangi bir şirket, kendi işçisi ve makineleriyle üretimi gerçekleştirecektir. Üretim bedelini de, üretilen ürünü de şirket alacak, orman köylüsünün mağduriyeti bir yana sadece bu nedenle Kastamonu ekonomisi derin yara alacaktır. Hiç şüphesiz orman ürünleri ile ilgili sanayisini de etkileyecektir. Dikili satıştan da öte bu uygulama çok daha fazla mağduriyete neden olacaktır.BAKAP, İFAD örneği projeler geliştirerek ilimiz ekonomisini canlandıracak çözümler üretmeye çalışırken, doğanın bize bahşettiği yerel kaynaklarımızı, imkânları ve değerleri başkalarına sunmak ne derece doğru olacaktır?İlimizin ve orman köylümüzün, Antalya, Muğla, İzmir bölgeleri gibi ekonomik imkânları ve alternatif kaynakları yoktur. Dolayısıyla en önemli kaynağımız olan ormanlarımıza sahip çıkmak hepimizin hassasiyeti olmalıdır.‘İşgücü yoktur, bu bir devlet politikasıdır’ gibi kolay bakış açıları son derece yanlıştır. Bu tarz düşünceler temsil ettiğimiz kesime, sorunlarımıza ve yerel kaynaklarımıza sahip çıkmak değildir. Çünkü bir sorun varsa bu sorunlara çözüm üretmek hepimizin işidir.”