Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kırsal alanda ekonomik ve sosyal yapıyı güçlendirecek yatırımlara dair hibe kapsamını açıkladı…
Bakanlık Kastamonu’yu deniz kenarında bir vilayet olarak görmüyor ne yazık ki.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü belirli il gruplarında yapılacak tarımsal üretime yönelik çeşitli sabit yatırımlara yüzde 50 hibe sağlayacak…
İki ana başlıkta verilecek destek kapsamına ilimiz, başlığın birinde giriyor. Yaş meyve sebze, hayvansal ürünlerin işlenmesi, soğuk hava deposu, çelik silo, hayvansal ve bitkisel gübre üretimi, yenilenebilir enerji, kırsal ekonominin geliştirilmesine yönelik altyapı yatırımları alanlarında ilimiz yüzde 50 hibe desteği kapsamında.
Ancak…
Çeşitli alanlardaki tarımsal yatırımlar yanı sıra su ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi, depolanmasını da içeren diğer destek paketinin kapsamında ise Kastamonu yok.
Toplam 39 ilde su ürünleri yatırımlarını devlet destekliyor….
Kastamonu ismi kayıp.
Komşularımızdan Zonguldak, Bartın, Sinop kapsamda…
Karabük bile su ürünlerinin destekleneceği iller arasında.
10 metreden küçük gemilerin faydalanabileceği destekten ilimiz yararlanamayacağına göre…
Kastamonu deniz kenarında değil besbelli.
Deniz yok Kastamonu’da…
Akarsu da yok.
Yahut her ikisi de var…
Yatırımcı yok.
Veya…
Bu alanda ilimizin yatırım almasına gerek görülmüyor devletimizce.
Geçtiğimiz günlerde yazdım, kültür balıkçılığına yönelik olarak sahil ilçelerimizde rahmetli Vali Kamil Demircioğlu’nun 1990’lı yıllarda gerçekleştirdiği girişimleri…
Ve o tarihte benzer girişime yol aldırabilen Ordu’nun bugün geldiği mesafeyi de yazdım.
Büyük bir şans kaçırdı o gün Kastamonu…
Bari bugün parmak ucumuzdaki denizin farkına varalım.
Kastamonu deniz kenarında…
Su ürünleri üzerine düşünmek vakti hâlâ gelmedi mi?
•••
Not:
İlimizde Su Ürünleri Fakültesi de var “aksi gibi”…
Su ürünleri yatırımlarının desteklenmediği bir ilde su ürünleri fakültesi niye kuruldu peki?
Dahası…
Geliştirdikleri projeler ile üniversitemizin belki de en etkin fakültesi.
Bu nasıl tezattır…
Aklım almıyor.
•••
Okur yazarım
MHP İl Başkanı Sayın İbrahim Maşalacı, geçtiğimiz günlerde yayımlanan “İl eş baskanları” başlıklı yazıma sosyal medya hesabı üzerinden cevap verdi. Açıklamasındaki şahsıma yönelik olarak “Sayın” hitabıyla başlayan resmi dil, bir kaç paragraf sonra “Arkadaş” seviyesindeki “samimi” bir güzergahta kaybolup gidiyor.
Sayın Maşalacı’nın siyaset erbaplarına “örnek” olacak bir üslupla kaleme aldığı açıklamasının daha geniş kitlelere ulaşması elzem…
Bu nedenle açıklamasını köşeme taşıdım.
Derdim siyasileri birbirleriyle kapıştırmak değil, temsilcisi olduklarını iddia ettikleri
milletin dertleriyle dirhem de olsa dertlendirebilmek…
Başarabilir miyim bilmiyorum.
•••
Sayın Maşalacı’nın açıklaması:
“Geçtiğimiz gün son yıllarda ilimiz de özellikle KÖY-DES projeleri başta olmak üzere İGM ve İL ÖZEL İDARESİ arasındaki kısır çekişmenin, iktidar tarafından söz verilip de yapılmayan vaatleri içeren ve köy muhtarlarının artık muhatap bile bulamadığını ifade eden basın beyanatımla ilgili olarak ilimizin sevilen köşe yazarlarından, siyaset, sanat, spor, ticaret, çevre ve şehircilik, eğitim, sağlık alanlarında uzman olan sayın Mustafa Afacan, köşesine taşıdığı yazısında yazı manşetini ”İl Eş Başkanları” olarak ifade etmiş ve yazısının devamında “iftar yemeği, bayram ziyareti derken birbirlerinin gözünün içine bakar hale geldiler, dünyanın hiçbir yerinde böylesine birlik beraberlik görülmedi” diyerek kendisinin de çok iyi bildiği ilin otopark sorununa yapılan çözüm önerisini İçişleri Bakanlığının yayımladığı genelgeyle tıkamış ve “ilin başka sorunu kalmadı mı?” demiştir.
Sayın Afacan’ın ifadelerinden, basına verdiğim beyanatı okumadığını belirtmem gerekecek. Zira yazının tamamında iktidarın basiretsizliğinden, bürokrasinin sorumsuz tavırlarından bahsetmiş olduğumu yazımı okuyan herkes rahatlıkla anlayabilecektir. Saygıdeğer yazar, beyanlarımızı okumadan, “farklı bir ses çıkarma gayesi” ile köşe yazısı yazmış gibi görünüyor.
Afacan’a göre şehirdeki tüm siyasi ve seçilmiş kişiler aynı tornadan çıkmış…Yazara göre belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, il başkanları sürekli kavga etmeli, hiçbir zaman birlikte hareket etmemeli…
Yine şehrimizin bazı sorunlarına karşı birlikte refleks göstermenin adı “eş başkanlık” olmuş, haberimiz yok.
Kendine has özelliğiyle köşe yazılarını ortaya koyan sayın basın mensubu arkadaşımıza ‘Eş başkanlık’ kavramının Latin Amerika Ülkelerinde kullanıldığını, sonra Almanya’nın Yeşiller Partisinin kullandığını ve Ülkemizde ise 2005 yılında ”Demokratik Toplum Partisi” tarafından Mersin-Akdeniz belediyesinde oluşturulmuş olup, Kürdistan hayali kuran örs ve çekiç arasında dövülerek HDP tarafından da devamlılığı sağlanan bir kavram olduğunu hatırlatmak isterim.
Ayrıca Sayın Afacan’a dinimizde iftar yemeğinin Ramazan ayının sünnet ve geleneklerinden olup bayram ziyaretlerinin ise yine dinimizde Kur’an ve sünnetin çok önem verdiği sıla-i rahmi icrâ olduğunu hatırlatmakta yarar görüyorum.
Evet ilimizin tabi ki bir sürü sorunu var. Biz de zaten kadrolarımızla muhalefet yetkimizi kullanarak birlikte şehrin kalkınması, milletimizin refah ve huzura erişmesi adına gördüğümüz eksiklikleri ve çözüm önerilerimizi sürekli olarak kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Sayın Afacan okulların altına otopark yapılamayacağını belirtmiş. Burada arkadaşın sorduğu bir soruya cevap vermemiz gerekiyor; Evet Sayın Afacan, Kastamonu Yunanistan’a bağlı değil, ancak şehrin içindeki tüm okulların bahçeleri hali hazırda otopark olarak kullanılmakta. Şehri birazcık adımlarsanız görebilirsiniz. Bakanlık genelgeleri diğer hususlarda olduğu gibi bu konuda da bizim buralara pek uğramamış gibi görünüyor.
Şehri her gün adım adım gezen teşkilatlarımız şehirde gördüğü sorunları bizlerle paylaştığında çözüm önerileri bulmaya çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz.
Kamuoyunun bilgilerine sunarım…”