Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında iddianame hazırlanan sanıkların yargılanmasına başlanıldı.
Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmada Diyarbakır’da sınıf öğretmenliği yapan D.A. adlı kadın yargılandı. Cep telefonundan örgütün haberleşme aracı ByLock çıkan aynı zamanda örgütün sendikası olarak kabul edilen Aktif Eğitim-Sen üyesi olduğu ileri sürülen D.A’nın twitter hesabından da FETÖ’yü öven paylaşımlarda bulunduğu ileri sürüldü.
Suçlamaları kabul etmeyen ve meslekten ihraç edilen sınıf öğretmeni D.A, KPSS’yi kazanarak 2011 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesine atandığını söyledi. Duruşmada gözyaşlarıma hakim olamayan D.A, silahlı terör örgütüne üyelik suçlamasını kesinlikle kabul etmediğini ifade ederek, “Diyarbakır’da PKK’nın yoğun olduğu bölgede bir kadın olarak tek başıma göreve başladım. Ben, cemaatin ne evlerinde, ne okulunda okudum. Ben, vatanım ve milletim için çalıştım. Gaz bombalarının, sokağa çıkma yasaklarının, patlamaların olduğu bölgede bir bayan olarak görev yaptım. Ben, her zaman İstiklal Marşı’nı öğrencilerime öğrettim. Ben, Türkçe bilmeyen çocuklara Türkçe konuşmasını öğrettim” dedi.
Aktif Eğitim-Sen’e üyeliğini kabul eden D.A, “O dönemde bütün idareciler bizi sendikalı olmamız yönünde teşvik ediyordu. Ben de bu yüzden üye oldum. Devlet tarafından tanınan ve kabul edilen bir sendikaya üye oldum. Eğer FETÖ ile bağlantısı olduğunu bilseydim üye olmazdım. Ben, ilkokulda öğrencilere ders veriyorum. Benim ne işim olur terör örgütleriyle” diye konuştu.
Meslekten 6 ay önce ihraç edildiğini söyleyen D.A, “Ben, bu üzerime atılan suçlamaları asla kabul etmiyorum. Biz, ailecek darbeye karşıyız. Bu darbeyi de lanetliyorum. Önce mesleğimden oldum, sonra özgürlüğüm elimden alındı. Ben, genç bir bayandım. Benim hayallerim vardı. Hayallerimin yarım kalmasını istemiyorum. Tahliyemi istiyorum” şeklinde konuştu.
Mahkeme tarafından FETÖ’nün terör örgütü olarak kabul edilmesine rağmen sendika üyeliğinden neden ayrılmadığı yönündeki soruya, okula gelen idarecilerin Aktif Eğitim-Sen’in eğitim odaklı sendika olduğunu söylediklerini belirterek cevap veren D.A, “Ben de bu yüzden üye oldum. Ben, üyeliğimin iptal olduğunu düşünüyordum, ama iptal olmamış. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından üyeliğimin iptal olmadığını anladım. 20 Temmuz’da hemen üyeliğimi iptal ettirdim. Devlet, izin verdiği için üye oldum. 15 Temmuz’da darbe girişiminden sonra da istifa ettim. Twitter hesabından yapılan paylaşımlar bana ait değildir. Benim adıma başkası hesap açmış olabilir” ifadelerini kullandı.
Örgütün haberleşme aracı ‘ByLock’u hiç kullanmadığını da söyleyen D.A, “ByLock veya bu örgütün nasıl iletişimde bulunduklarını bilmiyorum. İnternetin olmadığı bir köyde ben bu programı nasıl kullanayım. Ben, bu programı hiç kullanmadım. İçeriğini de bilmediğim bir program yüzünden tutuklandım” dedi.
İfadenin ardından mahkeme heyeti dosyadaki diğer eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 18 Nisan’a ertelerken, tutuklu sanık D.A’nın da tutukluluğunun devamına karar verdi. Bunun üzerine sanık D.A. ile sanığın ailesi, mahkeme salonunda sinir krizleri geçirdi.
İHA