Vali Mesut Yıldırım’ın emekliye ayrılmasının ardından gözler ister istemez koltuğun yeni sahibinin kim olacağına odaklandı…
Umut ederim Ankara, ilimizin birçok açıdan sahip olduğu kimliğiyle uyuşan bir vali ataması yapar.
Tarihimize baktığımızda ilimiz için “Valilik” makamının önemi, ağırlığı, katkısı ortada…İster devlet sistemimizin getirdiği nesnel koşullar ister görev yapan valilerin öznel kimlikleri sayesinde Kastamonu, büyük oranda bir vali vilayetidir.
Abdurrahmanpaşa Lisesi’nden İnebolu Limanı’na, şehirleşmeden kültür hayatının gelişmesine kadar…
Altında vali emeği yatar.
Kastamonu Havaalanı için DHMİ ile Ankara’da genel müdürün odasında yapılan ilk görüşme esnasında rahmetli Vali Mustafa Kara’nın gayretine birebir şahit oldum…
Yumruğunu vura vura masayı kırıyordu az kala.
Valileri Ankara atıyor…
İlimizin milletvekilleri aracılığı ile bir valiye talip olup getirdiğine daha bir şahit olmadım, varsa kusura kalmasınlar.
Kamuoyu Resmi Gazete’den öğreniyor…
Ankara’daki temsilcilerimiz ise Resmi Gazete yayıma girmeden bir süre önce belki.
İstemek için mülki idare dünyasını tanımak lazım illa ki…
Aksi halde Ankara’ya iletilecek talepler, vaktinde ilimizde görev yapmış kaymakamların bir fersah ötesine geçemiyor.
İlin kalkınması ve gelişmesi namına bizatihi ilin yekun kesimlerinin söz birliğine vardığı bir strateji de olmayınca, Ankara’dan vali olarak atanması istenecek kişinin sahip olması gerekli özellikler de ortada olmuyor haliyle…
Turizme yatkın mı olsun, sanayiyi baş tacı eden mi olsun misali.
Vilayete vali uydurmak yerine…
Valiye vilayeti uyduruyoruz.
Ankara’dan kim gelecek bakalım?…
Gelen nasıl bir Kastamonu resmi çizecek?
Not: TBMM’deki anayasa görüşmeleri tüm dikkatleri üstünde toplamışken, dünyada işçilerin en az süre çalışıp en çok para kazandıkları ülkeler sıralaması gözüme çarptı…
Yönetim şekli ile emek dünyası arasındaki ilişkiyi merak ettim.
En az süre çalışıp en çok para kazanan işçilerin yaşadığı dünyadaki il 3 ülkenin yönetim şekline baktım…
Üçü de “Krallık”.
İdare “Krallık”…
Emekçilerin hali vakti“Krallık”.
Haftalık ortalama çalışma süresinin en az olduğu ve buna karşılık işçi ücretlerinde kazancın tavana vurduğu ülke Hollanda…
Haftalık 29 saat işbaşına karşılık, yılda 47 bin dolar cepte.
Ülkenin başındaki mi Kral?…
Yoksa işçi arkadaş mı?
İşçilerin az süre çalışıp kallavi bir kazanca sahip oldukları ülkeler sıralamasında Hollanda’yı iki kuzey ülkesi izliyor; Danimarka ve Norveç…
Şu tesadüfe bakın ki bu iki ülkenin yönetim biçimleri de “krallık” yahut diğer bir tanımla “Meşruti monarşi” ya da “Anayasal monarşi”.
Varsın temsili olsun…
Başta kral var mı var.
Bu nedenle, tencerede pişen patatese bakıyorum ben…
Gerisi laf-ı güzaf.