“Uzun zamandır bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum, yıkıldım adeta” diyerek anlatmaya başladı Belediye Başkanı Babaş…
İçinde yaşadığımız, hatta bi parçası olduğumuz, görmezden gele gele artık fark edemez olduğumuz bir sosyal durumdan bahsetti.
Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kalan çocuklar, devletin son derece isabetli bir kararı ile yetkililerin gözetiminde apartman dairelerine yerleştirilmeye başladı biliyorsunuz…
Toplumsal hayattan kopmadan sağlıklı bir yetişme ortamı sağlanmış oluyor bu sayede.
Başkan Babaş çocukların kaldığı bu evleri olabildiğince ziyaret etmeye, çocuklara yalnız olmadıklarını göstermeye, götürdüğü hediyeler ile mutlu etmeye çalışıyor…
Aynı uygulamanın Huzurevi sakinleri için yapılmasını da hararetle dile getiriyor.
Bi Ramazan günü yine çocukların kaldığı bir evi ziyaret eder Başkan Babaş. Evdeki 3 çocukla pek şen, pek mutlu dakikalar geçirirler. Ta ki “Komşularınız sizi iftara da davet eder değil mi?” sorusunu sorana kadar…
Çocukların cevabı “Hiç kimse bizi iftara davet etmedi” olur.
Sorup soracağına bin pişman olur Başkan…
Yıkılır kalır.
Dedim ya gözümüzün önünde her gün tekrarlanan, ama artık farkına varamaz hale geldiğimiz hatta bizzat aktörleri olduğumuz günümüzdeki toplumsal ilişkilerimizden bir kıssadan hisse Başkan Babaş’ın verdiği örnek…
Nereye gittiğimize dair üzerinde hepimizin epey bi kafa yorması ve sorgulaması gereken bir durum aslında.
•••
Not 1: Eli öpülesi, ayağı öpülesi, gözü öpülesi anneler…
Engelliler RYLA’sında yapılan sunumlar sayesinde annelerin hemen her alanda olduğu gibi engelli sorunlarının aşılmasında da ülkemizin sigortası olduklarını net şekilde anladım.
Devletin, sivil toplum örgütlerinin, gönüllülerin hizmetleri bir yana…
Engelli çocukları ile adeta nefes alıp veren annelerin emeği bir yana.
Engelli genç bir yurttaşımızın “Annem arkamda olduğu sürece gelecek gözümü hiç korkutmuyor” sözlerinin, sanırım herkesi derin bir düşünmeye ve sorgulamaya itmesi lazım…
Annelerin bu kadar öne çıktığı bir ülkede, toplumun diğer bileşenlerinin ne kadar geride kaldıklarını hesap etmek lazım gelse gerek.
Her engellinin gözünde, dilinde, kalbinde varsa yoksa annesi var…
Bu ne fedakarlık bu ne yürektir annelerdeki.
Not 2: RYLA’da engelli katılımcıların dile getirdikleri sözlerinden aklımda o kadar çok cümle kaldı ki…
Gelin üçünü paylaşayım.
“İnsan nefes alabildiği sürece hiçbir şeye geç kalmamıştır”, “Aslında daha erken yapabilirmişim bazı şeyleri”, “Yarının bugünden daha güzel olacağına inanıyorum”…
Nefes olsun engelsizlere.