Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir araya geldiği basın mensuplarıyla buluşmasında yaptığı konuşmada, şehrin büyük problemlerle ilgili ses çıkartmıyor oluşundan yakındı.
Vidinlioğlu şöyle konuştu:
“Tüm basın sektöründe çalışan arkadaşlarımızın gününü kutluyorum. En önemli mesleklerden bir tanesi de gazeteciliktir. Halkımızın haber alma görevini en iyi şekilde yerine getiriyor, biz idarecilere de yol gösterici oluyorsunuz.
Kastamonu’muz basın tarihinde çok eski bir maziye sahip. Çok önemli bir il. Aynı zamanda Cumhuriyet tarihimizde de çok önemli bir yere sahip. Tüm arkadaşlara mesleğinde başarılar diliyorum.
Kastamonu’muzun geleceği ile alakalı öncelikler kişiye göre değişkenlik gösterebilir. Her birinize ayrı ayrı sorsam herkes farklı şeyler söyleyecektir. Benim için en büyük geleceğe olan yatırım çocuklarımıza ve gençlerimize olan yatırımdır. İlla bunun somut bir şey olmasına gerek yok. Onlara bırakabilecek en güzel yatırım onlara yol gösterici olmaktır. Yine onlara yapılacak en büyük yatırım onları hayata bakarken bir mantık çerçevesinde bakıtabilmektir. Diyalektik çerçevesinde bakıtabilmektir. Sonrası kendiliğinden gelecektir. Ben her fırsatta bunu ifade ediyorum. Hazır olan bir yatırıma gençleri yerleştirmekten çok daha ötesi gençlerin zihinsel olarak buna hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Bunu yaptığınız zaman gençler adına çok daha büyük mesafe kat etmiş olursunuz. Bu durum aynı zamanda bir tecrübedir de. Bazı şeyler yaşanmadan, sınanmadan çok anlaşılmıyor.
Kastamonu için gelecekteki en büyük problemlerden bir tanesi ki bunu sıklıkla dile getiriyorum, git gide genç nüfusunu kaybeden bir il olmasıdır. Hâlbuki şehirlere gençler ivme kazandırır. Eğitim ve öğretim için giden gençler geri gelmediği zaman şehir yaşlanmaya başlıyor. En yaşlı ikinci nüfusa sahip il durumundayız. Bir süre sonra caddelerinde, sokaklarında sadece yaşlıların dolaştığı bir şehir haline gelecek. Bunu söylemeye de devam edeceğim. İnsanların doğması, büyümesi, yaşlanması ve ölmesi ne kadar doğal bir durum ise şehirler için de durum aynı şekildedir.
Bizim hem devlet geleneğimizde Kastamonu olmazsa olmaz iller içerisindedir. Kadim bir geleneğe sahiptir. Türk kültürünü en iyi yaşatan iller arasındadır. Dolayısıyla bu şehre birlikte sahip çıkmamız ve bu kültürü birlikte yaşatmamız gerekiyor. Bu yüzden şehri öldürmemek adına el birliği ile gönül birliği ile bu şehre herkesin katkı sunması gerekiyor. Bu nokta sadece benim söylememle, mülki amirlerin söylemesiyle veya bir başkasının söylemesiyle ne yazık ki çok fazla yol almıyor. Kastamonu’nun en büyük eksikliklerinden bir tanesi kurum amirleri değiştiği zaman öncelikler de gündem de bir anda değişiyor. Şehrin bu anlamda bir yol haritasına ihtiyacı var. Yani Ahmet gittiği zaman Mehmet gelirse Ahmet’in yarım bıraktığı işlerin devamının gelmesi gerekiyor. Şehrin önceliklerinin belirlenerek o istikamette yürümek lazım. Sizin önceliğiniz başkasının önceliği olmadığı zaman geride yarım işler kalıyor. Bu anlayış şehre yol aldırmaz.
Kastamonu’da benim 26’ncı yılım. Benim geldiğim dönemde şehrin valisi Enis Yeter’di. Enis Beyin şehre kattıkları ortada. Enis Bey tarihi dokuların yeniden ayağa kaldırılması noktasında çok iyi bir ivme kazandırmıştı. Ama sonrasında aynı hızda bir ilerleme olmadı. Bunlar şehir hayatında çok önemli.
Şehrin madi ve manevi olmak üzere iki türlü problemleri var. Maddi problemler arasında ilk sırada işsizlik yer alıyor. Ama bir o kadar da eleman arayıp bulamayan işverenler var. Şehrin maddi anlamda ciddi bir alt yapı problemi var. Çok fazla dile gelmiyor. Ben şehre geldiğimde yerleşme çok daha azdı. Bazı bölgeler ise hiç yoktu. Şehrin nüfusu 50-55 bin civarındaydı. Resmi rakamlara göre nüfusumuz 120 bin ama şehirde 170 bine yakın insan var. Biz 25 yılda 3 kat büyümüşüz. Bu normal bir büyüme değil. Bu hormonlu bir büyümedir. Bu durum problemleri de beraberinde getiren büyümedir. Bunun bir dengede kalması gerekiyor. Ben seçim döneminde çok dile getirdim. Benden sonra dile getiren oldu mu bilmiyorum. Şehrin havası şehre hapsoluyor farkında değiliz. Şehrin kuzeyindeki, güneyindeki, doğusundaki ve batısındaki yüksek katlı binalar hava sirkülasyonunun sağlanmasında en büyük engel. Artık şehre düzgün kar yağmıyor. Hava temizlenmiyor. Yüzde 70’e yakın orman varlığı olan bir ilde hava kirliliğinden bahsediyorsak bu bizim ayıbımızdır.
Katıldığım çeşitli platformlarda trafik ile alakalı sorular soruluyor. Trafik sorun olduğunda bunu sormak çok bir şey ifade etmiyor. Bu yüzden şehrin ileri gelenlerinin doğabilecek problemleri dile getirmesi gerekiyor. Kuzeykent Mahallesinde ciddi trafik sorunu olduğu, insanların araç çekecek yer bulamadığına yönelik eleştiriler geliyor. Bu problem kendiliğinden ortaya çıkmadı. Bölgede o kadar yoğun bir nüfusu barındırırsanız, 2 katlı müstakil evlerden yüksek katlı apartmanlara geçerseniz ortaya bir nüfus yoğunluğu çıkar ve bu durum da bir trafik sorununu ortaya çıkarır. Şehirde bir tane ana alter var. Çok sayıda araba var. Sonuç olarak ana yol bir tane olunca ortaya trafik sorununun çıkmasından daha doğal hiçbir şey yok. O gün dile gelmeyen problemler bugünün problemi haline geldi. Ana caddeye araba çekilmesin deniyor. Tamam, çekilmesin de insanlara alternatif sunmanız gerekiyor. Otoparklar çok olsa insanlara araba çekmeyin diyebilirsiniz. Bunu diyemediğiniz zaman birçok şeyin önüne geçemezsiniz.
Şehrin problemleri saymakla bitmeyecek derecede. İnşallah altyapı ile alakalı problemleri en kısa sürede çözeceğiz. Yurtdışı kaynaklı temin ettiğimiz kredi herkesin almak istediği ama alamadığı bir kredi. Biz Kastamonu Belediyesi olarak 28 belediye içerisinden bu krediyi almaya hak kazandık. Şehrin altyapısını tamamen değiştireceğiz. Eskiden daha ince borularla şehrin su sorununu çözerken şimdi artan nüfusla birlikte ve yüksek katlı binalar da işin içine girince bu sorular kafi gelmiyor. Suyu tazyikli verseniz borular patlıyor, tazyiki kıssanız yüksek katlı binalara su çıkmıyor. Bunlar zamanında öngörülmesi gereken problemlerdi. Mehmet Akif Ersoy Mahallesinde yaşadığım sıkıntıyı Allah bir kere daha yaşatmasın. Hiç alt yapısı olmayan bölgeye binalar dikilmiş. İnsanlar sizden yol talep ediyor ama altyapı yok. Kanalizasyon, yağmur drenaj hattı, doğalgaz şebekesi, internet şebekesi neredeyse sıfırdan yapıldı. Yağışlarda Taşköprü yolu ulaşıma kapanıyordu. Şimdi bu sorunlar yaşanmıyor. Oraya da ciddi yatırım yaptık. Belediyeciliğin en kötü tarafı bu olsa gerek ki yer altına yapılan yatırımı kimse görmüyor. Bunların hep dile gelmesi gerekiyor. Bunlar dile geldiğince birlikte çözülecek.
Çoğu kişinin gündeminde olan konular benim gündemimi meşgul etmedi. Çünkü şehrin daha büyük problemleri var. Kaldırımın kenarında bulunan kırık 3-5 gün sonra da yapılabilir. Ama şehrin büyük problemlerini daha öncelikli çözmeniz gerekiyor. Nedense göz önünde olan şeyler gündeme geliyor, problem olarak dile getiriliyor. Fakat 3 gün sonra yaşayacağımız büyük problemlerle ilgili şehirden ses çıkmasını bekliyorsunuz ama ses çıkmıyor. Elbette gelecek ile ilgili söylenecek çok şey var. Günün dilini yakalamak lazım. Herkesin yaşadığı problemleri dile getirmek lazım. İnşallah onunla ilgili de yakında müjde veririz.”