Saim ÇELEBİ / Kuzeykent İlkokulu Müdürü
İlkokul, dünyanın pek çok ülkesinde zorunlu eğitimin ilk basamağını oluşturur. Yetişkinlik yaşamımızda toplumda alacağımız görevler için temel oluşturan bir öğretim kademesidir. Bu kurumda çocuğun öğretmen ve yaşıtlarıyla kurduğu ilişkilerin olumlu ya da olumsuz oluşunun, daha sonraki öğretim basamaklarındaki davranışlarını etkilemesi kaçınılmazdır. Bu nedenle ilkokulda kazanılan bilgiler, beceriler ve değerler daha sonraki öğretim yaşamına uyumu ve başarıyı da büyük ölçüde etkiler.
İlkokul; evden ilk kez ayrılan çocuğun, günün büyük bir bölümünü yeni arkadaş ve yeni yetişkinlerle geçirdiği evden farklı bir ortamdır. Çocuk daha önce bir okul öncesi eğitim almışsa bile ilkokul onun için yeni bir kurumdur. Öğretmen onun gün boyu birlikte olacağı yeni bir yetişkin ve dersler ise okul öncesindeki etkinliklerden farklı belirli bir zaman diliminde sınıfın tümü ile birlikte katılacağı öğrenme-öğretme etkinlikleridir. Artık istediği oyuna değil okuma-yazma, matematik, hayat bilgisi vb. programlanmış derslere katılmak, öğretmenin söylemlerini, yönlendirmelerini dinlemek, anlamak ve yerine getirmek zorundadır. Bunları sınıf içinde geçerli disiplin kurallarına uygun olarak yapmak durumundadır. Öğrendiklerinin kalıcı hale gelmesi için tekrarlar yapması gereklidir. Bunun için de okulda öğrenilenlerin evde de tekrar edilmesi, yani ödev yapması da gereklidir. Kısacası Okulda kazandırılan bilgilerin, sosyal davranış kurallarının aile tarafından desteklenmesi, pekiştirilmesi gerekiyor. Temel bir öğretim kademesi olan ilkokulda ailenin bu desteği çocuğun gelişimi açısından önem taşır.
Bu arada okul öncesi eğitimin ilkokul yaşamının ön basamağı olması nedeniyle çocuklarımızın alması gereken bir eğitim olduğunu da hatırlatmak gerekir. Eğitim bilimciler çocuğun kişiliğinin altı yaşına kadar şekillendiğini ifade ederek okul öncesi(anasınıfı) eğitiminin bir gereklilik olduğunu vurgulamaktadırlar. Ana kucağından sonra 3-5 yaş aralığında okul öncesi eğitim zorunlu olmalı ve mutlaka Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı okullarda pedagojik formasyon almış öğretmenler tarafından verilmelidir.
İlkokul birinci sınıfa başlayacak bir çocuğun bu kurumdaki başarısı, büyük ölçüde önceki yıllarda kazanmış olduğu yeterliliklerle ilgilidir. Bu da evde veya okul öncesi kurumda kazandığı bilgi tutum ve davranışlardır.
Başarılı bir ilkokul deneyimi, öğrencilerin özgüvenlerini artırabilir. Eleştirel düşünme, problem çözme ve analitik becerilerin geliştirilmesine yardımcı olur. Bu beceriler, öğrencilerin daha sonraki eğitim seviyelerinde ve yaşamın farklı alanlarında başarılı olmalarına yardımcı olur. İlkokul yılları, öğrencilerin sosyal etkileşim becerilerini geliştirdiği bir dönemdir. Arkadaşlık kurma, işbirliği yapma, empati geliştirme gibi sosyal beceriler, bu aşamada kazanılır.
Sonuç olarak, ilk ve ortaokul düzeyindeki eğitim, yani temel eğitim, bireylerin bilişsel, sosyal, duygusal ve ahlaki gelişimini destekler. İyi bir ilköğretim deneyimi, öğrencilerin gelecekteki yaşam başarılarını ve katkılarını olumlu yönde etkileyebilir. Bu konuda Okulla birlikte ailelere de görev ve sorumluluk düşmektedir. İlköğretim insan olma, ulus olma davasıdır.