SUYA ÇİZGİ / Necdet Kırceylan
Uzun yıllardır beni tatlı bir heyecan kaplar, anma yazısında neler yazacağım diye. Adeta uçsuz bucaksız bir ilim adamı olan rahmetli M. İhsan Oğuz’un aktarılması, öğrenilmesi ve uygulanması gereken o kadar çok görüşleri var ki. Birkaç görüşünü aşağıya alıyorum:
- A) Eserlerini bugünkü Türkçe’ye kazandıran, ömrünün son 15 yılında yanında bulunan sayın Mustafa Bayburtlu’nun, rahmetli M. İhsan Oğuz Beyefendi ile ilgili “Bir güzel insan” kitabının 79. sahifesinde kaza – kader konusuna bakışı :
“.. Allah Teâlâ insanı, bir takım şeyleri yapabilecek güç ve yetenekte yaratmıştır. Bu güç ve yeteneklerden oluşan küllî (tümel) iradeyi dilediği yönde kullanma ve tercihini de, kendisine bırakmıştır. İşte buna (iki şık ve seçenekten birini tercih anlamında) cüz’i irade denmiştir. İnsan, bu Cüz ‘i iradesini dilediği gibi kullanmakta özgür ve serbesttir. M. İhsan Oğuz Beyefendi’nin bir sohbetinde geçen şu sözleri, bu hakikati dile getirir:
“Allah Teâlâ bize iyilikleri emretmiş, kötülükleri yasaklamış. İster o yola git, ister bu yola. İster iyiliği kazan, ister kötülüğü kazan. Kazanım son bulunca onun gereği olur, meydana gelir… Allah’ın kanunları böyledir. Kaza-kader de bundan başka bir şey değildir… O halde kul, saadeti de kendi kazanır, felaketi de Allah Teâlâ ona göre yaratır…”
- B) Aynı eserin 207. Sayfasından: “Biline ki İslam’ın kesin ve belirli bir hükümet şekli yoktur. Bir millet ve memleketi bir kişinin tek başına yönetmesi yerine, bütün millet tarafından usulüne göre seçilen yüzlerce milletvekili ve aralarından (en yetkin kişiler olarak) seçilecek bakanlar kurulu ile yönetilmesi elbette hayırlı, faydalı ve yerinde olur “
- C) M. İHSAN OĞUZ’UN İLK DEFA 1919 DA YAYINLANAN ŞERİAT-TARİKAT KİTABININ 207. SAYFASINDAN GÖRÜŞLERİ :
“.. Yine iyi bilinmek gerekir ki; Allah’a manen yakınlaşmak, O’nu bilip tanımak ve rızasını kazanmak için bir tarikata girmek, bir şeyh ve mürşit edinmek mutlaka gerekli ve zorunlu değildir..”
SONUÇ: Rahmetli M. İhsan Oğuz Beyefendi, sadece Kastamonu’nun değil Türkiye’nin iftihar etmesi, tanıması ve fikirlerini öğrenmesi gereken bir harika alimdir. Günümüz dünyasının pek çok probleminin çözümü onun eserlerinde vardır. Nur içinde yatsın. Eserlerinin basımı tanıtımı için Oğuz Vakfı’nı kurarak büyük hizmetler sunmuş olan oğlu Sayın Av. Abdülhalik Oğuz Beyefendi’ye şükranlarımı, saygılarımı sunuyorum.