CHP içindeki gerilim, Parti Meclisi toplantısında Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı’nın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımına tepki göstererek salonu terk etmesiyle daha da arttı.
CHP Parti Meclisi’nde (PM) Genel BaşkanKemal Kılıçdaroğlu’nun görevden alınan il başkanları ile ilgili çıkan oylama sonuçlarına tepki gösterdiği, bunun üzerine Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı’nın toplantıyı terk ettiği ortaya çıktı.
T24’ün haberine göre, CHP’de görevden alınan il başkanlarının itirazlarını görüşmek üzere toplanan PM’de, değişim isteyen grupla, Kılıçdaroğlu’nu savunan ekip arasında sert tartışmalara sahne olduğu belirtildi. Toplantı sonunda Kılıçdaroğlu’nun görevden alınan il başkanları ile ilgili çıkan oylama sonuçlarına, “Gerekçelere rağmen nasıl bu kadar kabul oyu çıkar?” diyerek tepki gösterdiği, bunun üzerine de Kastamonu Milletvekili Baltacı’nın toplantıyı terk ettiği öğrenildi.
CHP PM, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) kararıyla görevden alınan Muş İl Başkanı İsmail Adanur, Ağrı İl Başkanı Nihat Aslan, Mardin İl Başkanı Mehmet Kılınçaslan, Kayseri İl Başkanı Zeki Özkan ile İstanbul Beykoz İlçe Başkanı Aydın Düzgün’ün itirazlarını görüşmek üzere toplandı. 60 üyeli PM’de itirazların kabul edilmesi için 3’te 2 çoğunluk olan 40 oya ulaşılması gerekirken, beş başkanın da itirazları, 40 kabul oyunu bulamadığı için reddedildi. Ancak Mardin ve Muş il başkanlarının itirazları ile ilgili yapılan oylamada, kabul oylarının 30’un üzerine çıkarak salt çoğunluğa ulaşması dikkati çekti.
Kılıçdaroğlu, “değişimci”lere çıkıştı, Baltacı toplantıyı terk etti
Toplantının sonunda konuşma yapan Kılıçdaroğlu’nun oylama sonuçlarına tepki gösterdiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun, il başkanlarının görevden alınma gerekçelerini tek tek PM’ye açıklamalarına rağmen PM’nin yarısının kabul oyu vermesine anlam veremediğini söylediği ifade edildi. Kılıçdaroğlu, “Nasıl bu kadar kabul oyu verirsiniz. Bunlarla ilgili gerekçeleri tek tek size açıkladık” demesi üzerine, Kastamonu Milletvekili Baltacı’nın tepki göstererek salonu terk ettiği öğrenildi.
Baltacı, T24’ün iddialarla ilgili sorusu üzerine, “Şu anda bir değerlendirme yapmayacağım” dedi.
“Kapsamlı değişim, yeni siyaset” çağrısı yapmışlardı
Ancak CHP’deki “değişim” tartışmasına bölge il başkanları toplantısına Hikmet Erbilgin’in öncülük etmesi ve Hasan Baltacı’nın tepkisiyle öne çıkan Kastamonu İl Örgütü’nün bu duruşu beş yıl önceye dayanıyor.
CHP Kastamonu İl Örgütü, 23 Temmuz 2018’de yani olaylı Parti Meclisi toplantısından tam beş yıl önce bir bildiri yayımlamış ve “Kapsamlı değişim, yeni siyaset” çağrısı yapmıştı.
Genel Merkez’in Baltacı’ya ve İl Örgütü’ne uzun süre soğuk durmasına yol açan olağanüstü kurultay sürecinde yayımlanan İl Başkanı Hikmet Erbilgin imzalı bu bildiride, “24 Haziran seçim sonuçları CHP’de uzun döneme yayılmış siyasetsizliğin eseridir. Hal böyleyken Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut yönetimi, bugünkü siyaset anlayışını sürdürmekte ısrarlıdır. Yeni bir siyasete olan ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. Türkiye’nin önüne gerçekçi bir iktidar vizyonu koyabilecek birikimli, samimi kadrolar iş başına gelmelidir” denilerek bir anlamda partinin bugün yaşadığı sorunlara yönelik erken uyarıda bulunulmuştu.
5 YIL ÖNCEKİ BİLDİRİ
Söz konusu bildiride şu ifadeler kullanılmıştı:
“Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu İl Başkanımızın çağrısıyla 21 Temmuz 2018 Cumartesi günü İlçe Başkanları toplantısı gerçekleştirilmiş ve “Olağanüstü Kurultay” süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur.
20 ilçe başkanımızın katılımında gerçekleştirilen toplantıda; Kastamonu örgütü olarak olağanüstü kurultay çağrısına destek verilmesi kararlaştırılmış, söz konusu karar oybirliğiyle alınmıştır.
Adil ve güvenli koşullarda olmayacağı bilinerek girilen 24 Haziran seçimleri partimiz adına açık bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ekonomik ve siyasal krize, halkın meydanlardaki coşkulu dinamizmine rağmen AKP-MHP bloğu Cumhurbaşkanlığını kazanmanın yanı sıra Meclis’te çoğunluğu elde etmiş, rejim değişikliği gerçekleşmiştir. Türkiye’nin bu karşı devrimi aşmasına öncülük edebilecek yegane güç olan Partimizin, bu tarihi sorumluluğu yerine getirebilmesi için siyaset anlayışını devrimci biçimde değiştirmesi gerekmektedir. Bu değişim, partimizin siyasi-ideolojik çizgisinden, örgütlenme anlayışına, toplumla kurduğu ilişki biçiminden, muhalefet anlayışına kadar uzanan geniş bir alana müdahale edilmesini zorunlu kılmaktadır. 24 Haziran seçim sonuçları CHP’de uzun döneme yayılmış siyasetsizliğin eseridir. Hal böyleyken Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut yönetimi, bugünkü siyaset anlayışını sürdürmekte ısrarlıdır. Yeni bir siyasete olan ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. Bugünün olağanüstü koşulları, siyasi mücadeleyi toplumla buluşturacak, Meclisi de içeren ama mutlaka onun da dışına taşan bir siyaseti gerektirmektedir. Partimizin “sağdan oy alma” kaygısıyla içine düşürüldüğü siyasetsizlik ve ideolojik kafa karışıklığı acilen giderilmelidir. Bugün görevimiz, sloganlara hapsedilmemiş ve içeriğinden soyutlanmamış Atatürk devrimleriyle, evrensel sol değerleri günümüz için bütünleştiren yeni bir devrimci siyaseti var etmektir. Eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, barışa ve demokrasiye sahip çıkan, Türkiye’nin tüm temel sorunlarıyla yüzleşen ve çözümler üreten bir siyasi program oluşturulmalıdır. Parti içi iktidarı korumaya ve merkezileştirmeye odaklı dar kadrocu ve tasfiyeci anlayış terk edilmelidir. Saray rejimi karşısında, büyüyen toplumsal muhalefetin Cumhuriyet Halk Partisi öncülüğünde örgütlenmesi mümkün kılınmalıdır. Parti işleyişini demokratikleştirecek kurumsal ve örgütsel dönüşüm hemen başlatılmalıdır. Anayasamız olan Parti Tüzüğü, bu anlayışla değiştirilmelidir. Genel Merkezimiz seçim sonrası kapsamlı bir muhasebe yapmaya olanak verecek bir olağanüstü Kurultay toplanmasını, Yerel Seçimleri gerekçe göstererek reddetmiştir. Oysa biliyoruz ki; mevcut siyasi yöntemler ve yaklaşımla yerel seçimlerin başarısızlıkla sonuçlanması kaçınılmazdır. Bu nedenle; Yerel seçim adaylarının belirlenmesinde önseçim temel yöntem olarak benimsenmelidir. Sosyal demokrat belediyecilik programı katılımcı bir anlayışla bugünden oluşturulmalı ve kamuoyuna açıklanmalıdır. Seçim ve sandık güvenliği konusunda ortaya çıkan yetersizlik ve eksiklikler, profesyonel ve şeffaf bir yaklaşımla giderilmeli, toplumda bu konuda oluşan haklı kaygılar hızla ortadan kaldırılmalıdır. 24 Haziran Seçimleri sonrasında halkımız hak etmediği bir moral bozukluğuna itilmiştir. Partimize gönül veren geniş halk kesimlerinde mevcut yönetimin inandırıcılığını yitirdiği görülmektedir. Bu nedenle, Partimizi tekrar umut haline getirecek, Türkiye’yi içinde bulunduğu karanlıktan çıkaracak yeni bir yönetim iradesinin oluşmasına olanak sağlanmalıdır. Genel Merkezimizin bu olumsuzluklar karşısındaki kayıtsız duruşu, parti içinde de hoşnutsuzlukları artırmıştır. Faşizme karşı omuz omuza mücadele etmesi gerekenlerin karşı karşıya gelmesine, yoldaşlık hukukunun bozulmasına izin vermemiz mümkün değildir. Bütün bu tespitler ve seçim sonrasında ortaya çıkan durum, Partimizin vakit geçirmeden Olağanüstü Kurultaya gitmesinin zorunlu hale geldiğine işaret etmektedir. Olağanüstü kurultayla eş zamanlı olarak, gerekli kurumsal ve örgütsel değişimi gerçekleştirmemize imkan tanıyacak Tüzük Kurultayı ve partimizin siyasi hattını netleştirecek Program Kurultayı için de somut takvim açıklanmalıdır. Türkiye’nin önüne gerçekçi bir iktidar vizyonu koyabilecek birikimli, samimi kadrolar iş başına gelmelidir. Bu ilkeler ışığında, toplumun beklentisi haline gelen kapsamlı değişimi gerçekleştirmek üzere, Cumhuriyet Halk Partisi delegelerini olağanüstü kurultay için imza vermeye davet ediyoruz. Partinin ve ülkenin çıkışını evrensel sol değerlerde ve büyüyen toplumsal muhalefetle bütünleşmekte gören partimizin tüm bileşenlerini dayanışmaya çağırıyoruz. Gelecek için Biz olarak, bu tarihi sorumluluğu üstleneceğimizi ve üzerimize düşeni yapacağımızı kamuoyuna duyururuz.”