Birliktelik yaşadığı iddia edilen kadının kocasını silahla öldüren şahıs hakim karşısına çıktı. Duruşmada savunma yapan sanık, öldürdüğü şahsın ailesine mahkemede başsağlığı diledi
Olay, 17 Kasım tarihinde Kastamonu il merkezi İnebolu karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Muhammed Can Köse, ile boşanma aşamasında olduğu eşi M.K.’nin, Ali C. ile birlikte olay yerindeki lokantada olduğunu gördü. Olay yerine gelen Muhammed Can Köse ile Ali C. ve M.K. arasında tartışma çıktı. Çıkan tartışmaya Muhammed Can Köse’nin ablası M.C. de dahil oldu. Bunun üzerine Ali C., yanında bulundurduğu silah ile Muhammed Can Köse’ye ateş etti. Kalbine isabet eden kurşun sebebiyle Muhammed Can Köse, olay yerinde hayatını kaybetti. Muhammed Can Köse’nin ablası M.C. de Ali C.’ye, kaçarken düşürdüğü silahla ateş etti. Jandarma ekiplerine cinayet şüphelisi olarak yakalanan Ali C. ve ayrıca kaçan şahsın arkasından ateş ettiği gerekçesiyle Köse’nin ablası M.C. gözaltına alındı. Tutuklanan şahıslardan M.C., avukatların yaptığı itiraz sonucu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Olayın ardından tutuklu sanık Ali C. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde “kasten öldürme”, “ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya Bulundurma” suçlarından dava açıldı.
“Benim Merve ile bir ilişkim yok. 10 gün önce tanıştım”
Hakim karşısına çıkan cinayet zanlısı Ali C., yaptığı savunmada, silahla öldürdüğü Köse’nin ailesine başsağlığı diledi. Olay anını anlatan Ali C., “Daha önce bir arkadaşın vesilesiyle M.K. yanıma geldi ve bana ‘senin orada kalabilir mi’ dediler. Ben de apart işlettiğim için kabul ettim. Bunun üzerine kendisine olay günü anahtarı vereyim istedim. Serviste olduğunu ve geleceğini söyledi. Anahtarı vermeye gittiğimde M.K., bana, ‘beni aparta bırakabilir misin’ diye sordu. Ben de kabul ettim. Ardından kendime lahmacun yaptırdım. Ona da ister misin diye sordum. O da kabul etti. Ben de lokantaya girerek lahmacun yaptırırken araçtan ses geldi. Sonra M.K.’nin saçından tutup çekiyorlardı. Araçtan zorla M.K.’yi çıkartıyorlardı. Ben müdahale etmek istemedim. Sonra restorana kaçıp saklandım. Ardından bana bıçakla saldırdılar. Kapıyı kırdılar, ben de kendimi korumak amacıyla belimden silahı çıkardım ama kurmadım. Elimde silah ile kaçmaya çalıştım. Sonra bıçağı kalbimin üzerine saplamaya çalıştı. Tanımadığım kişiler. Allah rahmet eylesin, ben suçsuz bir şekilde böyle bir olayın içinde kendimi buldum. Sonra silah patladı ve kaçarken arkamdan bir kadın ateş etti. Zor canımı kurtardım. Ben kasıtlı ateş etmedim. Kasıtlı olsa silahı bırakıp kaçmazdım. Benim M.K. ile bir ilişkim yok. Bilinmesini istiyorum. 10 gün önce tanıştım. Apartta 10 gün kaldı. Kaldığı ile ilgili bir fatura elimde yok” dedi.
“Silah boğuşma anında patlamıştır”
M.K.’nin evli olduğunu bilmediğini belirten Ali C., “Ben, M.K.’nin evli dahi olduğunu bilmiyordum. Bana devletin üst kademesinde çalışan birisinin kötü birisini yollayacağını bilemedim. M.K.’nin böyle bir insan olduğunu bilseydim ne eve ne de aracıma almazdım. 10 yıldır tüp bebek tedavisi görüyorduk. 80 bin TL para harcadım ve tedavimiz yarım kaldı. Beni kötü bilmelerini istemem. Ben ölüm korkusuyla bu olayı yaptım. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum. Silah boğuşma anında patlamıştır” diye konuştu.
“Kardeşimi yerde görünce kendimi kaybettim”
Tutuksuz yargılanan sanık M.C. ise kardeşi ile eşinin boşanma aşamasına geldiğini ve olay günü de kardeşini aldattığını düşündükleri için M.K.’yi takip ettiklerini belirterek, “1 haftadır kayıptı. Arkadaşım M.K.’yi gördüğünü ve yanında bir erkeğin olduğunu söyledi. Biz de boşanma aşamasında olduğu için kardeşimi aldattığını ispat etmek istedik. Araçta öpüşürken gördük. Ben fotoğraf çekmeye çalıştım ama camdan yansıma olduğu için çekemedim. Benzinlikte durdular. Ben, arkadaşımla gittim, kardeşim de başka araç ile arkamızdan geliyordu. Biz yeterli delile ulaştık ve bunları çektik. Gelinimiz kötü yola düşmüştü. Çocukları almak için bunları kullanacaktık. Aracın kapısını açtığında bir şey içmişti, kendisinde değildi. Sonra arkamdan kardeşim geldi. M.K.’yi görünce restorana doğru koştu. Arkasından koştum, yetişemedim. Onlar kapının arkasında boğuşuyorlardı, sonra silah patladı. Ben kardeşimin ölümünü istemezdim. Ben karşı tarafı tanımıyordum. Kardeşimi yerde görünce kendimi kaybettim. Silahın içi boştu, şarjör çıkmıştı. Ben de kaçmasını istemedim. Öldürmek isteseydim, silaha şarjörünü takardım. Bizim üzerimizde bir şey yoktu” diye konuştu.
“En ağır cezayı almasını istiyorum”
Cinayet zanlısının en ağır şekilde cezalandırılmasını talep eden Muhammed Can Köse’nin annesi G.K. de, “Oğlum ile barıştılar. Ben onların çocuklarına bakıyordum. Fakat bu adam gelinimizin kanına girdi, kandırdı. Oğlumu öldürdü. O tabancayı neden yanında gezdiriyor. En ağır cezayı almasını istiyorum. Bunu sizin vicdanınıza bırakıyorum” şeklinde konuştu.
Öte yandan Köse’nin ailesinin, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek yaşanan olayların sebebi olarak gördükleri Muhammed Can Köse’nin eşi M.K.’nin de yargılanarak tutuklanmasını talep ettiği öğrenildi.
Vedat Yunus İkizoğlu (İHA)